İZMİR HABERLERİ

Ülkü Doğan İzTV’de konuştu: İzmir’de irade eksikliği var

İYİ Parti İzmir İl Başkanı Av. Ülkü Doğan, “İzmir’de irade eksikliği var. Yani sorunu çözme noktasında irade gösterecek kimse yok. Onun yerine kavga kültür var. Sorun çözecek iki aktör olan genel ve yerel iktidar bu sorunu çözme noktasında bir irade göstermelidir.” dedi.

Abone Ol

İzTV’de yayınlanan Nil Kahramanoğlu ile Gündem Özel’in konuğu İYİ Parti İzmir İl Başkanı Av. Ülkü Doğan oldu. Gündeme dair değerlendirmelerde bulunan Doğan, başlayan kongre sürecine dair de bilgiler verdi.

İzmir’de susuzluktan çöp sorununa, körfez kokusundan balık ölümlerine kadar pek çok sıkıntı yaşandığını anlatan Doğan, şöyle konuştu: “Bazı konularla ilgili geç kalınıyor ama çözüme nereden başlarsanız bu ciddi bir adımdır. Sorun, bu adımları görmüyor oluşumuzdur. İzmir’in sorunlarını sayalım derseniz saatlerce konuşabiliriz. Ama başlıcalarından biri Körfez sorunu. İzmir, çok uzun yıllar boyunca kokuyla anılmış bir şehir. Bir dönem bunun önüne geçildi. Kararlı bir politika izlendi. Ancak son birkaç yıldır başka bir boyutta sıkıntı yaşıyoruz. Koku beraberinde balık ölümleri sorunu da yaşanıyor. Perşembenin gelişi çarşambadan bellidir derler. Kirlilik had safhada. Özellikle deşarj konusunda ciddi bir sorun yaşanıyor. Bunlar benim değil, konunun uzmanlarının değerlendirmelerdir. Arıtma tesislerinde bir yapılanmaya gidildi. Belediyenin açıkladığına göre yüzde 100 bir arıtma söz konusu. Ancak Körfez’e dökülen sularda, özellikle fabrikalardaki arıtma tesislerini yetersizliği nedeniyle ciddi bir kirlilik oluştuğu yönünde açıklamalar var. Körfez dibinde neredeyse yaşam bitmek üzere çünkü çok ciddi bir kirlilik birikmiş dışında. Onun dışında bir de Çeşme’de yaşanan orkinos ölümleri var. Ağustos ayında 350 civarında orkinos kıyıya vurdu. Burada sıkıntımız şu; hemen her sorunda olduğu gibi yerel ve genel iktidar arasındaki o kavganın bir türlü bitmek bilmemesidir. Bu sorunları çözmesi gereken makamlardaki insanların birbirlerini türlü şeylerle suçladığı, sorumluluğu birbirinin üzerine attığı bir tiyatro izliyoruz. Mesela İzmir Körfezi’nde yapılan çalışmanın bir benzerinin İzmir’de yapılması lazım ama biz o kavga aşamasından bir sonraki aşamaya geçtiğimizi görmüyoruz. Keza orman yangınları… Bunun çıkacağı belli. Ancak kim söndürecek? Belediye mi, bakanlık mı? İkisinin bütün olduğu ve iş birliği içinde çözdüğü bir konu yok İzmir’de. Temel problemimiz bu. Bu sorunlar ilk defa yaşanmıyor, çözüm yolları da belli. Yeter ki çözüme yönelik bir irade olsun. Şu anda en büyük problemimiz susuzluk olabilir. Bir. Su krizine gittiğimiz, konunun uzmanları yaklaşık 10 yıldır söylüyorlar. Yerel yönetimleri hazırlık yapmaları için uyarıyorlar. İzmir’de bunula ilgili yapılan hiçbir çalışma duymadım. Sorun yaşandığında değil, daha vizyoner ve öngörülü şekilde çalışmalar yapılması gerekiyor. İzmir’de irade eksikliği var. Yani sorunu çözme noktasında irade gösterecek kimse yok. Onun yerine kavga kültür var. Sorun çözecek iki aktör olan genel ve yerel iktidar bu sorunu çözme noktasında bir irade göstermelidir.”

