Cengiz Aldemir/ANKARA - YÖK yasası üzerinde söz alan CHP İzmir Milletvekili Mahir Polat, son dönemlerde artan üniversitelerin, Denetleme Kurulunun iş yükünü de arttığını, plansız ve programsız açılan üniversitelerle birlikte, üniversite mezunu genç işsizlerin sasısını da yükseldiğine dikkat çekti.

Türkiye’de 130 devlet üniversitesi, 73 vakıf üniversitesi olduğunu belirten CHP’li Polat, gerekçelendirilen maddelerde, artan üniversitelerde iş yükünün de arttığını belirterek, “Fakat yeni üniversite talepleri var, yeni vakıf üniversiteleri kurulmaya çalışılıyor. Burada uyarımız şudur: Yeni kurulacak vakıf üniversiteleri, eskiden kapattığınız ya da başka üniversitelere devrettiğiniz üniversiteler gibi tarikatların ve cemaatlerin örgütlendiği yuvalar hâline dönmesin istiyoruz” uyarısında bulundu.

SÜLÜK TEDAVİSİ

Üniversitelerin bilimi yayan, en üst düzeyde araştırmanın ve eğitimin yapıldığı kurumlar olduğunu hatırlatan Polat, bilimsel araştırmalara ayrılan kaynakların azaldığını vurguladı. AKP iktidarını bilimden uzak bir anlayışa sahip olmakla eleştiren Polat, “Biz tıpta ne yapıyoruz peki? Biz, tıpa, son günlerde sülük tedavisini, deve sidiğini koyduk. Bir de, en son, Sayın Cumhurbaşkanı, korona virüsten korunmak için keçi boynuzu pekmezi önerdi” söylemlerini hatırlattı. Üniversitelere liyakat sahibi olmayan, eş, dost, akraba başta olmak üzere yandaşlık ve partizanlık gözetilerek kişiye özel kadrolar açılarak doldurulduğunu ifade eden Polat, adrese teslim kadrolara örnek vererek tepki gösterdi.

KOVİD-19 UZMANINI ATTINIZ

Bilim insanlarının fişlediğini, ambargolara maruz bırakılarak, bilimden ve öğrencilerinden koparıldıklarını hatırlatan ve çarpıcı bir örnek paylaşan Polat, “Genetik Uzmanı Doçent Mustafa Ulaşlı, bugünlerde sıkça ismini duyduk. Amerika'da ve Hollanda'da yedi yıl boyunca korona virüs üzerine araştırma yapan, doçentlik yapan bir arkadaşımız. Bu arkadaş, yedi yıl sonra ülkesinde bu çalışmaları devam ettirmek ister ve ülkesine döner. Gaziantep Üniversitesi tıbbi Biyoloji Ana Bilim Dalı Genetik Bölümüne gelir. Ne yaparız biz bunu? 1 Eylül 2016'da kanun hükmünde kararnameyle ihraç ederiz. Genetik doçenti Mustafa Ulaşlı, kısa bir süre sonra takipsizlik kararı alır, beklediği, görevine iade edilmesidir. Fakat görevine iade etmemeyi, onu cezalandırmayı bir hak olarak görürsünüz. Bu süreçte cezalandırdığınız sadece Sayın Ulaşlı değil aynı zamanda onun bilimsel birikimine ihtiyaç duyan Türk toplumudur, Türk halkıdır”

Dünya Ekonomik Forumunun rekabet raporunun Yüksek Öğrenim Eğitim Sistem Kalitesi Endeksi'nde 2017-2018 yılları arasında Türkiye’nin 137 ülke arasında 101'inci sırada yer aldığını belirten Polat, aynı raporun matematik ve fen bilimleri eğitim sıralamasında, Etiyopya ve Gambiya'nın arkasında kalarak 104'üncü sırada yer aldığı bilgisini paylaştı.

TUTUKLU ÖĞRENCİ VURGUSU

Tutuklu öğrenciler konusuna da değinen Polat, 2013 mayıs itibarıyla 2 bin 776 tutuklu ve hükümlü öğrenci olduğunu, 2016 yılı sonu itibarıyla bunun 25 kat artarak, 69 bin 301'e yükseldiğine dikkat çekti. Ellerinde 2019 verileri olmadığını belirten Polat, yetkili Bakanlığa, "Kaç tane öğrenicimiz tutukludur?" diye sorduklarını ancak yanıt vermediklerini söyledi.

İktidara uyarılarda bulunan Polat, şöyle konuştu: “üniversitelerimizin saygınlığını ve gücünü arttıracak önlemleri hızlıca almak zorundayız. Bu çağda, Türkiye Cumhuriyeti'ni ileri taşımak istiyorsak eğer; bilime, teknolojiye dayanan, özgür düşünen bireyleri desteklemek zorundayız. Unutmayalım ki özgür düşünen, bizden aykırı düşünen insanlar dünyaya çığır açacak değişiklikleri, yenilikleri kazandırmış insanlardır. Yine, öğrencilerimizi aykırı düşünüyorlar diye cezaevlerine tıkmaktan vazgeçelim. Üniversitelerimizin kalitesini arttıralım. İktidarın hedefi, kendilerine daha iyi hizmet edecek, amaçlarını gerçekleştirmelerine yardımcı olacak bir üniversite modeli oluşturmaktır. Bu zihniyet değişmedikçe üniversiteler bilim ve eğitim yuvası değil iktidarların arka bahçesi olur diyorum.”

Editör: Haber Merkezi