Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Parti Meclisi (PM) Üyesi ve İzmir Milletvekili Ednan Arslan, İz Televizyonu’nda yayınlanan Gizem Taban ile Z Raporu programının konuğu oldu. 2021 yılını değerlendiren Arslan, AKP iktidarına eleştirilerde bulundu. Erken seçim vurgusu yapan Arslan, parti içi ön seçim, görevden almalar ve adaylık konusunda da çarpıcı mesajlar verdi. Arslan, Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından hayata geçirilmek istenen ve tepkilere neden olan Çeşme Projesi’ne dair de net açıklamalarda bulundu.

‘HALK, DAHA DA YOKSULLAŞTI’

“2021 yılı ülkemiz açısından iyi bir sınav vermediğimiz bir yıl oldu” diyen CHP’li Arslan, “Pandemi tüm dünyada var, burada önemli olan pandemiyi nasıl yönettiğiniz. Maalesef bu süreçte bizdeki iktidarın tercihi vatandaş olmadı. Bir dönem kapanmalar yaşadık ama insanlara gelir desteği sağlanmadı, insanlar yalnız bırakıldı. Herkes 2021 için; ‘daha da yoksullaştık’ diyor. Yoksulluk iyice derinleşti, döviz krizi yaşadık, fiyatlar arttı. Sanayici, çiftçi, esnaf, memur, emekli, işçi, belediyeler, kimse önünü göremiyor. Bir bütçe görüştük ama bütçe eksik oldu, tekrar ek bir bütçenin gelmesi gerekiyor. Çünkü bütçe bir faiz bütçesi oldu. Bu bütçede, toplumda sıkıntı çeken kimse yok. Ülke bir gıda krizi yaşıyor. Kara kış dediğimiz işte tam olarak bu… Sayın Cumhurbaşkanı çıkıp ‘Benim Türk Liram var’ diyor, biz de Türk Lirası’ndan yanayız, biz de 1 doların 1 lira olmasından yanayız, ama iktidar TL deyip ihaleyi dolarla yapıyor. Türk Lirası’nın güçlü olmasını istiyorlarsa önce yandaşlara verilen ihaleleri Türk Lirası’na çevirsinler. Olan yoksul halka oluyor. Derinleşen bir ekonomik kriz var ama maalesef ama bu siyasi iktidar bunu görmüyor, onlar için her şey güzel…” açıklamalarında bulundu.

‘BİZE NE DEDİYSE FAZLASINI YAŞATTI’

AKP’nin CHP’ye, geçmiş yıllarda CHP’nin iktidar olduğu süreçte yaşananlar üzerinden yüklenmesi hakkında konuşan Arslan, “AKP iktidarı bize ne söylediyse, bizi ne konuda eleştirdiyse fazlasını bu ülkeye yaşattı. O dönem bir dünya savaşı var, o dönem dünyada ciddi bir buhran var ve o dönem ülkeyi savaşa sokmamak için büyük bir gayret gösteren iktidar var, o koşullarda halkını barış içinde tutmaya çalışan bir iktidar var. Bugün ise halkını ekmek kuyruklarında bekleten bir iktidar var. O gün bir kıtlık var, yoksulluk var. O günleri ısıtıp ısıtıp insanlara ‘CHP gelirse böyle olur, CHP demek yoksulluk demek’ diyerek anlatanların bugün geldiği noktada insanlar kuyruklarda ağlıyor, daha ucuz ekmek bulmak için kilometrelerce yürüyor, mamalara kilit vurulduğu bir dönemi yaşıyoruz, ürünlerin sınırlı sayıda satıldığı bir dönemi yaşıyoruz” ifadelerini kullandı.

‘TOPLUM DA SEÇİM İSTİYOR’

Ülkedeki erken seçim atmosferine ilişkin değerlendirmelerde bulunan Arslan, “Erken seçim hemen olmalı. Biz muhalefet olarak erken seçim istiyoruz. Çünkü bu ülkenin yönetilemediğini görüyoruz. Yaptığımız yurt gezilerinde görüyoruz; insanlar mutlu değil, umutlu değil. Bu iktidardan bir beklentileri kalmamış. İnsanların çoğu, ‘bizi kurtarın’ diyor. Toplum da erken seçim istiyor. İktidar, erken seçim olmalı mı diye sandık koysa cevabı görecektir. Bağımsız kuruluşların yapmış olduğu analizler ülkenin iyi bir noktaya gitmediğini gösteriyor. Sandığı koysunlar, zaten milletimiz halinden memnunsa, geleceğinden endişe duymuyorsa, mutluysa iktidarın şu ana kadar yaptıklarını onaylıyor demektir ve bir 5 yıl daha bu iktidara vize verir. Eğer vatandaş, ‘artık yeter, Millet İttifakı yönetsin’ derse bizi tercih eder” dedi.

