İZMİR HABERLERİ

Ümit Kartal İzmirlileri uyardı: Siyaset üstüyüm oyununa kanmayın!

İz Gazete Genel Yayın Yönetmeni Ümit Kartal, Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay’ın sıkça dillendirdiği ‘siyaset üstüyüm’ sözlerine ilişkin olarak, “CHP’nin sandıktan çıkan seçilmiş yöneticileri siyaset üstü olduğunu söylerse burada bir oyun vardır. İzmir halkını uyarıyorum. Siyaset üstüyüm oyununa asla kanmayın” dedi.

Abone Ol

İz TV ile FİKİR TV’nin ortak yayınlandığı ‘Fikir Masası’ programının bu haftaki bölümünde FİKİR Genel Yayın Yönetmeni Murat Büyükyılmaz ile İz Gazete Genel Yayın Yönetmeni Ümit Kartal, gündeme dair önemli gelişmeleri masaya yatırdı.

Karşıyaka Belediyesi’nde maaş krizi

Ümit Kartal sözlerine Karşıyaka Belediyesi’nde yaşanan maaş kriziyle başladı. Kartal, “Karşıyaka Belediyesi işçilerin maaşlarını çok uzun süredir ödeyemiyor. Sendika temsilcileri başkanla görüşüyorlar, benim anladığım kadarıyla başkan da biçare. Karşıyaka Belediyesi önceki dönem Cemil Tugay’ın yönettiği bir belediyeydi. O dönemde olan borçlar katbekat arttı. Karşıyaka Belediyesi’ni yönetenler sorunların sebebini anlayamıyor. Mesela SGK yapılandırması ile ilgili bir hamle yapıyor, yer tahsisi vesaire bir şeyler tam çözülecekken bir el ortaya çıkıyor ve bu durumu bozuyor. Bu elin ne olduğunu Karşıyaka Belediyesi anlayamıyor. Partili olmak doğal olarak bir disiplin gerektiriyor ama öyle şeyler yaşanıyor ki parti disiplinine aykırı davranmak dışında çareleri kalmıyor gibi geliyor bana. Karşıyaka Belediyesi’ni yönetenler bu sorunun neden çözülmediğini anlamaya ve anlatmaya başlarlarsa kendi partileri açısından disiplin suçu işlemiş olacaklar. Aslında İzmir tam da içerden, İzmir halkının oy verdiği insanlar tarafından kıskaca alınıyor. Zaten o yüzden de bir öfke birikiyor. Karşıyaka Belediyesi’nin İZSU’dan 55 milyon TL alacağı var ve bunu alamıyor. Yani siz su faturası öderken yaşadığınız ilçede katı atık bedeli olarak bir ücret ödüyorsunuz. O ücretin İZSU’da biriktikten sonra ilçelere dağıtılması lazım. Diğer ilçelere zamanında dağıtılıyorken, Karşıyaka Belediyesi işçilerin maaşını ödeyeceği ve Karşıyakalılara harcayacağı anasının ak sütü gibi helal olan parayı alamıyor. Bu konunun biraz üzerine gideceğimizi şimdiden söyleyelim” ifadelerini kullandı.

İzmir’in çöp sorunu: Grev kırıcılar şimdi sessiz!

İzmir’in özellikle metropol ilçelerinde yaşanan çöp sorununa da değinen Kartal, “İzmir’de çöpler toplanamıyor. İşçiler grev yapıyor, çöpler toplanamıyor diye eline eldiven giyerek şov yapmak üzere sahaya çıkan grev kırıcıları şimdi ortada yoklar. Ortada şu an grev de yok ama çöpler toplanamıyor. Bir taraftan Cemil Tugay’a yakın medya organları, meseleyi ilçe belediyelerinin beceriksizliği olarak anlatmaya çalışsa da Harmandalı çöp tesisi kapatıldıktan sonra ilçe belediyelerinden gelen çöpler farklı yerlerde toplanıyor, daha sonra Büyükşehir Belediyesi’nin TIR’larıyla Ödemiş, Tire, Bergama gibi kentin uzak bölgelerine götürülüyor. TIR’lar yetersiz olduğu için ilçe belediyeleri kendi ilçelerinde ancak bir iki tur çöp toplayabiliyorlar. Bir sosyal medya hesabı, Buca Belediyesi’ndeki iki temizlik işçisinin sadece konteynerin içindeki çöpleri alıp, dışardaki çöpleri toplamadığı görüntüyü paylaşarak emekçileri linç etti. Gerçek bu değil. Çünkü o çöpler elleriyle toplayabilecekleri çöpler değil. Bu TIR’ların günde 5-6 kez ringe çıkması, bazen de kepçelerle ve kamyonlarla çıkması gerekiyor. TIR’lar daha fazla ringe çıksa çöp yığınları olmayacak zaten” bilgisini verdi.

