Akdemir kendisini “1985 yılında doğdum. İlk ve orta öğretimimi Karşıyaka’da tamamladım. Sonrasında Yeditepe Üniversitesi’nden 2004 yılında Siyaset Bilimi ve Uluslararası ilişkiler bölümüne girdim. Üniversitenin ardından İstanbul’dan ayrıldım ve İzmir’e geri geldim. 2011 yılında milletvekilliği seçimlerinde 39 üniversitenin öğrenci konseylerinin başkanlarının desteklerini alarak partim CHP’den aday adayı oldum ve partim beni bu yönde değerlendirdi. İzmir 2. bölgeden başvuru yapmama rağmen partim beni İzmir 1. bölgeden listeye yazdı ve milletvekili adayı oldum.  O dönem 26 yaşımda Türkiye’nin en genç milletvekili adayıydım. Partim için gerekli çalışmaları her zaman yaptım. Klasik bir milletvekili adayından ziyade; kent-kart ile otobüslerde seyahat ederek, kapı kapı dolaşarak seçim kampanyamı yürüttüm. Seçimin ardından Almanya’ya gittim. Orada ‘Avrupa Ekonomileri’ üzerine bir yüksek lisans eğitimi aldım. Almanya’nın ardından Çin’e gittim ve orada ‘Çin Ekonomisi’ üzerine yüksek lisans eğitimi aldım. Eğitimimin tamamlanmasının ardından İzmir’e geri geldim.  Geldiğimde iş arayışım bir-bir buçuk sene arası sürdü. İşsizliğin sıkıntısını yaşayan bir gencim. Daha sonra Çin Halk Cumhuriyeti İzmir Başkonsolosluğu İzmir’de açıldı. Bende orada kurucu diplomatlara danışmanlık görevi üstlendim. Halen Çin Halk Cumhuriyeti İzmir Başkonsolosluğu’nda idari müdür ve baş danışman olarak görevimi sürdürmekteyim. Konsoloslukta çalışırken İzmir Ekonomi Üniversitesi’nde ‘Sürdürülebilir Enerji’ üzerine de bir yüksek lisans eğitimi aldım. Ayrıca şu anda 9 Eylül Üniversitesi’nde ‘Yerel Yönetimler’ bölümünde 2.öğretim olarak öğrenimim devam ediyor. Tabi ki seçilirsem dondurmak zorunda kalacağım” şeklinde anlattı.

“PARTİNİN EN DİBİNDEN, SOLCULARIN, EMEKÇİLERİN GELDİĞİ YERDEN GELİYORUM”

Adaylık düşüncesinin çıkışı hakkında bilgi veren Akdemir, “Cumhuriyet Halk Partisi’nin içerisinde büyümüş bir bireyim diyebilirim. Partili bir ailenin evladıyım. Babam partide aktif görevler aldı (Vezir Akdemir). Siyasetin sürekli konuşulduğu, tartışıldığı, yaşandığı bir evde büyüdüğüm için, 8 yaşımdan beni Cumhuriyet Halk Partiliyim diyebilirim. CHP camiasının uzağında yer alan değil, içerisinde yer alan biriyim. Şu an 33 yaşımdayım, ancak 8 Mart 1998’de yapılan, rahmetli Aydın Erten ve Bülent Baratalı’nın yarıştığı İzmir İl Kongresi’nde bulunmuş biriyim. 14 Şubat 1999’da yapılan önseçimde bulunmuş bir gencim. Dolayısıyla partinin en dibinden; solcuların, emekçilerin geldiği yerden geliyorum” dedi.

“BABAM SİYASETTEN BENİM ZORUMLA ÇEKİLDİ”

Babasının siyasetten kendi zoruyla çekildiğini söyleyen Şener Akdemir, “Babam ön seçimlere girdi ve iki dönem İl Genel Meclis Üyeliğini, bir dönem milletvekilliği yaptı. Ben bu alana girmek istedim ve arkadaşlarımda beni desteklediler. Babam siyaseti bıraktı ve ben 2011 yılında ilk deneyimimi yaşadım. 2015 yılında ön seçime katıldım. Ön seçim sürecinde büyük bir sağlık sorunu yaşadım. 15-20 gün arası bir çalışma yapabilme fırsatı buldum ve örgütümüzden 5169 oy aldım. Doğruya doğru, o süreçte yeterli bir çalışma yapamadım. Ön seçim parti içi demokrasinin vazgeçilmez unsuru. Bu nedenle ön seçimde olsaydı aday adayı olacaktım” şeklinde konuştu.

“GENELLİKLE OLUMLU TEPKİLER ALIYORUM”

Adaylığı ile ilgili gelen tepkilerden bahseden genç aday, “Genellikle olumlu tepkiler aldım. Tabi ki herkes benim hakkımda olumlu düşünecek diye bir kural yok.  Ancak genç olmam, eğitimimin ve kariyerimin iyi bir seviyede olması insanlarda olumlu bir etki yaratıyor. Bundan dolayı, Cumhuriyet Halk Partisi’ne hizmet edebileceğimi düşünen arkadaşlarım, ağabeylerim, ablalarım beni destekliyorlar. Gerek telefonla arayarak, gerek mesaj atarak, gerek örgüt içerisinde ismim öne sürerek… “ dedi.