‘AYNI ZEMİNDE DURMAYA HAZIRIZ’

CHP, İYİ Parti, Saadet Partisi (SP), Demokrat Parti (DP), Gelecek Partisi ve DEVA Partisi’nin Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem konusunda ortak bir çalışma hazırlamasını değerlendiren CHP PM Üyesi ve İzmir Milletvekili Ednan Arslan, “Demokrasi kaygısı olan, parlamenter sistemin eksiklerinin giderilip güçlendirilmiş ve iyileştirilmiş parlamenter sisteme dönmek isteyen siyasi partiler olarak bir araya geldik ve bir metin hazırlamaya çalışıyoruz. Sonuçta bir sistem değişikliği olacak. Biz, oy isteyeceğimiz kitlelere nasıl bir sistemle ülkeyi yöneteceğimizi anlatmaya çalışıyoruz. Şu an ortak zemin demokrasi zemini, temel hak ve özgürlükler zemini, hukuk ve adalet zemini… Bizim bu noktada belki de ilk defa bir araya geldiğimiz siyasi partiler var. Çünkü bu sistem böyle bir sistem. Bu sistemin ruhuna da uygun hareket etmek gerekiyor. Önümüzdeki günlerde ittifak genişler ya da genişlemez, onu bilemem, o şu an bizim kurullarımızda konuşulmuş bir şey değil. Ama biz biliyoruz ki bu seçim ülkenin kader seçimi. Demokrasiden, hak ve özgürlüklerden, kadın-erkek eşitliğinden yana, kul hakkı yenmemesinden yana kimler varsa biz onlarla aynı zemin üzerinde durmaya hazırız” diye konuştu.

‘ÖN SEÇİM BUGÜNÜN KONUSU DEĞİL’

Parti içindeki ön seçim tartışmalarının sorulması üzerine Arslan, “Ben örgütten gelmiş bir milletvekiliyim, ön seçimden hiç çekinmedim de kaçmadım da... Ama bu bugün tartışılacak bir mesele değil. Parti karar alır, ön seçim der ön seçime gireriz, ön seçim değil farklı bir karar alır ona da uyarız. Bugünün konusu değil. Önce bir seçim kararı alınacak. Ama bir ön seçim olursa, kendimizi örgütümüze emanet etmekten çekinmeyiz” dedi.

İKİNCİ DÖNEM İÇİN ADAYLIK MESAJI

Arslan, önümüzdeki seçimde milletvekili adayı olup olmayacağına ilişkin de şunları söyledi: Ben her türlü siyasal görevin 2 dönem olması gerektiğini düşünenlerdenim. Aday olur muyum, olmaz mıyım, aslında işin pek burasında değilim. Partimizin takdiridir, ön seçim olur kendimizi örgüte emanet ederiz, ön seçim olmaz partimize başvurumuzu yaparız, partimizin yetkili kurulları değerlendirir. Önemli olan Ednan Arslan’ın milletvekili olması değil, önemli olan Millet İttifakının iktidar olması, adayımızın Cumhurbaşkanı olması… Bu iş toplumsal bir mesele haline gelmiştir. Ülkemizin içinde bulunduğu durum, bizim milletvekili olmamızdan çok daha kıymetlidir. Milletvekili adaylığı, adaylık dönemi geldiğinde değerlendirilir.”

GÖREVDEN ALMALAR İÇİN NE DEDİ?

Son dönemde İzmir’de üst üste ilçe başkanlarının görevden alınması hakkında değerlendirmelerini açıklayan Arslan, “Bunlar bir tek CHP’de olmuyor, birçok partide yaşanıyor. Bence esas olan seçimle gelenin seçimle gitmesidir ama yönetim kendi içinde istifa edip düşebiliyor ya da bir üst kurul çalışmalarını yetersiz bulduğu için görevden alabiliyor ve yerine geçici kurullar atayabiliyor. Zaten atandıktan belli bir süre sonra seçimler de yapılıyor. Önümüzdeki süreçte kongreler de olacaktır, buna İl Başkanlığımız ve Genel Merkezimiz karar verir. Şu an ilçelerde bir yönetim zafiyeti yok, geçici kurullar görevlerini yapıyorlar. Görevden alınmanın illa ki bir gerekçesi vardır, bunlar siyasette olan şeyler. Partinin kurultay delegeleri yan yana gelip partiyi olağanüstü kurultaya da götürebiliyor. Biz parti içindeki demokrasiyi işleten bir partiyiz. Ben şuna inanırım; seçimle gelen seçimle gitmelidir ama üst yönetimin de yapması gerekenler vardır. İl yönetimi ilçelerin, genel merkez de illerin çalışmalarını denetler, performansa bakar. Bunlar, bütün partiler de var. Görevden alınan ya da görevi bırakan arkadaşlar bizim için yine kıymetlidir, yol arkadaşlarımızdır. Ben gençlik kolu başkanıyken görevden alındım ama devam ettim ve milletvekili oldum. Sonuçta bizim bağlılığımız partimiz ve partimizin ilkelerinedir” açıklamalarında bulundu.

