Geçtiğimiz günlerde 4 bin İZENERJİ işçisini ilgilendiren sözleşmeyi İzmir Büyükşehir Belediyesi ile imzalayan DİSK’e bağlı Genel İş Sendikası’nın Genel Başkanı Remzi Çalışkan gazetemiz genel yayın yönetmeni Ümit Kartal’a konuştu.

5 Ay süren Toplu İş Sözleşmesi görüşmelerini, son olarak tüm üyelerinin önüne sandık koyup fikirlerini sorarak tamamlayan Genel İş’in Genel Başkanı Remzi Çalışkan, sendikalarının İZENERJİ’de işlettiği sürecin, demokratik anlayış bakımından çok önemli olduğunu söyledi. Çalışkan ayrıca, “16 Nisan Referandumu’nda sandıktan hayır çıkaracak” dedi.

Ümit Kartal: Çok karanlık bir dönem. Bu karanlık dönemde Türkiye’nin hem doğusunda hem de batısında, Türkiye’nin her yerinde türlü olanaksızlıklara rağmen umudu büyütüyorsunuz. Mesela doğuda örgütlü olduğunuz belediyelere kayyumlar atanıyor, Türkiye’nin her yerinde grevler yasaklanıyor. Ama İzmir’de örnek bir sözleşme imzaladınız. Binlerce üyeniz coşkuyla karşıladı bu sözleşmeyi, tüm İzmir kamuoyu yakından takip etti süreci, yani olanaksızlıklar çok olsa da siz diri bir yapısınız. Rolünüzün çok önemli olduğunu düşünüyor musunuz Genel-İş ailesi, camiası olarak?

Remzi Çalışkan: Evet, teşekkür ederim. Bizde dediğiniz gibi çok değişik duygular içerisindeyiz. Bir defa emeği savunmak kutsal bir görevdir, bunun bilincindeyiz. Sendikal mücadelenin ne anlama geldiğini çok iyi biliyoruz. Sendikaların ne amaçla kurulduğunu, ne amaçla kurulup neyin mücadelesini verdiğinin çok iyi bilincindeyiz. Bu bize emek mücadelesi anlamında çok ağır sorumluluklar yüklüyor. Ama bugün ülkenin mevcut durumunda bizim için mücadele; hem emek mücadelesidir hem de demokrasi mücadelesidir. Biz Türkiye’nin dört bir yanını dolaşıyoruz. Türkiye’nin dört bir yanında örgütlüyüz. Türkiye’nin her tarafına dağılmış, geniş bir örgütlülüğe sahibiz. Ancak biz ülkenin her tarafına gittiğimiz için bütün noktalarına gidip oradaki atmosferi yaşadığımız için ülkenin birliğine, ülkenin bütünlüğüne, ülkenin kardeşliğine, huzuruna ve barışına en fazla ihtiyaç duyulduğunu, en fazla ihtiyaç duyan örgütüz ve bunu gözlemleyen bir örgütüz. Şunu belirtmek istiyorum; bir defa bu ülkede kritik bir süreç beliriyor. Önemli bir dönemeçten geçiyoruz. Aslında 7 Haziran’dan sonra bu ülkede birçok şey değişmiş oldu. Bu ülkenin insanının hak etmediği şeyler yaşıyoruz. Sadece emekçilerin değil, bu söz bütün insanları etkiliyor. Sadece emek mücadelesi değil, demokrasi mücadelesi vermenin gerekli olduğunu o yüzden söylüyoruz. Bakın bizim üyelerimize yansıyan yönlerini söyleyeyim. Emeğe yansıyan yönlerini şöyle ifade edeyim: Bir defa bizim örgütlü olduğumuz yerlere kayyumlar atanıyor, özellikle başarısız darbe girişiminden sonra, Olağanüstü Hal uygulandıktan sonra, KHK’lar ve OHAL uygulamaları ile bu ülkede birçok kesim etkilendiği gibi bizim üyelerimizde maalesef olumsuz etkilendi. İhraçlar var, işten çıkarmalar var. Sadece emek alanında düşünsek dahi biz- eğer bu ülkede demokrasi yoksa –biz emeği ancak demokratik bir ortamda, demokrasinin olduğu bir zeminde savunabileceğimiz için demokrasi mücadelesinin şart olduğuna inanıyoruz.

Ümit Kartal: 15 Temmuz demişken, o günü ve sonrasını nasıl görüyorsunuz?

Remzi Çalışkan: Biz darbelere karşı olan bir sendikayız. Bizim darbelerden en fazla etkilenen sendika olduğumuz ortada ama darbe gecesi sendikamızı açtık ve darbecilere karşı durduk. Politikalarına karşı olduğumuz AKP’nin bile, AKP Hükümetinin bile anti-demokratik bir şekilde, demokrasi dışı güçlerle müdahaleye maruz kalmasına karşı çıktık. Ama darbe girişiminden sonra halkın toplumsal uzlaşı ile bir araya gelerek engellediği bu darbe girişiminin sonrasında bir demokrasi beklentisi vardı. Bir bütünlük beklentisi vardı, beraberlik, huzur, kardeşlik beklentisi vardı. Ancak AKP Hükümeti bunları uygulamadı. Daha da fazla kutuplaştırma getirdi, daha fazla baskı getirdi. İhraçlar geldi, demokrasinin olmadığı bir uygulama söz konusuydu. Adalet yok, yargı yok, mahkeme yok. Bu şekilde olmaz. Bu birleştirici bir tarz değil.  O yüzden 16 Nisan’ın çok önemli.

