Cengiz Aldemir/ANKARA - Korana salgını sürecinde maske konusunda hala sorun çözülmüş gibi değil. İzmir Belediyesi dahil bu sorunu çözmesine rağmen ülke genelinde maske sıkıntısı sizce neden çözülemiyor?

Kovid19 derdinin üzerine bir dert daha eklediler, maskeler 1 aydır Türkiye gündeminden düşürülmedi. Bu kadar basit bir olayın bu noktaya getirilmesi “Hükümetin acizliğini” göstermekte. 50’li paketlerde satılan maskelerin üstlerinde metal parçaları bile yok. Günü kurtarmak için halkımızı basit işlerle uğraştırıyorlar, halkı da kilitlediler. İktidar ve tek adam rejimi bu sisteme iyimser baktırtmıyor. Maske sorunu bunların acizliğini en net bir şekilde ortaya koymuştur nokta!

Ülkede maske sıkıntısı yaşanırken, iktidarın ABD, İngiltere gibi ülkelere maske yardımını nasıl değerlendiriyorsunuz?

İki uçak dolusu maske gönderdik, ya burada halkın maskesi yok, İzmir’in göbeğinde maske yok neden ABD’ye maske gönderiliyor. Amaç nedir amacı açıklamak mecburiyetindedirler. Arkadaş, ben ABD’den kendime destek istiyorum, Trump bana doğru baksın, elini biraz fazla uzatsın diyor birileri, bunun ana amacı budur, net! İki uçak dolu maskenin karşılığında ne alacağım beklentisi var. Benim 5 kişilik bir ailem var, müracaat ettim bilgisayardan, 1,5 ay oldu daha bir tek cevap gelmedi.

BELEDİYELER KORKUTTU

Bir tarafta halka hizmet vermek isteyen Belediyeler, diğer taraftan buna izin vermeyen bir iktidar anlayışını nasıl okumak gerekir?

Büyükşehir Belediyelerimiz yardıma başlamıştı, iktidar kesti, en güzel irtibat belediyeler üzerinden sağlanacaktı, bunun önün kestiler. 31 Mart seçimlerinden ve İstanbul başarılarından sonra belediyelerimiz mükemmel çalışmalar yaptılar ve bu iktidarın gözünü korkuttu. Belediyelerin amacı halkı ne kadar rahatlatabiliriz. Korktular ve bizim önümüze engel koydular ama esas zarar halka oldu. Belediyeler, ilçeler ve muhtarlar da benim elimde diyen bir zihniyetle hala günde onlarca ölümüz oluyor. Bu olayları daha kolay karşılayabilirdik, bu kadar ölü ve hasta sayımız olmayabilirdi. Hükümetin işleri, belediyelerin işleri ayrıdır, düne kadar AKP’nin elinde olan belediyeler hiç mi yardım toplamamış, hiç mi aşevinden yemek vermemiş. Olay CHP belediyelerine geçince “vay dediler, neler yapıyorlar” dediler ve korktular.

Son zamanlarda iktidar muhalefeti özellikle de CHP’nin önerilerini görmezden gelse de sizin söylemlerinizi takip ettiğini görüyoruz. Neden?

Hep bizim söylemlerimizi takip ediyorlar, yapsın tabii ki hükümet, bizim söylemlerimiz katkı sağlayabilir onlara, yapsınlar. İzmir’de, Halkın Bakkalı diye bir ekip kuruldu, Halkın Bakkalı her gün minimum 10 bin paket yardım sağlamakta halkımıza imece usulü ile. İzmir’de 40 bin ailenin açlık sınırında olduğunu biliyorduk, şimdi buna 20 bin daha eklendi. Elbirliği ile valilik ve belediye birlikte yürütüyor. Yukarından çomak rejimiyle engellemezseniz sistemi halk kendi kendini çok iyi idare etmekte. İşin içinden çıkamayınca CHP’nin kamucu, sosyal devlet söylemlerine sarılıyorlar.

İktidarın CHP’yi hedef alan darbe söylemlerini nasıl değerlendiriyorsunuz?