‘ÇEŞME PROJESİ RANT PROJESİDİR’

Kent gündeminde uzun süredir tartışma konusu olan Çeşme Projesi’ne dair görüşlerinin sorulması üzerine Arslan, şunları söyledi: “Bu iktidar çevre konusunda sabıkalı bir iktidar. Kaz Dağları’nı bir maden şirketi eliyle çoraklaştıran, orada bir ağaç katliamı yapan bir iktidardan bahsediyoruz. Oluşacak çevre felaketleriyle ilgili raporlar olmasına rağmen Kanal İstanbul dayatması yapan bir iktidardan söz ediyoruz. Çeşme Projesi de bir rant projesidir. Ben bir siyasetçi olarak şunu biliyorum; bu iktidarın kafasının arkasında hep bir rant var. İktidar, bu projeyle Çeşme’nin nüfusunu 500 bin yapmaya çalışıyor. Siz 50 bin nüfuslu bir kenti 500 bin nüfuslu yapacak bir projeyi nasıl dayatırsınız? Yarımada talan edilmesi değil korunması gereken bir alan. Siz oraya bir yapı yoğunlaşması yapacaksınız, golf sahaları yapacaksınız. Gol sahalarını neyle sulayacaksınız? Denizden ters osmoz yöntemiyle yapacaksınız. Peki bunu yaptığınızda ortaya çıkacak tuz dağlarını ne yapacaksınız? Derin deşarj yapacaksınız. Peki bu, canlı yaşamını bitirmez mi? Bitirir. Çeşme’nin altyapısı, bu projeye uygun mu? Yeterli içme suyu, ulaşım var mı? Bu kadar nüfusu nasıl barındıracaksınız? Bu proje, Çeşme’ye uygun değildir. Sayın Bakan yapılaşmanın yüzde 3 olacağını söylüyor. Üç milyon metrekarede yüzde 3 ciddi bir inşaat alanıdır, 5 milyon metrekarede daha da büyük bir inşaat alanıdır. Bu sağlıklı bir şey değil. Bu projenin sürdürülebilir ve olabilecek bir proje olduğunu düşünmüyorum. Çok ciddi çevre sorunlarına yol açacak bir rant projesidir”

‘BİZİM İKTİDARIMIZDA RAFA KALKACAK’

‘İzmir Büyükşehir Belediyesi ve Çeşme Belediyesi, Çeşme Projesi’ne karşı daha net ve keskin bir tavır almalı mı?’ sorusuna yanıt veren Arslan, “Projenin somut hali ortaya çıktığında belediye başkanlarımız da bizlerle beraber o tavrı alacaktır. Ne demek almayacak! Biz sonuçta kentlerimizi sosyal demokrat anlayışla yönetiyoruz. Biz 50 bin nüfuslu bir kenti bir anda 500 bin nüfusa çıkaracak bir projeye hangi gerekçeyle ‘tamam’ diyeceğiz? Biz projenin çevresel etkilerini değerlendirdik mi, bize veriler şeffaf olarak aktarıldı mı? Ortada bir proje var, ismi var, Bakan Bey de üstünkörü bir sunum yaptı ama o zamanda aynı şeyleri söyledik. Önü arkası çok düşünülmemiş bir proje… İzmirliler olarak bu konuda hepimizin çok dikkatli olmamız lazım. Çünkü bu konuda sabıkalı bir iktidar var. Bu konuda hep beraber dayanışma içerisinde kentimizi, çevremizi, doğamızı korumamız gerekiyor. Çok açık ve net söylüyorum; bu bir rant projesidir. Bu proje doğayı ve çevreyi katleder. Zaten bizim iktidarımız geliyor, o tür projelerin hepsi rafa kalkacak. Millet İttifakı’nın iktidarında böyle projeler olmayacak. Herkesin içi rahat olsun. Böyle uçuk, kaçık, sonu nereye gideceği belli olmayan, çevremizi ve doğamızı talan edecek projelerin hepsini toptan kaldıracağız” diye konuştu.


 

Editör: Haber Merkezi