Gizem TABAN/İZ GAZETE- AKP’li Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, geçtiğimiz hafta sonu İzmir’de partisinin düzenlediği programda yaptığı açıklamalarıyla tepki çekti. Türkiye’nin kendi kendine yeten bir ülke olduğunu öne süren AKP’li Pakdemirli, artan girdi maliyetlerinin ülkeye en az şekilde yansıması için önlemler aldıklarını, çiftçinin üretime küsmediğini, hem üretici hem tüketiciyi koruduklarını söyledi. Muhalefeti hedef alarak ‘Ülkeyi Küba’ya çevirmek isteyen vesayetçi bir zihniyet var’ ifadelerini kullanan Pakdemirli, 2023 yılına kadar İzmir’de 9 tane tarıma dayalı ihtisas bölgesi hayata geçireceklerini açıkladı. Ziraat Mühendisi olan Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İzmir Milletvekili Prof. Dr. Kamil Okyay Sındır ile Ziraat Yüksek Mühendisi Ferdan Çiftçi, AKP’li Bakan Pakdemirli’nin açıklamalarını değerlendirdi.

‘ALGI YÖNETMEYE ÇALIŞIYOR’

AKP’li Pakdemirli’nin algı yönetmeye çalıştığını belirten CHP İzmir Milletvekili Prof. Dr. Kamil Okyay Sındır, “Türkiye’nin şu an kendi kendine yeten bir ülke olduğunu söylemek halkı kandırmaktır. Yalandır. Biz tarımsal, bitkisel ve hayvansal ürünlerde dış ticaret açığı veren bir ülkeyiz, yani net ithalatçı bir ülkeyiz. Salonlarda ülkenin tarım sorunlarını anlatan bir Tarım Bakanı var. Çıksın köylere gitsin, çiftçiyle konuşsun. Birtakım süslü sözlerle algıyı yönetmeye çalışıyor. ‘Çiftçi üretime küsmedi’ diyor. Çiftçinin tohuma, hayvanına küsmesini mi bekliyor? Bu yeterli mi onun için? Çiftçi üretime küsmemişse bir Tarım Bakanı görevini yapmış mı oluyor? Sen üreticinin, huzurunu, refahını düşüneceksin ki ülkenin ihtiyacı olan sağlıklı, güvenilir, kaliteli ve ucuz gıdayı sağlayacaksın” ifadelerini kullandı.

‘İNSANIN YÜZÜ KIZARIR’

Bakan Pakdemirli’nin açıklamalarına ilişkin “lafla peynir gemisi yürütmeye çalışıyor” değerlendirmesini yapan CHP İzmir Milletvekili Sındır, “Tarımın 2022 yılı bütçesi yapılıyor, 75-76 milyar lira destekleme verilmesi gerekirken yine hüsran, yine 25-26 milyar civarında bir bütçeden bahsediyoruz. Kanun’un emrettiği en az destek üzerinden değerlendirdiğimizde; 50 milyar daha az bir destekten bahsediyoruz. Çaresiz ne yapsın, saraydan bütçe gelmiyor o da elinden geldiğince idare etmeye çalışıyor desem, o da değil. Lafla peynir gemisini yürütmeye çalışıyor. Öyle olsa bile insanın yalan söylerken, gerçekleri çarpıtırken yüzü kızarır. İzmir’e 9 tane tarıma dayalı ihtisas bölgesi yapacaklarını söylüyor. Bunları 2011 yılındaki ’35 Proje’ sözlerinin içerisinde de vardı. 2011’den beri aklınız nerede? Zaten onlar da tarım alanlarını endüstri bölgelerine çevirme projesinden öteye gitmeyecektir. Ortada; üretimi, üretimde kaliteyi ve verimi, üreticinin refahını ve huzuruna düşünen bir politika yok ki tarımsal organize sanayi bölgeleri kurulabilsin” diye konuştu.

‘LAFLA PEYNİR GEMİSİ YÜRÜMEZ’

AKP’li Pakdemirli’nin muhalefet yönelik, ‘Ülkeyi Küba’ya çevirmek isteyen vesayetçi bir zihniyet var’ ifadelerini de değerlendiren CHP’li Sındır, “Bu sözler; ülkeyi, yoksulluk, yoksunluk, yolsuzluk üzerinden tartışmak yerine böyle sloganvari sözlerle algı yönetme çabasından başka bir şey değil. Türkiye artık gerçekten dibi görmüş durumda, bıçak kemiğe dayanmış değil kemik bile darmadağın olmuş durumda. Bu koşullar altınca memnun olan bir üretici yok. Üreticinin, çiftçinin, işçinin, işsizin, memurun, emeklinin yaşadıkları ve alım gücü ortada. Bunlar son çırpınışları. Ancak lafla peynir gemisi yürümüyor. Türkiye’yi, kendine yeten bir ülke olmasını sağlayacak politikalarla ayağa kaldıracak olan yegane parti CHP’dir” dedi.

‘FAYDA DEĞİL ZARAR GETİRİR’

AKP’li Pakdemirli’nin 2023 yılına kadar İzmir’e 9 tane tarıma dayalı ihtisas bölgesi kazandıracaklarına ilişkin açıklamalarını değerlendiren Ziraat Yüksek Mühendisi Ferdan Çiftçi, “Tarıma dayalı Organize Sanayi Bölgesi’nin (OSB) kurulması, tarımın, küçük üreticiden alınıp daha endüstriyel üreticilere kaydırılması anlamına geliyor. O nedenle tarıma dayalı OSB’lerin kurulması başlı başına bir sorun. Bu bölgeler için yapılan planlamalarda tarım ve mera alanlarının kullandığını görüyoruz. Bu da mera ve tarım alanlarının amaç dışı kullanılması ve buraların üretimden çıkması anlamını taşıyor. Bu kabul edilebilir bir şey değil. Bu fayda değil zarar getirir. Aynı zamanda bu bölgelerin içinde işletmelerin de olduğu bir yapıdan bahsediyoruz. Bu bölgeler, anca bu işletmelere avantaj sağlar. Bunun özellikle küçük üretici açısından tarımsal üretime katkısı olmaz” ifadelerini kullandı.

‘KÜSMEDİYSE NEDEN EKMİYOR?’

“Sayın Bakan herhalde farklı bir yerde yaşıyor ya da başka bir yerden bakıyor” diyen Ziraat Yüksek Mühendisi Çiftçi, “Girdi fiyatlarındaki inanılmaz yükselişten dolayı çiftçi artık tarlasına ekecek tohumu almakta zorlanıyor, gübre atayım mı atmayayım diye düşünüyor. Sayın Bakan’ın dediği gibi çiftçi üretime küsmediyse, o zaman son 20 yıl içinde çiftçi 34 milyon dekar alanda üretmekten niye vazgeçti? Bu, Bakanlığı’nın kendi verilerine yansıyan bir rakam. O zaman bunun açıklanması gerekiyor. Çiftçi, üretici memnunsa niye tarlasını ekmekten vazgeçti, niye süt hayvanlarını daha az yemle besliyor ve süt hayvanlarını kesime gönderiyor. Bunların cevaplanması gerekiyor. Sayın Bakan’ın açıklamaları çiftçinin gerçekleriyle örtüşmüyor” açıklamalarında bulundu.

Editör: Haber Merkezi