GAMZE ÖZGÜL / İZ GAZETE - Cumhuriyet gazetesi davası, iç tüzük tartışmaları, Almanya ile gerilim, Mescid-i Aksa krizi ve FETÖ ile mücadelede gelinen aşamanın tartışıldığı programda, akademisyen Doç. Dr. Mehmet Şahin, CHP İzmir Milletvekili Av. Murat Bakan, hukukçu Uğur Poyraz, gazeteci Nevzat Çiçek ve gazeteci Çetiner Çetin Şirin Payzin’in sorularını yanıtladı.

İşte Cumhuriyet Halk Partisi İzmir Milletvekili Murat Bakan’ın konuşmalarından satır başları:

“Cumhuriyet gazetesi davası bizim için çok önemli. Cumhuriyet gazetesi davası bir hukuk cinayeti... Balyoz, Ergenekon, Oda TV davalından hiç bir farkı yok. Hukuki bir dava olduğunu düşünmüyorum kesinlikle bir siyasal davadır. Diyorlar ki yayın politikasını değiştirdiler, vakıf yönetimini ele geçirdi, örgütsel yayınlar yapıyorlar diyerek iddianameler yapıyorlar. Açıkçası bu iddialar komik iddialar. Bunu destekleyen iddianamelerde hiçbir delil yok. Özellikle yönetim kurulu başkanının savunması, Kadri Gürsel'in savunması, Musa Kart'ın savunmasını, Ahmet Şık'ın savunmasını üst üste koyduğunuzda bu davaların FETÖ’nün kumpas davalarından farkı olmayan davalar olduğunu görüyoruz.  Aslına bakarsanız FETÖ ile mücadeleyi sekteye uğratan bir yargılama süreci devam ediyor Cumhuriyet gazetesiyle ilgili. Son derece vahim bir durum…” 

ADALET YÜRÜYÜŞÜ’NE VURGU YAPTI

“Türkiye'de şuan en büyük sorun adaletin siyasallaşması. FETÖ ile mücadele mi? FETÖ ile mücadele edelim ama hukuk sınırları içerisinde mücadele edelim. Cumhuriyet Halk Partisi’nin Genel Başkanı 25 günde 450 km ‘hak hukuk adalet’ diye yüzbinlerle yürüyüp sonunda milyonca insanın katıldığı bir miting yapıp  'Adalet' sorununun Türkiye'nin %76'sı ile tasdik edildiği bir atmosferde yargının siyasallaşmasından bahsetmiyorsanız, HSYK üyelerini Cumhurbaşkanı’nın atamasından bahsetmiyorsanız,  yargıçların bugün hak yolcu mu,  Süleymancı mı, Menzilci mi, hangi gruptan geldiğinin konuşulduğundan bahsetmiyorsanız; bu bizim vicdanımızı yaralar. “

NE YAPMAMIZ LAZIM?

“Bizim Türkiye'de adaleti tesis etmemiz lazım. Hukuku üstün, yargıyı bağımsız kılmamız lazım. Bizim bunları konuşmamız lazım. Velev ki bize zulüm etmiş olsunlar. Birisinin adalete hukuka ihtiyacı varsa biz onu sağlayacağız. Biz adalet diye yürüdük yüzlerce kilometre. Yürüyen insanlara bakın; içinde HDP'li vardı, MHP'li muhalifler vardı, Saadet Partisi ilçe başkanı geldi. Niye bu insanlar Adalet Yürüyüşü’ne geldiler, bizlerle beraber yürüdüler? İdeolojik olarak aynı mıyız? Aynı kültürel sosyal çevreden mi geliyoruz? Hayır. Bir şey var; biz evrensel dünyada sağ partililerin, sol partililerin hepsinin üzerinde adalet için uzlaşabiliriz. Bu şekilde birleşerek adaleti sağlayabiliriz. Herkesin adalete ihtiyacı var.”

‘TÜRKİYE’NİN GELECEKTE KARŞILAŞACAĞI SORUNLAR BENZER SORUNLAR OLUR’

“Şuan Türkiye'de bir tarikatın yerini yargıda başka tarikatlar alıyor. Bugün kim menzilci, kim Süleymancı, kim hak yolcu bunlar biliniyor. Mecliste de var. Bir sürü tarikat cemaat ilişkisi olan milletvekilleri var. Nur cemaatinin bir kanadı FETÖ gitti, bir sürü başka kanadı var. İnsanların inançlarını asla eleştirmiyorum. Ama inançlarına göre alnı secdeye geliyor diye insanları bir yerlere getirirseniz liyakat esaslarını bırakırsanız Türkiye’nin gelecekte karşılaşacağı sorunlar benzer sorunlar olur. Bunu kökten çözmeliyiz. Liyakate göre... Taraftarlık değil, siyasi partiye göre değil, inanca göre değil... Tek özgür birey ve liyakate göre...”

Editör: Haber Merkezi