ASYA YAŞARİKİZ / İZ GAZETE - 1900’lerin başından bu yana tıp camiasında bilinen ve uygulanan bir yöntem olan immün plazma tedavisi geçmişte dünyayı etkisi altına alan SARS, MERS, Ebola, Kuş Gribi gibi salgınlarda kullanıldı. Bu yöntem şimdi de Kovid-19 tedavisinde kullanılmaya başlandı. Klinik Mikrobiyoloji Uzmanlık Derneği (KLİMUD) Yönetim Kurulu Üyesi Sağlık Bilimleri Üniversitesi Dr. Behçet Uz Çocuk Hastalıkları ve Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi ve Transfüzyon Merkezi sorumlu hekimi ve Terapötik Aferez Merkezi Teknik sorumlusu Uzman Dr. Fahri Yüce Ayhan ile tedavinin detaylarını konuştuk.

NASIL İŞLİYOR?

Enfeksiyona yol açan mikroorganizmalara karşı insan vücudunun direncini anlatan Uzman Dr. Ayhan süreci “İnsan vücuduna girerek enfeksiyon oluşturan mikroorganizmalara bağışıklık sistemi yanıt verir ve vücudu enfeksiyona karşı savunur. Bu savunmada en önemli araçlar antikor adı verilen ve mikroorganizmanın özgün yapılarını tanıyarak bağışıklık sisteminin diğer araçlarını harekete geçiren proteinlerdir. Kişi enfeksiyona yol açan mikroorganizma ile tekrar temas ettiğinde antikorlar yeniden enfeksiyon gelişimini önlerler. Aşılarla sağlanan etki de aynen budur ve aktif bir süreçtir.” Ifadeleri ile özetledi.

Kovid-19 enfeksiyonunu kısa bir süre önce geçirmiş ve iyileşmiş kişilerin kanlarında bulunan antikorların toplanarak enfeksiyonu geçirmekte olan ve henüz bu koruyucu bağışık yanıtın oluşmadığı veya yeterli olmadığı dönemde bulunan hastalara aktarılmasıyla hastalığın ilerleyişinin zayıflatılabileceğini söyleyen Dr. Ayhan, tedavinin yüzde yüz etkili ve herkeste aynı sonucu veren bir tedavi olmadığını da söyledi.

Plazma bağışlayacak vericilerin koruyucu antikor seviyelerinin kişiden kişiye farklı olacağına dikkat çeken Ayhan, tedavinin Kovid-19’da tercih edilmesini şu sözlerle anlattı; “Alıcıların (hastaların) bu antikorlardan sağlayacakları faydalar da enfeksiyonun yol açtığı klinik tabloyla ilgili olacaktır. Ancak salgının yaygın olduğu bu dönemde enfeksiyonu kısa bir süre önce geçirmiş kişilerde antikor seviyelerinin yüksek olması beklenir. Bu nedenle etkili olabilecek bir tedavi olarak önerilmektedir. Geçmiş dönemlerde çeşitli enfeksiyon hastalıklarında etkin biçimde uygulanmış bir yöntemdir. Tetanoz, kuduz gibi enfeksiyonlarda bir zamanlar yaygın uygulanmıştır. Günümüzde endüstriyel olarak elde edilen immün serumlar örneğin Hepatit B enfeksiyonunda kullanılmaktadır. Kovid-19 için şu aşamada endüstriyel bir ürün elde etme şansı olmadığı için uygun bir tercih olarak gündeme gelmiştir.”

TEDAVİ SÜRECİ

Kovid-19 enfeksiyonunu geçiren kişilerde plazma bağışının gerçekleşmesi ile ilgili konuşan Dr. Ayhan “Öncelikle kişinin Kovid-19 enfeksiyonu geçirdiği ve tam olarak iyileştiği bir sağlık kuruluşu tarafından kayıt altına alınmış olmalıdır. Yani kişilerin kendi beyanları bu konuda yeterli olmayacaktır. Kovid-19 enfeksiyonu geçirdiği, iyileştiği ve kanında koruyucu antikor bulunduğu kesinleşmiş ve kayıt altına alınmış kişiler plazma bağışı için başvurduklarında öncelikle bu bilgileri kontrol edilecektir. Durumlarının uygunluğu doğrulanan kişiler bu defa kan bağışçısı olabilme ölçütleri açısından değerlendirileceklerdir. Yani sadece enfeksiyonu geçirmek ve iyileşmek de plazma bağışçısı olmak için yeterli değildir. Örneğin gebelik geçmişi olan kadınlar kendilerinden toplanacak plazmanın hastalarda istenmeyen reaksiyonlara yol açma olasılığı bulunduğu için kabul edilmemektedir. Benzer şekilde başka bazı ölçütler nedeniyle de kişiler reddedilebilecektir.”

40-90 DAKİKA

Kan hizmet birimi tarafından sorgulanan, muayene ve değerlendirme sonucunda uygun bulunan kişilerin plazma bağışı için kabul edileceklerini ve aferez cihazı adı verilen bir hücre ayrıştırıcı cihaza bağlanacaklarını anlatan Ayhan, tedavi süreciyle ilgili “Cihazda kişiye özel tek kullanımlık kapalı torba sistemleri kullanılarak bağışçının kanından bir miktar vücut dışına alınarak kan bileşenlerine ayrılır, kanın hücre içermeyen sıvı kısmı (plazması) bir torbaya aktarılır ve kan hücrelerini içeren kısmı bağışçıya geri verilir. Bu işlemin bağışçı açısından yeni bir enfeksiyon bulaşı gibi bir riski kesinlikle bulunmaz. Sadece işlem sırasında bazı bağışçılarda istenmeyen reaksiyonlar – allerji gibi- görülebilir ama öncesinde bu gibi durumlar açısından bağışçının risk taşıyıp taşımadığı zaten sorgulanmaktadır. İşlem süresi kullanılan cihazlara göre, bağışçının toplam kan hacmine göre değişen sürelerde yaklaşık 40-90 dakika kadar sürebilir.” dedi.

PLAZMA BAĞIŞI BAŞVURU NOKTALARI

Bağış yapmak isteyenlerle ilgili bilgi veren Uzman Dr. Ayhan “Bağış yapacakların, Kızılay Kan Merkezlerine veya bu konuda yetkilendirilmiş hastanelerin (örneğin İzmir’de Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi ) kan hizmet birimlerine (kan merkezi veya transfüzyon merkezi) başvurmaları gerekir. Aslında en iyisi önce kendilerini tedavi eden hastanenin kan hizmet birimine başvurmaları ve bilgi almaları olacaktır. Yönlendirildikleri kan hizmet birimine ise TC kimlik numarası bulunan fotoğraflı bir kimlik kartı ile başvurarak immün Plazma veya Kovid İmmün Plazma bağışlamak istediklerini belirtmeleri yeterli olacaktır.” dedi.

Editör: Haber Merkezi