‘Birbirlerini suçluyorlar’

AKP iktidarı ve CHP’li belediye arasındaki anlaşmazlığın İzmir Fuarı öncesinde de ortaya çıktığını söyleyen Doğan, “Fuar örneğinden yola çıkarak, İzmir eski şaşalı günlerine kavuşacaksa iki erkin iş birliğiyle sağlayabiliriz. Kavga ile ortaya bir şey çıkmayacağı muhakkak. İzmir Fuarı’nın 94. Yılı. Sadece İzmir için değil, tüm Türkiye için çok müstesna bir fuardır. Bir kültürdür. Aynı zamanda bir turizm cazibesidir. Uzun zamandır o şaşalı döneminden uzak. Tarihi bir miras olduğunu düşünüyorum. Bu yıl Göl Gazinosu gibi simgesel yerlerin restore edilmesi önemli adındır, alkışlarım. Ancak diğer yandan sponsorla ilgili sıkıntı yaşanıyorsa, kimse gelmiyorsa burada sponsoru mu suçlamak gerekir yoksa firmaları sponsor olmaları için cazibe aratamayanları mı suçlamak gerekir? Fuar eski cazibesinde olsaydı sponsorlar kuyruğa girerdi. Bu konuda dahi Ak Parti ve CHP karşı karşıya geldi, birbirini suçladı. Birlikte çözüm üretelim diyen olmadı” diye konuştu.

‘Adalet sopa gibi kullanılıyor’

CHP’ye yönelik yürütülen soruşturmalar ve İzmir’deki tutuklamalara yönelik konuşan Doğan, “Ak Parti’nin rakip eksilterek yürüttüğü bir siyaset var. Bu sadece CHP’ye yönelik değil, Ümit Özdağ’ın tutuklanmasıyla da birlikte başlamıştı. Ardından İstanbul ve Türkiye’ye yayılan bir süreç işletiliyor. Hukuki olarak yürütülen süreçlerle ilgili siyasilerin yorum yapmasını doğru bulmuyorum. Çünkü yargı bağımsız olması gereken bir güç. Ancak tüm olaylara totelde baktığınızda sadece CHP’li belediyeler mi yolsuzluk yapıyor? İnsanlar doğal olarak bu soruyu soruyor. Eğer bir suç ya da yolsuzluk varsa elbette soruşturulsun. Ama bunu parti ayırt etmeden yapılmasını talep ederim. Bu ülkede Ak Partili belediyelerin bırakın tutuklamarı soruşturmaya dahi gerek görülmeyecek kadar pürü pak yönetildiğini mi söylüyorsunuz? İzmir’deki soruşturma ve tutuklamaları da takip ediyorum. Süreç farklı yönetilebilir miydi? Evet. Vatandaşların yaşadığı soruna baktığımızda belediyenin uhdesinde. İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne güvenerek arsasını veren ya da ev alan insanlar var. Ancak ortada bir şey yok. Bu konuda çözüm vaadinde de bulunulmuyor. Yargı sürecindeki eleştirim, tutuklu olan isimlerin kaçma şüphelerinin olmaması, karartılacak delillerin olmaması gözetilerek tutukluluk kararın ağır olduğunu söyleyebilirim. Adaleti bir sopa gibi kullanma niyeti var. İşin diğer kısmında, yani mağdurların sorunlarının çözülmesi noktasında yol haritasını açıklaması gerekir. Bu insanların sorunlarının çözülmesi gerekir. İnşaat maliyetleri çok yükseldi. İnşaatlar nasıl bitirilecek? Bu da önemli bir konu” ifadelerini kullandı.

