İktidarıyla muhalefetiyle siyaset; enerjisini ’’yapay’’ gündemle harcıyor.
İnsanımızın geçek gündemi; işsizlik, yoksulluk, pahalılık, barınma ve beslenme krizi ile eğitimde, istihdamda ve ‘’GELİR PAYLAŞIMI’’nda fırsat eşitliği.
Oysa; iktidarıyla, muhalefetiyle siyaset kurumu; vatandaşın problemlerine çözüm üretmek yerine, vatandaşı’ ’seçmen’’ olarak görüp seçmeni yönetmek stratejisini uyguluyor.
Bilinmelidir ki; insanı önceleyen hak temelli bir siyaset anlayışı; hak, hukuk ve insanca bir düzenin, uygar bir yaşamın da güvencesidir.
Halkın önceliği; huzur ve refah içinde; özgürlük ortamında kardeşçe bir yaşamdır.
Halkın bir ‘’ortak gelecek üzerinde buluşturmada asıl görev; ülkeyi yönetme sorumluluğunda olan iktidara düşmekle birlikte, muhalafet de bu sorumluluğun dışında değildir.
Bu arada; CHP bir ‘’kırılma’’ noktasında; CHP, iktidara hazır olup olmadığının sınavını veriyor.
Bu bağlamda CHP; yoksulun sırtından doyan adaletsiz bir düzen yerine, kaynakların hakça paylaşıldığı ‘’ADİL DÜZEN’’ arayışında olduğunu toplumun gündemine taşımalıdır.
Bu bağlamda CHP; yeni bir hikâye yazarak, umudu örgütleyerek refahı yaygınlaştıracak samimi, gerçekçi ve ikna edici bir ‘’REÇETE’’yi topluma sunmalıdır.
Bu arada; toplumun beklentisi eksiksiz düşünce ve ifade özgürlüğü, girişim özgürlüğü, örgütlü ve güçlü sivil toplum, saydamlık, özetle; NİTELİKLİ DEMOKRASİ.
Siyasetin odağında gençler olacak
Unutmayalım ki; ülkenin kaderini gençler değiştirecek. Aynı zamanda; iktidarın da kaderi gençlerin elinde.
Seçimler zamanında yapılırsa 6 milyon 500 bin genç ilk defa oy kullanacak. Gençler; günümüzün ekonomik ve siyasal koşullarında, ‘’gelecek korkusu’’ yaşıyor, umudunu yitirmiş, yaşamla bağı zayıflamış, özgürlüğünü kullanamıyor, gelecek planı yapamıyor.
Üniversite mezunu gençler bile, asgari ücretle bile iş bulamıyor.
Bu arada; liyakatın dikkate alınmadığı, hukuka olan güvenin azaldığı, yargıya inancın yüzde %20’ ye indiği hukuk ve siyaset ortamı; oluşan güvensizlik ve umutsuzluk, gençleri iktidardan uzaklaştırıyor.
Yapılan araştırmalar, ilk kez oy kullanacak gençlerin yüzde 49.7’sinin CHP’ye, yüzde 22’sinin de AK Parti’ye oy vereceğini gösteriyor. Öte yandan; gıda fiyatlarındaki yüksek artışın oluşturduğu beslenme krizinin mutfağı ‘’YANGIN YERİ’’ ne dönüştürdüğü, çocukların okula ‘’AÇ’’ gittiği ekonomik ortam da kadınları AK Parti’ den uzaklaştırıyor.
Bu koşullarda CHP’nin üniversite öğrencilerine, gençlere, kadınlara, dezavantajlı kesimlere umut ve gelecek vaat edecek bir program etrafında toplumsal örgütlenmeyi sağlamak zorunluluğu var.
Bu nedenle; CHP söylemden eyleme geçmeli; samimi, gerçekçi ve inandırıcı bir sosyal demokrat REÇETEYİ, zaman geçirmeden topluma sunmalıdır.
SONUÇ OLARAK:
Mevcut göstergeler, gençlerin ve kadınların AK Parti’ den ve Cumhur İttifakı’ndan uzaklaştığını gösteriyor. Ancak bu yönelimin henüz muhalefete, özellikle de CHP’ye, sonucu değiştirecek ölçüde yansımadığı da ortada. Bu nedenle CHP, halkın gerçek gündemine yönelerek, güven veren, geleceği kucaklayan bir siyaseti ivedilikle hayata geçirmelidir. Türkiye’nin yeni bir iktidardan önce, yeni bir siyaset anlayışına ihtiyacı var. Ve bu anlayış, ancak insanı önceleyen, çözüm odaklı, adil ve demokratik bir yaklaşım ile inşa edilebilir.