ÖZLEM KARA/ İZGAZETE - İzmir Tabip odası, Korona virüsünden hayatlarını kaybeden sağlık çalışanları için Türkan Saylan Kültür Merkezi önünde basın açıklaması gerçekleştirdi. Basın açıklamasında, İzmir Tabip Odası Genel Sekreteri Nuri Seha Yüksel, 14-18 Eylül tarihleri arasında Kovid- 19 hastalığı duyarlılığını arttırmak ve tedbirlerin arttırılması konusunda sağlık çalışanlarının bir eylem başlaştığını, çalışanların göğüslerine kaybedilen vatandaşlar ve sağlık çalışanlarının acılarını yüreklerinde hissetmek amacıyla siyah kurdele taktıklarını ifade etti.
 

“ACİL KAPSAYICI PROGRAM”

Suçu vatandaşa, yükü hekimlere ve sağlık çalışanlarına yıkanlara tarihsel sorumluluklarını yılmadan her gün hatırlatmaya devam edeceğiz diyen Çamlı sözlerine şöyle devam etti,

Sadece hekimler ve sağlık çalışanları değil, babalarımız, annelerimiz, kardeşlerimiz ölüyor. Daha çok olduğunu bildiğimiz ama resmi olarak açıklanan rakamlarla dahi her gün 50 yurttaşımız, önlenebilir bir hastalık olan Kovid-19’dan hayatını kaybediyor. Kovid-19 Salgın sürecinin bilimsel yöntem, şeffaf veri ve ilgili tüm kesimlerin katılımı ile etkin koordineli bir anlayışıyla yönetilmesini istiyoruz. Kovid-19 salgını sürecine bugüne kadar ki yönetiliş biçimini yetersiz ve kaygı verici buluyoruz. Ülkeyi yöneten yetkili kişi ve kurumların salgın tedbirleri, salgın bütçesi, salgın koordinasyonu, salgın planlaması konusunda acil, kapsayıcı ve inandırıcı program açıklamalarını bekliyoruz. Ülkenin en önemli ve gerçek gündeminin Kovid-19 salgını olduğunun, kabul edilmesini ve ülkeyi yönetenler başta olmak üzere tüm kişi ve kurumların bu gerçekliğe uygun tutum almasını istiyoruz. TBBMM’nin açılmasını beklemeden bütün partilerin Kovid-19 salgını konusunda işbirliği ve koordinasyon sağlamak üzere bir araya gelmeleri için çağrı yapıyoruz”

“SAĞLIK ÇALIŞANLARI CANLA BAŞLA MÜCADELE EDİYOR”

İzmir Tabip Odası Genel Sekreteri Nuri Seha Yüksel, Bilinmeyen bir hastalığın çaresini bulmak için hastaların başında, yoğun bakımlarda Kovid polikinliklerinde aile sağlığı merkezlerinde, hastanelerde korona ile mücadele ettiklerini ifade etti. Yüksel, “Bu mücadele sırasında sağlık çalışanlarını kaybettik. Sağlık çalışanları yaptığı işte, yaptığı mücadele nedeniyle hayatlarını kaybettiler. Onları tekrar saygı ile anıyoruz. Ve bu mücadelede kaybettikleri canlarından dolayı bir iş hastalığı ya da meslek hastalığı değerlendirmesi yapılmadı. Arkadaşlarımız, hizmetleriyle mücadeleleriyle aramızdan ayrıldılar. Sağlık çalışanları olarak biz bunun mücadelesine devam edeceğiz. Türk Tabipler Birliği 14-18 Eylül tarihlerini, Kovid- 19 hastalığı duyarlılığını arttırmak ve tedbirlerin arttırılması konusunda bir eylem başlattı. Bu eylemde sağlık merkezlerine, hastanelerde ve aile sağlığı merkezlerinde çalışanların göğüslerine siyah kurdeleyi taktılar. Bu siyah kurdele kaybettiğimiz vatandaşlarımızın ve sağlık çalışanlarımızı kaybetmenin acısını yüreğimizi ifade ediyordu” dedi.
 

"TEDAVİ İLE SALGIN MÜCADELESİ YAPACAĞIZ DİYE TARİHE GEÇTİK" 

Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi Üyesi Mübeccel İlhan ,Sağlık Bakanlığı’nın, ilk vakanın hangi şehirde olduğunu devlet sırrı gibi sakladıklarını, sağlık çalışanlarının uyarılarına kulak verilmediğini dile getirdi. İlhan şu şekilde konuştu:

“İlhan İl Hıfzıssıhha Kurullarını tastik yapan, onay yapan kurullara çevirdiğiniz için kaygılıyız. Onların sonucunda vakalar arttığı için kaygılıyız. Bu tablo için kaygılıyız, bilimsel yolu seçmediğiniz için kaygılıyız ve bu sonucu gördüğümüz için kaygılıyız. Biz okullarımızda hocalarımızdan böyle öğrendik. Pandemi ile mücadele, pandemi bilimin ışığında yapılır. Test test test. Yakalarsınız hastayı sahada, karantinayla, filasyonla, attığınız adımlarla hapis edersiniz onu orada. Bizim otoritelerimiz orada ne yaptı, virüsün hastaneye gelmesini bekledi. Tedavi ile salgın mücadelesi yapacağız diye tarihe geçtik. Burada gördüğünüz tablo daha da genişliyor. Kimsenin de umurunda değil. Başından bu yana her gün uyarı yapıyoruz. Daha ilk günden, ilk vakanın açıklandığı günden beri uyardık. İlk vakanın nerede olduğu devlet sırrı gibi saklandı. Bu böyle sürdü gitti. Bu tablo büyüdükçe gözlerini oyacak zamana gelince bir turkuaz tablo çıkardılar, her gün işlenen günah gibi birkaç ilin verisini vererek Türkiye tablosu diye sundular.”
 

Editör: Haber Merkezi