1-Kendinizi huzurlu hissettiğiniz bir yer söyler misiniz?

Dostlarımla, ailemle olduğum her yerde huzurluyum, mekân fark etmiyor.

2-Sevdiğiniz birini Ege'de ağırlayacak olsanız nereye götürürdünüz?

Şüphesiz en iyi bildiğim yere İzmir’e götürürüm, İzmir’de de Foça’ya davet ederim.

3-İzmir'in en sevdiğiniz özelliği nedir?

Bu kentin insanı değiştirip kendine benzetebilme özelliğini seviyorum. 

İZ DERGİ'NİN TAMAMINA ULAŞMAK İÇİN TIKLAYINIZ

4-İzmir'in en sevmediğiniz özelliği nedir?

Sevmemek demeyeyim ama İzmir’in sistem ve piyasa tarafından değişmeye/değiştirilmeye başlamasına üzülüyorum. 

5-İlham aldığınız kimse var mı?

Okuduğum herkes bana bir biçimde ilham vermiştir. Vedat Türkali’den uzun yıllar etkilendiğimi biliyorum. 

6-Favori sanatçınız kim?

Buna favori mi denir bilmiyorum ama sanatın farklı dallarındaki başarısı ve bunca başarıya ilave olarak entelektüel duruşunu hep koruması nedeniyle Zülfü Livaneli.

7-Hatırladığınız en kötü anınız nedir?

Annemin kanser olduğunu öğrenmiştim. 

8-Defalarca izleyebileceğiniz film/filmler var mı?

Baba filmini defalarca kez izledim.

9-En son hangi kitapları okudunuz?

Roman olarak Douglas Stuart’ın Shuggie Bain (Can Yay.), kurgu dışı olarak Kılıç Ali’nin Anıları (İş Bankası Yay.) 

10-Hayvan besliyor musunuz? Size neler hissettiriyorlar?

Bir kedimiz var. Sabahları koklayarak, adeta öperek uyandırdığı oluyor. O zaman çok iyi hissediyorum. Kafasının arkasında hiçbir kurgu olmayan saf bir sevgiyi çağrıştırıyor. 

11-Uzun romanlar mı kısa öyküler mi?

Uzun romanlar, kısa öyküler veya ikisinin ortasında yüzen novellalar yani edebiyata dair her şey… 

barış ince (1)

12-Köşe yazılarını takip ediyor musunuz?

Ediyorum ama giderek köşe yazısında bilgi veren yazılara yöneldim. Gençken okuduğum duygusal, propaganda yönü de olan yazıları artık okumuyorum. İçinde topluma, siyasete, teknolojiye ya da geleceğe dair bir şeyler varsa okuyorum. İsmail Saymaz, Bekir Ağırdır, Ümit Alan, Hayri Kozanoğlu, Barış Pehlivan gibi… Ve kuşkusuz kitap eklerindeki yazarlar… 

13-Kötü bir özelliğinizi söyler misiniz?

Unutmuyorum, keşke unutabilsem…

14-Parasız kaldığınız oldu mu?

Gazetecilik yaptığım dönemlerde çok uzun süreli parasız kaldık arkadaşlarımla beraber. O dönemlerde borçlandım, belki ek gelir olur diye yanlış girişimler yaptım, işler daha beter oldu. Zor dönemlerdi ama pişman değilim.

15-Başınız hiç kanunlarla belaya girdi mi?

12 yıl muhalif bir gazeteyi yönetirseniz ve başınız belaya girmiyorsa bir problem vardır. Başınızın belaya girmemesi için kanunların da adil olması gerekir. 

16-Okulu neden severdiniz veya sevmezdiniz?

İstanbul Üniversitesi’ni sevemedim belki kampüs hayatından dolayı belki derslerin çok ilgimi çekmemesinden… Ama Yıldız Teknik Üniversitesi’ni sevdim çünkü yüksek lisans çok daha katılımcı, okumaya yazmaya açık bir ortamda geçiyordu. 

17-Bağımlılıklarınız var mı?

