Cengiz Aldemir/ANKARA - Gündeme dair İz Gazete'ye değerlendirmelerde bulunan CHP İzmir Milletvekili Özcan Purçu, tek adam yönetimiyle Türkiye’nin bir krizler ülkesi olduğunu, ekonomi, sağlık ve eğitiminin büyük bir erozyona uğradığını söyledi.

AKADEMİK CİNAYET

Günlerdir tartışmalara ve öğrencilerin tepkilerine sahne olan Boğaziçi Üniversitesi'ne AKP’li Melih Bulu’nun atanmasının akademik bir cinayet olarak değerlendiren Purçu, “Bir ülkeyi bitirecekseniz önce eğitimden başlarsınız. Bu hükümet maalesef işe eğitimden başladı. Artık bu eğitim sistemini biz takip edemiyoruz. Çünkü devamlı değişiyor. Liyakat denilen durum maalesef terk edilmiş durumda. Bütün kurumlara atanan kişiler belli. Bütün rektörleri kendisi gibi partili, AKP’li. İçlerinde CHP’li rektör bulamazsınız. Boğaziçi Türkiye’nin ve Dünyanın sayılı üniversitelerindendir. O şahsiyetin Boğaziçi’nde ne işi var? Kendi partisinden aday oldu diye o göreve getirdiler. Fakat Boğaziçi Üniversitesi bu duruma izin verir mi? Bu üniversitenin yöneticileri zaten kendi bünyesinde seçiliyordu. Bu atama işini de hiç anlamıyorum. Yöneticilerin seçimle iş başına gelmesi lazım. Boğaziçi Üniversitesi’nde tek adam dayatmasıyla akademik bir cinayet yaşanmıştır” ifadelerini kullandı.

SANATÇIYA HİÇ DESTEK VERİLMEDİ

Müzisyenlerin geçim sıkıntısından dolayı enstrümanlarını sattıklarını, intihar ettiklerini defalarca dile getirdiklerini anımsatan Purçu, Sanatçıların yaşadığı sıkıntıları ve haksızlıkları dile getirerek hükümete, “Bakın bir ülkede sanat desteklenmezse o ülke geçmişi ile bağ kuramaz, geleceğini göremez. Maalesef tek adam yönetiminde sanat ve sanatçı ayrımcılığa uğramıştır. Hiçbir destek verilmemiştir. Salgın sürecinde müzisyenler arasında yaşanan intihar artışlarına dikkat çekmek istiyorum. Bu konuyla ilgili çok acil yasa çıkartılmalı ve müzisyenler kayıt altına alınmalı. Devletin arşivinde, repertuvarlarında Roman sanatçılara da yer verilmelidir. Çünkü bu ülkenin insanlarıdır ve haklarıdır” diye seslendi.

PARALAR YANDAŞA, SARAY İTİBARINA GİTTİ

Türkiye’de salgın ve benzeri toplumsal olaylara karşı önceden alınmış acil önlem planlarının olmadığını vurgulayan CHP’li Purçu, esnafın, çiftçinin, öğrencinin  ve halkın çok kötü günler geçirdiğini belirterek, “Yandaşa ve saray itibarına paraları harcayan, kötü ekonomi politikaları yüzünden ülkeyi yönetemez hale gelmiş tek adam yönetiminin, halkın bütçesini bitirmesinden kaynaklı mali krizler yaşanıyor. İnsanlar bugün sadece ekmek taleplerini dile getiriyorlar. Layık gördükleri asgari ücret vatandaşın kirasına, elektriğine ve suyuna yetmiyor. Sıvı yağa yüzde 25-30 zam geliyor sen asgari ücretliye, emekliye, memura yüzde 8,36’lık zammı çok görüyorsun” sözleriyle tepkisini dile getirdi.

MENEMENDE OYUN DÜZENLEYEN ANLAYIŞ

Eskiden siyasetin etik değerler üzerinden yapıldığını anımsatan Purçu, Menemen Belediyesine başkanvekilliği atama sürecinde AKP’nin siyasi etiği hiçe saydığını ve bir oyun oynandığını ileri sürerek, “ Eski Büyükşehir Belediye Başkanımız Ahmet Piriştina vefat ettiği zaman hiçbir parti aday göstermedi. Bu işte siyasi etik ve ahlaktır. O zamanda. AKP vardı. O zaman etikten bahsetmişlerdi. Ama Menemen’de seçimi yaklaşık biz 10 bin farkla almamıza rağmen AKP aday gösterdi. Şimdi tekrar kura düzenlenecek. Fakat burada da bir oyun var. Biz valimize dedik ki mahkeme kararını bekleyelim. Fakat Vali Bey’de, “Ben kanunen 10 gün içinde düzenlenmesine yönelik yazı yolladım” dedi. Yine bizim aday çıktığı zaman mahkemeden kesin karar gelirse ne yapılacak? Yürütmeyi durdurma kararı geldiğinde tekrar kuraya mı gireceğiz. Sayın Valimiz, “Bunu bilemem” dedi. Bu AKP’nin yaptığı hiçbir şeyi doğru değil” sözleriyle eleştirdi.

ROMANLARIN KENTSEL FELAKETİ

Kentsel dönüşümlerin bazen kentsel felaketlere dönüştüğünü belirten Purçu, kentsel dönüşüm sürecinde Roman yurttaşların sorunlarını da dile getirerek, “Kentsel dönüşümlere inşaat gözüyle bakılıyor. Ankara ve İstanbul’da da roman vatandaşlarımız kentsel dönüşüm çalışmaları sırasında büyük sıkıntılar çekiyorlar. Roman vatandaşlarımız 200 metrekare içinde 7-8 aile yaşıyor. Kentsel dönüşüm sonucunda sadece 2 artı 1 daire veriliyor. Fakat diğer aileler nerede yaşayacak şimdi? Çadırda yaşayan aileler artmaya başladı. Bu insanlarımıza kiraya da ev vermiyorlar. 2021 yılında insanlar çadırlarda yaşamaya mahkum edilmemeli. Bu bir insanlık sorunudur ve öyle yaklaşılmalıdır. Kentsel dönüşüm Romanların kentsel felaket sorunu olmuştur.”

Editör: Haber Merkezi