HİLAL TAŞÇI - YAREN KANTARCIOĞLU /İZ GAZETE İzmir Tabip Odası Başkanı Lütfü Çamlı, "Hekimlerin ve sağlık çalışanlarının görevi hastaları tedavi etmek toplumu ise hastalıklardan korumaktır. Toplumu ve sağlık sistemini esastan etkileyen COVlD-19 gibi yoğun ve riskli dönemlerde hastalıkla mücadele etmek, bedeli ne olursa olsun bizlerin kamusal, mesleki ve hepsinden önemlisi etik sorumluluğumuzdur. Hekimlik mesleğine adım attığımız ilk andan itibaren bırakmadığımız mesleki ve toplumsal sorumluluk bilinci, üzerimizden çıkarmadığımız beyaz önlüğümüz gibi varlık sebebimizi oluşturur. Ancak olağan sağlık hizmetleri dönemindeki performans baskısı, gerekli olmayan sağlık hizmeti tüketimi ve hekim emeği üzerinden yaratılmaya çalışılan 'hasta-müşteri memnuniyeti', SABİM -CİMER şikayet hatları ve yönetici baskılarının üzerine şimdi de çığ gibi büyüyen vaka sayıları ile pandeminin 'virüs yükü' bindirilmiştir" ifadelerini kullandı.

İZMİR'DE 1 GÜNDE 312 POZİTİF HASTA SAPTANDI

Lütfü Çamlı, “Aldığımız duyumlara göre şuanda İzmir’de yaklaşık, 3 bine yakın aktif Covid hastası var. Bunların yaklaşık 250 civarının hastanede yattığıını biliyoruz. Bu verilerin paylaşılması durumunda bir takım alınması gereken önlemleri açıklayabilir, bu süreçte İzmir Tabip Odası olarak kamuoyuna paylaşabiliriz. Kamu sağlığını ilgilendiren bu konuda İzmir Tabip Odası’nın il pandemi kuruluna alınmaması gerçekten üzücüdür. İzmir’de önceki döneme göre bir vaka artIşı olduğunu görüyoruz. 20 Ağustos’ta yapılan Covid tarama testinde 312 pozitif hasta saptandı. Önceki dönemlere göre 40'lara kadar düşmüş hasta pozitif sayısı olduğunu düşünürsek ciddi bir artış olduğunu görüyoruz. Bu testlerin kimlere yapılduğını ve ciddi anlamda risk gruplarının kimler olduğunu bilmiyoruz. Burada vurgulamamız gereken şey pandemi sürecinde başarı şeffaf bir yönetimle sağlanır diyebiliz.'' 

'BİZLER ÖLÜYORUZ'

Çamlı, "İzmir Tabip Odası olarak COVID-19 pandemisinin zayıflatılamadığı ve yaygınlaşma eğiliminin arttığı bu dönemde öncelikli ve ısrarlı talebimiz; hekimlerin ve sağlık çalışanlarının içinde bulunduğu boğucu ortamın görülmesi ve artık nefes alamayacak hale gelip tükendiklerinin farkına varılmasıdır. COVID-19 pandemisi ile mücadele her şeyin normal, olağan kabul edildiği ve Sağlık Bakanlığı başta olmak üzere ülkeyi yönetenlerin hekimleri ve sağlık çalışanlarını görmezden geldiği bir anlayışla sürdürülemez. Hekimler için alkışların yerini uzun süredir hüzün almıştır. Hemen her gün onlarca meslektaşımızın hastalık haberini alıyoruz, birileri televizyonlardan, Twitter mesajlarından başarı hikayeleri anlatırken bizler ölüyoruz!"

'VURDUMDUYMAZLIK'

Koşulların pandemiye uygun olarak iyileştirilmediğini söyleyen Çamlı, "eşitlik, adalet anlayışından uzak görevlendirmelerle mağduriyetlerin yaratıldığı; hekimlerin yakın geleceğe dair kaygılarının arttığı bu günlerde, sesini duyuramayan, umudunu yitiren hekimlerin emeklilik ya da istifa sayısındaki artış ciddiye alınmalı ve önemsenmelidir. Kötü yönetim ve her şeyi ben bilirim anlayışının ürünü olan bu tabloların sorumluluğu Sağlık Bakanlığı'ndadır. Aylardır özveriyle çalışan hekimleri emeklilik ya da istifa noktasına getiren, yöneticilerin beceriksiz ve empatiden yoksun, çözüm üretmeyen dayatmaları ve vurdumduymazlıklarıdır" şeklinde konuştu.

Çamlı, "İzmir Tabip Odası olarak pandeminin ilk günlerinde yaptığımız uyarı bir kez daha tekrarlıyoruz: Hekimleri ve sağlık çalışanlarını korumayı başaramaz, maddi ve manevi desteği sağlayamazsanız, toplumu hiç koruyamazsınız" ifadelerini kullandı.

Editör: Haber Merkezi