Çöplerin toplanamama sebebi Büyükşehir Belediyesi

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın, halk sağlığını tehdit ettiği gerekçesiyle ilçe belediyelerine soruşturma başlattığını hatırlatan Kartal, “İlçe belediyeleri kendilerini bakanlığın gazabından korumak için İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne bir dilekçe yazdılar. “Çöp toplayamıyoruz, sebebi de TIR’ların sayısının yetersiz olması, TIR’ların sayısı artırılsın” dediler. Ben de buradan aracı olmak istiyorum. İzmir’de çöplerin toplanamamasının sebebi ilçe belediyeleri değil, ilçe belediyesinin işçileri de değil. Bunun sebebi transfer işini beceremeyen İzmir Büyükşehir Belediyesi. Büyükşehir Belediyesi TIR sayısını artırmalıdır. Bunu da tasarruf tedbirleri kararnamesi kapsamında TIR alamıyoruz diye açıklamasınlar. Tasarruf tedbirleri kararnamesi halk sağlığından daha önemli değil. Bu sadece bir bahane” diye konuştu.

Halk sağlığı ve işçi maaşları

FİKİR Genel Yayın Yönetmeni Murat Büyükyılmaz ise işçi maaşları ve halk sağlığından daha önemli bir şey olmadığına dikkat çekerek şunları söyledi: “İzmir Körfezi’nin kokması, kirliliği ve çöp toplamak gibi temel belediyecilik hizmetlerinden bahsediyoruz. 6 buçuk yıl önce belediyeler bir yandan temel faaliyetlerini yürütürken bir yandan hayat koşullarının kötüleşmesi dolayısıyla merkezi hükümetin yapması gereken dayanışma faaliyetlerini de yapacak söylemiyle muhalefetin pek çok belediyeyi kazandığı bir dönemi yaşadık. Belediyeler aslında yeni devlet haline geldi. Kent Lokantaları bunun bir örneği. Eğitim, sağlık, barınma gibi konularda halkın yardımına koşan bir belediyecilikten söz ediyorduk. Halk yalnız kalmayacaktı. Bu konuda pek çok faaliyet de yapıldı. Bunun da adı sosyal demokrat belediyecilikti. Bunun üzerine zaten CHP birinci parti oldu. Şu an geldiğimiz noktada daha geri bir yere düştük. Çöpleri toplayamıyoruz, körfezi temizleyemiyoruz, işçiye maaş veremiyoruz. Hiçbir yasa, hiçbir parti tüzüğü halkın çıkarlarının önünde değildir. İşçinin ücreti ve halkın sağlığı gibi çok temek şeylerden söz ediyoruz. Bunlardan daha önemli bir şey olamaz. Osman Özgüven Dikili’de halk istiyor var diye suyu ücretsiz olarak verdi ve sonra da yargılandı. Ama bu konuda bir alan açtı. Halkın, talep etmesi ve halkın yararına iş yapan belediye başkanlarının yanında durması gerekiyor. Halkın sorunlarını çözen ve Türkiye’nin farklı bir şekilde yönetilebileceğini gösteren belediye başkanları tek tek tutuklandı. Muhalefetin halkın gündemine geri dönmesi gerektiğini düşünüyorum.”