Ümit Kartal: İZENERJİ’de yaşanan sürece yeniden dönmek isterim. Burada işçinin önüne sandık koydunuz. Örneği çok az görülen bir uygulama bu. Binlerce üyeniz sandığa gitti. Hepsinin fikrini almış oldunuz. Böyle bir süreci yaşamış işçiler, 16 Nisan’da ‘Tek adam’a ‘evet’ der mi?

Remzi Çalışkan: Evet bizim demokrasi anlayışımız, başta söyledim. Türkiye’nin dört bir yanını dolaşıyoruz ve Genel-İş Sendikasında emek kardeşliği var, sınıf kardeşliği var. Genel –İş sendikasının içinde farklı farklı düşünceler var. Farklı farklı siyaset anlayışı var. Bu farklılıklara rağmen bizim ortaklaştığımız Genel-İş Sendikasının çatısı altında birlik, bütünlük, kardeşlik ve emek kardeşliğidir. O yüzden bizim demokrasinin yanında olduğumuzu, farklılıklarımıza rağmen o sandıkta buluştuğumuz gibi, demokrasinin yanında olduğumuzu ve ülkenin aydınlık geleceğinin yanında ve savunucusu olduğumuzu gösteren bir durum olduğu için sandık kurulması ve o arkadaşların orada buluşması ve o sandıkta birlik ve bütünlüğün bir sonuca ulaşması tabi ki Türkiye’nin geleceğine de sahip çıkmak olacaktır. Ülkenin yarınını, aydınlık geleceğini, laik geleceğini, demokrasisini sahiplenme anlayışıdır bu. Tabi ki 16 Nisan ‘da da Hayır’a hizmet edecek. Türkiye’den beklediğimiz hayır sonucunu en somut örneğini de Genel İş Sendikası üyeleri verir.

Ümit Kartal: Her şeyi İZENERJİ’deki gibi yapsak, herkese sorsak, ülkede çözülmeyecek sorun kalmaz herhalde…

Remzi Çalışkan: Evet…  Şunu söylüyorum. Genel İş sendikası, sınıf kardeşliğinin, emek kardeşliğinin bir örneğidir. Genel-İş sendikası Türkiye’nin dört bir yanında örgütlü olan sendikamızın, doğusundan, batısından, güneyinden, kuzeyine kadar bir bütün olarak barışın ve kardeşliğin örneğidir. Türkiye’nin bütünlüğünün, birliğinin örneğidir. Halkların kardeşliğinin bir örneğidir. Demokrasinin yılmaz savunucularının, aydınlık geleceğimizin yılmaz savunucularının bir arada olmasının örneğidir.  Tabi ki karanlığa hayır diyeceğiz, tabi ki kaosa hayır diyeceğiz, tabi ki acılara, gözyaşına hayır diyeceğiz ve ülkemizin 16 Nisan’dan sonra demokrasi anlayışını, demokrasisini savunan bir noktada olacağız. Genel-İş sendikamızın tabi ki daha önceden konfederasyonumuz da bu açıklama yaptı. Sendikamız bir bütün olarak bu referandumda Hayır diyecek.

Ümit Kartal: Başkan İzmir’de binlerce üyeniz var. Hem de direne direne sözleşmeler imzaladınız. Devamı da geliyor. Bir örnek olması bakımından örgütsüz işçilere örgütlenme çağrınız olur mu? Sadece kendi sektörünüz de değil, tüm sektörlerden işçilere çağrınız nedir? Hem de kalan sözleşmelere dair mesajınız nedir?

Remzi Çalışkan: Tabi, kutlamada da söyledim. İZENERJİ toplu sözleşmesi bitti ama İZELMAN var. İZELMAN’da da aynı sonuca ulaşmak istiyoruz. Bu zorlu süreçte emeğe bu kadar saldırının olduğu bir süreçte kuralsızlığın ve güvencesizliğin, kölelik düzeninin olduğu bir Türkiye’de sendikalı olmak, örgütlü olmak hele hele toplu sözleşme yapmak, artık başarı şeklinde adlandırılmalı. Çünkü AKP Hükümetinin 2023 Hedefinde zaten örgütlü emek yok. Bu kadar zorluğa rağmen, bu kadar engellemeye rağmen, örgütlülüğün olmazsa olmaz olduğu, çalışanların, emeğini savunmasında, haklarını koruma ve geliştirme açısından örgütlülüğün şart olduğunu bir kez daha belirmek istiyoruz. Çocuklarımızın geleceğini savunmak için örgütlü olmak durumundayız. Hem haklarımız hem de ülkemizi. Bizim yarını korumak adına örgütlü olmamız gerekiyor. Biz tabi örgütlülüğe çağrı yapıyoruz, sadece kendi iş kolumuz için değil, sendikalaşmanın olabildiğince daraltıldığı ve saldırı altında olduğu ve engellerle dolu olduğu bir süreçte her şeye rağmen örgütlenmeliyiz, örgütlenmeliyiz, örgütlenmeliyiz. Bir arada olmalıyız.

Editör: Haber Merkezi