Yerel seçim ile ortaya çıkan manzara artık siyasetin olağan akışı ile açıklanamaz hale geldi. Omurgası olmayan bir süreç her yöne eğilip bükülmeye başladı. 

* AKP adayı Zeybekçi, İzmir'i gelinlik kız yerine koyup önce "almaya" niyetlendi, gösterilen tepkiyi düzeltmek için bu kez "vermeye" geliyoruz dedi.

* 70 yaşındaki A.Kocaoğlu "artık yeter" deyip, kenara çekilir gibi yaptı, yerine "genç" alternatif A.Yüksel 68 yaşında. Siyaset nasıl bir adrenalin ise.

* HDP daha ne yapacağını konuşamadan yöneticilerinin göz altına alınması ile parti binasını yakında ceza evine taşıyacak. Artık parti kapatmak yerine kadro kapatmak var.

* MHP , AKP yancısı, seçime girmeyecekse niye var?  Anti-siyaset dönemini en iyi anlayan parti MHP, hem harcama ve yatırım yapmıyor, hem çalışmayacak, hem de en çok kazanan olacak.

* Şu ana kadar bir fikri, bir programı , kente dair tek bir açıklaması olmayanlar Başkanlık hayali kuruyor. Fikri projesi olan uzmanların, meslek örgütlerinin kapısını çalan yok.

* İzmir'li olmayan ama CHP içinde en güçlü taraflardan biri olan Tuncay Özkan ironik bir biçimde İzmir'i İzmir'li rantçı, inşaatçı baronlardan korumaya çalışıyor. Kendini kentin sahibi sananlar ezel ebed müebbed iktidar peşinde.

* CHP içinde şöförü, koruması mafyözlük yapan mevcut başkanlar ile, genel başkanın şöförü, koruması üzerinden kendini öne çıkarmaya, randevu almaya çalışanlar ile bu iş nereye gider, karakoldan başka?

* İzmir'de hiç bir toplumsal sorumluluk projesinde adı geçmeyen, kenti hiç bir döneminde savunmamış, kent için mücadele etmemiş birisi , bir ekibin içinde diye önce yükseliyor, sonra kendisini yükselten ekibin Brütüs'ü oluyor, en üst sıraya çıkıyor, vekil oluyor, sonra da yetmiyor gözü başkanlıkta.

* İzmir'li olmakla öğünüp, başkalarını dışarıdan gazel okumakla eleştirenler Büyükşehir Belediyesini İzmir'in sokaklarında kaybolacak Ankara'lılara teslim ediyor.

* Sekülerliği ile nam salmış kentin "Yerel Yönetimde İzmir Modeli" konuşmacısı Zaman Gazetesi yazarı ve Gülen cemaati ile adı anılan ve "Taksim'deki Gezi Parkı'na Topçu Kışlası yapılması" ile ilgili kararın altında imzası bulunan bir akademisyen.

* Metropol ilçeler ise bir başka alem. Herkes nefesini tutmuş Büyükşehir için adı geçen adayın durumuna bakarak fal açıyor. Seçilme şansı hiç olmayan birisi kendisinin desteklediği büyükşehir adayının adı geçince umutlanıyor, yıllardır ilçesinde emek veren, mücadele eden partili başka bir adayın adı geçince muhtar olma düşüncesini bile aklından geçiremez hale geliyor.

Durum tam Nasrettin hocalık hale geldi. 

"Köyün çocukları derede ayaklarını suyun içine koymuş oturuyorlar, balık avlamaya çalışıyorlardı. Nasrettin Hoca serinlemek için derenin kenarına gelmiş. Hoca’yı gören çocuklar hemen bir muziplik düşünmüşler, başlamışlar bağırıp, çağırmaya..

Nasrettin Hoca  “Ne oldu çocuklar? Ne diye bağırıp duruyorsunuz?” diye sordu. Çocuklardan biri ağlamaklı sözü aldı; ”Sorma Hocam, suyun içinde ayaklarımız birbirine karıştı. Hangisi kim ayağıdır, bulamıyoruz.”

“Hiç merak etmeyin, ben şimdi sizin ayaklarınızı bulurum.” dedi.

Elindeki sopayı tuttuğu gibi suya vurdu, ayaklarına değen sopanın acısıyla, çocuklar neye uğradığını şaşırıp koşmaya başladılar.

Bakalım CHP lideri "Kemal Hoca" İzmir körfezi sularında karışan ayakları nasıl ayıklayacak?

Editör: Haber Merkezi