Bizim elimizde Bakanlıklar yok, askeri teşkilat yok, emniyet teşkilatı yok, 15 Temmuz’da bütün güçler onda birleşmiş durumda. Ben kendilerine sorarım, darbe yapılırsa bize cevap versinler. Bizim derdimiz: Halkımızın mutluluğu için ne yapabiliriz, bir kişinin sözünü darbe ile eşleştirmek ayıptır tek kelimeyle.

İŞSİZLİK UYARISI

İş adamı kimliğinizle bakacak olursak, süreç öncesi ve bugün ülkenin ekonomik durumunu nasıl değerlendirirsiniz?

Kovid19 salgınından önce de biz ekonomik krizi en üst noktada yaşamaktaydık. Bu bir tercihti. Kovid19 üzerine ekonomiyi bağlamak istiyor iktidar. Biz seçimlerden beri ekonomik krizi yaşadığımızı söylemekteyiz. İnsanlar ne faturalarını, ne vergilerini ödeyebiliyorlardı ama krizle beraber katmer oldu. Bu krizi aşmak için dünya pazarlarının bu krizden çıkış yolu bulması gerekiyor. İthalatı ihracatı canlandırmaktan sonra bu krizi aşmak zaman alacak. Bu krizden önce de Mart ayından önce görünür ve görünmez 8 milyondan şimdi 15-16 milyon oldu. Bu insanlara nasıl istihdam sağlanacak, esas bunu düşünmek gerekmektedir. Türkiye’de işletmelerimizin yüzde 95’i KOBİ niteliğindedir. Bu işletmeler kapanmakta ve işsizlik çok daha fazla artmakta. Köprüler, şehir hastaneleri Türkiye’nin belini bükmekte. Kiminle nasıl bir ihale, anlaşma yaptınız? Bunlar gerçek bedelleriyle yapılsın. İlk köprü Demirel döneminde yapıldı ve ihalenin muhammen bedeli belliydi yapıldı devlet ihaleye çıktı fakat bu tek adam rejimi Türkiye’yi sadece kendi şirketi gibi yönetiyor.

Çeşme kanal projesini ilk siz gündeme getirmiştiniz ve bu konusundaki hassasiyetiniz bilinmekte. Bu konuda gelinen nokta nedir?

Çeşme kanalı onları da bizi de yordu, geri tuttular, Çeşmeyi özel bir turizm yatırım projesi olarak çıkardılar. Bakanlıktan ufak tefek cevaplar alabiliyoruz, ben de süreci bizzat takip ediyorum. Bakanla ben de birebir konuştum, yatay, 2 katı geçmeyecek deniz kıyısında tatil köyü formatında yerler yapılacak diyor. Yapılacak yerler doğayı katletmeden yapılması gereken yerlerdir, bunun takipçisi olacağız.

İzmir’e yeterince turizm yatırımı yapıldığını düşünüyor musunuz?

İzmir’e 2019’da, gelen turist sayısı 1 milyon kişi, Antalya’ya inen turist sayısı 15 milyon kişi. Ben kıskanıyorum. Antalya’yı, neden benim İzmir’ime de 10 milyon turist gelmesin. Ama yatırım yapıldıktan sonra turistler geliyorlar. Antalya’ya niye geliyor? İzmir’in doğası, iklimi çok daha güzel. İzmir’de Haziran’da, Ağustos’ta hiçbir zaman için buram buram terlemezsiniz, iklimsel yapısı çok kuvvetlidir ama neden turistler oraya gidiyor çünkü bol miktarda tatil köyleri var, golf sahaları var, yatırımlar yapılmış, altyapı yapılmış, gittiğiniz zaman her şey elinizin altında. Gönülden uzak bir şehir olarak kalıyor İzmir. Gavur İzmir diyorlar ya, biz artık Gavur İzmiriz herhalde..

Bizler CHP olarak yapılacak yatırımların karşısında olan bir parti değiliz. 83 milyon nüfusumuz var. Genç bir nüfusumuz var bizim, toplam nüfusun yüzde 45’i genç nüfus, bu gençlere iş gerekiyor. Türkiye’nin çıkış noktası tarım ve turizmdir. Yatırımlara ve istihdama ihtiyacımız var ve bu yatırımları akıllı mantıklı ve bilimsel yöntemler kullanarak yapma mecburiyetimiz de var.

Editör: Haber Merkezi