‘Partiler arası geçiş doğru değil’

Siyaset çok uzun yıllardır giderek kirlendiğini ifade eden Doğan, “Eskiden parti liderleri TV programlarına çıkar, birbirlerine hakaret etmeden nezih bir dille tartışırlardı. O tepeden aşağıya doğru da inerdi. Türkiye’de çok uzun yıllardır bu kültür yok. Giderek yozlaşan bir süreç var. ‘Ya benimsin ya kara zindanın’ gibi süreç yaşıyoruz. İnsanlar siyasete girmekten, sözünü söylemekten korkarsa o ülkede demokrasi bitmiş demektir. Evet siyasette çekişmeler yaşanır. Ama bu anlayış yerleşirse geri dönüşü olmayan bir surum yaşanır. Partiler arası transferleri konuşuyoruz. Bu operasyonlar ilk İYİ Parti’ye yapılmış. İYİ Parti’den ayrılıp CHP’ye katılmayı da alkışlamamak gerekiyor. Çünkü bir partinin oyuyla seçilen bir kişinin ne olursa olsun başka bir partiye geçmesi doğru değil. Şimdi CHP’den istifa edip başka partiye giden kişiyi eleştirmeden önce durup bir kendilerine de bakmak gerekiyor. Ancak Aydın’daki tercih hangi nedenledir bilmiyoruz. ‘Bana kumpas kuruldu, bununla ilgili kitap yazdım’ dedi. Umarız yazmıştır. 3 gün aleyhinde önce pek çok söylediği siyasi patinin liderine methiyeler düzemenin hangi hissiyatla gerçekleştiğini öğrenmiş oluruz” dedi.

‘İşleyen sistemimiz yok’

Türkiye’nin asıl sorununun ekonomik kriz olduğunun altını çizen Doğan, “Erken seçim iddiası var, bu uzun zamandır olan bir dedikodu. İktidar, özellikle ekonomi bu durumdayken, ‘Terörsüz Türkiye’ adını verdikleri bir süreç işletiliyorken sandığı vatandaşın önüne koymaya cesaret edeceğini sanmıyorum. Şu anda seçim ittifaklarını konuşmak yerine halkın gerçek sorunlarını konuşmanın daha doğru olduğunu düşünüyorum. Bugün siyasetçilere güven kalmamasının nedenlerinden biri, siyasetçinin vatandaşın sorunlarını dile getirmemesi. Bugün ülkenin neredeyse yüzde 80’i yoksulluk sınırının altında çalışıyor. Çok kısıtlı şanslı bir zümre dışında herkes geçim sıkıntısı ve gelecek endişesi taşıyor. Konuşulması gereken can alıcı sorunlarımız bunlar. Bir maliye bakanı var, vergi ve ceza yoluyla bu sıkıntıları vatandaşın sırtına yükledi. Böyle bir ekonomi politikasının olduğu ülkede yaşıyoruz. Türkiye’de olan şey sistemsizlik. İşleyen hiçbir sistemimiz yok. Liyakatin yerini itaat aldı. Adaletin olmadığı yerde güven olmaz, ekonomi de düzelmez. O acı reçeteyi vatandaş sandıkta kesmezse bu sistem böyle gider. Bu tablonun düzelmesi için bir zihniyet değişikliği gerekli” şeklinde konuştu.

‘Başkanımız devam derse…’

Kurultay takvimine dair değerlendirmelerde bulunan Doğan, “Bugün başladı. Delege seçimi öncesinde üye listeleri askıya çıkıyor. Delege olabilmek adına oy kullanmak isteyenler ilçe başkanlıklarına başvurmaları gerekiyor. Ardından ilçe kongreleri başlayacak. Takvim 9 Kasım’da bitecek. İl kongresinin tarihi genel merkezimiz tarafından belirlenecek. Kurultaylar partiler için düğün havasında geçer. Toy deriz kurultaylarımız için. Hem motivasyonumuzu tazelemek, hem de kadrolarımızı güçlendirmek için, vatandaşımıza daha iyi hizmet edebilmek için bu süreci en iyi şekilde geçireceğiz. Kongreler aynı zamanda demokratik yarıştır. Rekabetler de güzeldir. Tabii il kongremize daha zaman var. Bu süreci mevcut il başkanı olarak yürütecek kişiyim. Nasıl devam edeceğimiz konusunu genel merkezimizle istişare ederek karar vereceğiz. Genel başkanımız göreve devam derse bu onurlu görevi elimden geldiğince layığıyla yapmaya çalışırım” diye konuştu.