CHP mitingleri açık hava toplantısına döndü

Ümit Kartal, CHP’nin devam eden mitingleriyle ilgili olarak, “ Özgür Özel’in yaptığı mitinglerde iktidara yönelik sert ifadeler kullanmasıyla ‘içinin yağları eriyen’ bir muhalif kitle oluştu. Ama eylem de söylem de sonuç almak üzerinedir. Bu mitingler devam ederken her gün yeni bir belediye başkanı görevden alınıp cezaevine atılıyor. Eylemin ve söylemin sertliği görüntüde böyleyken, içerik bakımından yumuşak kaçtığını görmemiz gerekir. Yani siyasi iktidara bir yaptırımının olmadığını görmeliyiz. Gezi’de ve Saraçhane’de halk, öğrenciler ve emekçiler aktördü, özneydi. Halkın başrolde olduğu eylemler siyasi iktidarlar tarafından sevilmez ve geri adım attırır. Şu anda tek etken Özgür Özel, geri kalan herkes edilgen gibi bir durum var. Halkın gazının alındığı tablo siyasi iktidara geri adı attırmıyor. 19 Mart eylemlerinde gençler mitinge değil eyleme geldik diyordu. Artık bu iş mitingden de çıktı, açık hava grup toplantısına döndü. Farkındaysanız bir dizi gibi izlemeye başladık. Arka Sokaklar dizisi gibi sürekli aynı şey. Reytingler de düşmeye başladı. Burada halkın seyirci olmaktan çıkarılıp senaryonun da gözden geçirilmesi gerekir. Halkın özne olduğu bir hat ancak siyasi iktidara geri adım attırabilir. Aksi halde her gün miting yapılsa da iktidar geri adım atmayacak” dedi.

Cemil Tugay’dan ‘siyaset üstüyüm’ oyunu

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay’ın, sıkça dile getirdiği ‘siyaset üstüyüm’ sözlerine de değinen Kartal şöyle konuştu: “Cemil Tugay, siyasetsizliği kutsayan, yücelten bir dil tutturuyor. Türkiye’de hâkimler siyaset yapıyor. Savcılar, müftüler, imamlar, rektörler, valiler, kaymakamlar, bürokratlar ve hatta mafya bile siyaset yapıyor. Türkiye’nin en büyük muhalefet partisinin üç büyük kentinden birinin belediye başkanı ‘ben siyaset yapmıyorum’ diyor. Siyasetle işinin olmadığını söylüyor. Böyle bir şey olabilir mi? Siz sandıktan çıktınız. Siyaset yapmak demek sadece size oy verenlere hizmet etmek, oy vermeyenlere hizmet etmemek değil ki. CHP’ye oy veren İzmir halkının beklentisi denizin altından metro geçsin gibi çılgın projeler değil. CHP’ye oy veren halkın beklentisi, belediyeler başarıyla yönetilsin ve CHP iktidara gelirse tüm Türkiye İzmir gibi olabilir mesajı verilsin. Bunu Aydın’da göreceğiz şimdi. Hükümet desteğiyle yatırım gelmesine rağmen bakalım Aydınlılar tekrar Özlem Çerçioğlu’na oy verecek mi? Tabii ki AKP kazanamayacak. Dolayısıyla dışardan tatlı gibi görünen ben siyaset yapmıyorum söylemi, ‘taşları bağlayıp köpekleri serbest bırakmak’ anlamına gelir. Siyasi iktidar var gücüyle, atanmışlarla siyaset yapıyorken, sandıktan çıkan seçilmiş CHP’nin yöneticileri siyaset üstü olduğunu söylerse burada bir oyun var. İzmir halkını uyarıyorum. Siyaset üstüyüm oyununa asla kanmayın. Yapılan her şey siyasettir. Siyaset yapmıyorum diye diye zaten bu hale geldik ve düzen olduğu gibi devam ediyor. Aydın’daki yerel gazetelerden arkadaşlarımla konuşuyorum. Özlem Çerçioğlu AKP’ye geçmeden son bir yılda ne yapmışsa, maalesef Cemil Tugay da aynılarını İzmir’de yapıyor. Milletvekilleriyle, ilçe belediye başkanlarıyla kavga ediyor. Gücünü parti içinde kendisi gibi düşünmeyenleri bastırmak için kullanıyor. Böyle bir izlenimim olduğunu da buradan paylaşmış olayım.”