Telefondaki Candy Crush oyunu… Oynarken karşımdakini daha iyi dinleyebiliyorum ama insanlar dinlemediğimi zannediyor. 

18-En sevdiğiniz yemek nedir?

Etli yemekleri seviyorum ama bu yeme alışkanlığımı değiştirmem gerekiyor. 

19-En büyük korkunuz nedir?

Böceklerden korkuyorum.

20-Gün içerisinde en çok neye zaman ayırıyorsunuz?

Twitter’ın beni yönlendirdiği şeylere çok zaman harcıyorum. Yani Twitter’ın kendisine değil ama oradan yönlendirildiğim siteler, haberler, Youtube yayınları çok zaman alıyor. 

21-Takip ettiğiniz dergiler/gazeteler hangileridir?

BirGün ve Oksijen gazetelerini alıyorum. Diğer gazeteleri (yandaş olmayan) internetten takip ediyorum. Edebiyat dergilerinden Notos’u uzun süre düzenli takip ettim. Salgın sonrası bu alışkanlığımı biraz kaybettim.  

22- Takip etmeyi sevdiğiniz ya da önemsediğiniz sosyal medya hesapları var mı?

Tabii gazeteci/yazar arkadaşlarımın ve büyüklerimin, sanatçıların, müzisyenlerin hesaplarını takip ediyorum. Yeni, genç stand-up komedyenlerini de takip ediyorum. Son zamanlarda Deniz Göktaş favorim. 

23-Başka bir çağda dünyaya gelme şansınız olsaydı ne seçim yapardınız?

Her dönemin zorlukları var elbette ama 60’lı ve 70’li yılların ruhuma daha uygun olduğunu düşünüyorum, o dönemde yaşamak isterdim.

24-Dünyadan ümidiniz var mı?

İnsandan umudumu kesmem. Her yeni doğan bebek bir umut taşır içinde. 

25-Memleket nasıl kurtulur?

İnsanların belli değerler uğruna birleşmesi ve mücadele etmesiyle kurtulur. Bu da kendiliğinden olmaz, bunu hedefleyen bilinçli bir azınlığın, doğru zamanda doğru bir eylem ve söylemle irade göstermesi gerekir.

26-Dünya’da neyi değiştirmek isterdiniz?

Eşitsizliği yok etmek isterim, gerisinin kendiliğinden geleceğini düşünürüm. 

27-İzmir'i yönetseydiniz ilk neyi değiştirirdiniz?

Kent yoksullularının, yoksulluğunu ortadan kaldıracak şeyler yapmak isterdim. Bu kentin güzelliklerinden herkesin eşit yararlanması için uğraşırdım. 

28-Tam 35 mi, 35 buçuk mu?

Karşıyaka’da yaşadık, Karşıyaka Anadolu Lisesi’nden mezun olduk, tabii ki buçuk. 

29-Yüklü miktarda kaybolmuş para bulsanız ne yaparsınız?

Polise giderim. 

30-Şanslı mısınız yoksa şanssız mı?

Büyük meselelerde şanslıyım (kariyer, arkadaşlıklar, aşk, evlat vb…), gündelik yaşam içinde çok şansızım. Her saçma şey beni bulur. 

31-En beğendiğiniz fotoğrafınız hangisi?

BirGün’ün Mecidiyeköy’deki ilk yerindeki bahçede çektirdiğim fotoğrafı çok severim. Arkasında grafiti var. Güzel günler aklıma gelir. İfademde gençliğin özgüveni, o yaşlarda memleketi için iyi şeyler yapmanın gururu ve bir iç huzuru var.

32-Bizimle bir çocukluk fotoğrafınızı paylaşır mısınız?

Annemle bir fotoğrafımı paylaşabilirim. 

33-En sevdiğiniz kelime?

Özgürlük.

34-En nefret ettiğiniz kelime?

Haset.

35-Yaşamınızdaki son sözünüz bu olacak olsa ne demek isterdiniz?

Her şeye rağmen güzeldi.

Editör: Duygu Kaya