İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, Birgün'den Yaşar Aydın'a konuştu. Soyer, 31 Mart’ta ortaya çıkan tablonun “Türkiye yerelden değişecek” mesajı verdiğine dikkat çekti. Görevi bunun verdiği sorumlulukla sürdüreceğini belirten Soyer, belediyecilik anlayışı ve projeleri ile ilgili soruları yanıtladı. Soyer, yerel yönetimde çıtayı yükselteceklerini, İzmir’i 'dünya kenti' yapmayı hedeflediklerini belirterek, “Sosyal demokratların başarılı belediyecilik ve yerel yönetim anlayışı diye anlatabilecekleri bir öykü yaratmalıyız. Sosyal demokrat belediyeciliğin farkını ortaya çıkarmalıyız” dedi. Soyer, röportajda kırsal kalkınma ile ilgili yol haritasını da anlattı...

Sizden Ekonomik kriz, işsizlik gibi sorunlara da çözüm bekleniyor.

SOYER: Çok doğru. Esas olarak hükümetin çözmesi gereken birçok temel mesele de bizim görevlerimizden biri haline geldi. Biz bahsettiğiniz iki sorunun çözümünde kırsal kalkınmaya çok önem veriyoruz. Hükümetinin uyguladığı tarım politikaları tamamen iflas etmiş durumda. Daha geçen vergiyi sıfırlayarak tonlarca soğan, mısır pirinç ve 24 kalem ithal ettiler. Bu üreticiye haksızlık değil mi? Girdi maliyetini indirecek bir şeyler yapsana. Onu yapmıyor, üreticiyle haksız rekabet yapıyor. Burada yerel yönetimlere görev düşüyor. Biz o üreticiyi iyi yaşatmak zorundayız. Bu aynı zamanda köyden kente göç sorununu da ortadan kaldıracak bir hamle olacak. Topraklarında üretime devam edenler göç etme gereği duymayacak. Tüketici ise daha sağlıklı ürünlere kavuşmuş olacak. Tarım politikalarının yanlışlığı, başka bir tarımın mümkün olduğu ortaya çıkacak. Ve biz bu bereketli toprakların itibarını iade etmiş olacağız. Göreceksiniz İzmir tarımsal kalkınmanın kırsal kalkınmanın başşehri olacak. Başka bir tarım politikasının mümkün olduğunu başta Tarım Bakanı ve hükümet olmak üzere herkese göstereceğiz.

Kırsal kalkınmada sınırlarınız İzmir mi olacak? Etrafınız tarım havzaları ile dolu.

SOYER: İzmir hiçbir zaman asla sadece tek başına İzmir olmadı. Manisalılar İzmir’e ‘bizim sahilimiz’ der örneğin. Bütün Ege öyle bakar. Balıkesir’in, Aydın’ın Manisa’nın ürettiği ne varsa yüzyıllardır İzmir üzerinden dünyaya gitmiş. Fuar dediğimizde bütün Ege İzmir’e akmış. Bu yüzden sadece İzmir’in kooperatifleri ile değil Ege’nin tüm kooperatifleri ile birlikte çalışacağız.

Bu kısa süre içerisinde neler yaptınız?

SOYER: İzmir üretici kooperatifleri ile ilk toplantımızı yaptık. Onlara dedik ki ‘ne üretirseniz üretin satın alacağız’ Tek koşulumuz, kişiler değil kooperatif üretecek. İstanbul ve Ankara’da tarım yeterli değil. Doğal bu şehirlerle tarımsal üretim alanında ortak proje yapma şansımız yok. Biz bir tedarik zinciri kuracağız. İstanbul’u 16 milyonluk, Ankara’yı 5 milyonluk pazar olarak görüyoruz. Üreticiden aldığımızı oralara ulaştıracağız. Adrese teslim tüketici kooperatifleri aracılığıyla yapacağız, dükkan açmayacağız. İşte o noktada büyükşehirler birlikte çalışacağız.

Büyük bir organizasyondan bahsediyorsunuz.

SOYER: Sadece organizasyon değil aynı zamanda planlama. Tüm üretimi planlayacağız. Üretici kooperatiflerini yaptığımız ilk toplantıda ‘2019 yılında ne üreteceğinizi ne kadar üreteceğinizi taahhüt edin ben de onu sizden kaçtan alacağımın sözünü vereceğim’ dedim. 2020 için aynı şeyi yapacağız. Dolayısıyla 1 sene öncesinden Ege’de ne üretileceğini, ne kadar üretileceğin ve kaç liradan üretileceğini biliyor olacağız. Bu aslında devletin yapması gereken bir şey ama yapılmıyor. Üretici de ne kazanacağını, ne kadar üreteceğini hatta ne üreteceğini bilecek. Bugün üretici pazar kaygısı ya da başka nedenlerden dolayı “bu sene enginar üretmeyeyim” diyebiliyor. Biz pazar araştırması yaparak ‘bu ürünü üretin, alacağız’ diyeceğiz. Bir ürün deseni çıkaracağız. Miktarı belirleyeceğiz.

Bu ürünlerin ihracı için büyükşehir bünyesinde ihracat ofisi de kuracağız. Kooperatifler bu konuda yetersiz kalıyor. Biz devreye gireceğiz. Ürünlerin markası, coğrafi işareti, tescili ile ilgileneceğiz. Borsa ile Ticaret Odası, Sanayi Odası’yla birlikte çalışıyoruz. Bazı ürünleri işlememiz, kurutmamız, konserve yapmamız gerekecek. Bir endüstriyel tasarım ekibi ile çalışmaya başladık. Yani tarımsal kalkınmayı önümüzde en büyük hedef olarak görüyoruz. Aziz Bey’in başlattığı bir süreç var. O hafıza çok önemli. Biz sıfırdan bir işe başlamıyoruz. Tüm dünyanın gıpta edeceği bir noktaya geleceğimizi biliyoruz.

Hükümet destekleyecek mi?

SOYER: Tarım Bakanı’na gidip anlatacağım. Siyasi bir takım oyunlar falan yapmayacağım. Çünkü ben bunu İzmir için yapıyorum. Kendi projem, kendi siyasi perspektifimle gidiyor olmayacağım. İzmir’in projesidir bu diyeceğiz. Anlayacaklarını ümit ediyorum. Anlamazlarsa kendi göbeğimizi keseriz, yapacak bir şey yok.

Editör: Haber Merkezi