“ÖN SEÇİM OLSAYDI DA ADAY OLURDUM”

Ön seçimde olsa aday olurdum biye Akdemir, “Benim asıl amacım ön seçime katılmaktı. Cumhuriyet Halk Partisi, ülkeyi demokratikleştirmeye çalışan, bu yönde faaliyet gösteren bir parti. Ön seçim de demokratik bir seçim yöntemi. Ben zaten 2019 Kasım için ön seçim çalışmalarıma yavaş yavaş başlamıştım. Böylesine sıkışık bir takvimde ön seçimin olamayacağı aşikâr. Ön seçimde olsa aday olurdum.  Çünkü örgütün teveccühü ve desteğini alarak parlamentoya girmek daha bir başka gururdur” şeklinde konuştu.

“PARTİMİZİN 1 MİLYON 200 BİN ÜYESİ VAR FAKAT ÇİN İLE DİPLOMATİK BAĞLANTI KURABİLECEK TEK ÜYE BENİM”

Diplomatik çalışmalarını ve bağlantılarını sorduğumuz Akdemir, “İzmir’de 60’ın üzerinde fahri konsolosluk, 5 adet resmi konsolosluk var. Bende İzmir’de temsil edilen en güçlü devletin idari müdürü ve baş danışmanı olarak çalışıyorum. Tabi ki diplomatik bağlantılar çağımızda son derece önemli.  Ülkemizde, İzmir’de uluslararası bağlantılar; gerek ticaret, gerek dış politika açısından değerli. Çalışmakta olduğum kurum, dünyanın en büyük ve en köklü devletlerinden bir tanesi. Bu bağlantılarımdan elbette partimi faydalandırmak isterim. Şu şekilde ifade edeyim; Partimizin 1 milyon 200 bin üyesi var. Fakat Çin ile diplomatik bağlantı kurabilecek 1 kişi olduğunu düşünüyorum. O da benim” dedi.

“İYİ PARTİ'YE DEĞİL DEMOKRSİYE DESTEK SUNULDU”

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun 15 CHP’li vekili İyi Parti’ye göndermesi, ardından son 2 kurultayda rakibi olan Muharrem İnce’yi Cumhurbaşkanı adayı olarak göstermesi sürecini değerlendiren Akdemir, “Öncelikle 15 vekilimize göz aydınlığı diliyorum. Onlarda partimize geri döndüler. Üzülerek gitmişlerdi. İçlerinde 35-40 yıllık partililer var. Birçoğu ön seçimden çıkıp vekil oldular. Biliyorsunuz ki içlerinden bir tanesi de İzmir Milletvekilimiz, eski il başkanımız Tacettin Bayır. Ben kendisi ile de konuştum. Bu kararın son derece zor bir şekilde verildiğini ve kendisinin son derece üzgün bir şekilde bu imzayı attığını ifade etmişti. Diğer vekillerimizden bir kaçı ile Ankara’da görüşme fırsatım oldu. Onlarda aynı tepkiyi verdiler. Ayrıca bu durum İyi Parti’ye yapılan bir destek değil, bu demokrasiye sunulan bir destek.  Demokratik bir ülkede yaşamak istiyorsak, bir partinin seçime girmemesi için önüne engeller çıkarmamalısınız. Aslına bakarsanız daha fazla siyasi partinin seçime katılması ve yüzde 10 barajının düşürülmesi gerektiğine inananlardanım. 15 vekilimiz çok zor ve tarihi bir karar verdiler. İleride yeni nesillerin isimlerini tarih kitaplarında okuyacağını düşünüyorum. Demokrasiye çok büyük bir hizmet sundular. Genel başkanımızın Muharrem İnce’yi aday göstermesi konunda kararı tek başına vermedi. Örgüt üzerinde yoklamalarla, partili bir aday olarak sn. İnce’nin partinin bir evladı olması, öğretmen olması, halkın içerisinden olması ve genel başkanımızın bu profilde bir adayı desteklemesi ve aday çıkartması çok değerli. Kendisine 2 kez rakip olmuş bir kişiyi, Cumhurbaşkanı adayı olarak çıkartması son derece demokratik bir olay. Tutup elini havaya kaldırması herkesin gösterebileceği bir siyasi hoşgörü, bir siyasi tevazu değil. Hem genel başkanımı hem de Muharrem İnceyi kutluyor, yolu açık olsun diyorum. Bu dayanışma ve demokratik anlayış ile bu düzene bir ‘tamam’ diyeceğimize inanıyorum” şeklinde konuştu.

MUHARREM İNCE VAAT VERMİYOR, TAAHHÜT EDİYOR”

Muharrem İnce’nin söylemlerimde halkın taleplerini dile getirdiğini belirten Akdemir, “ Örneğin; Kürt sorununa değinmesi, Alevilerin sorunlarına değinmesi, işsizlikle ilgili birçok vurgu yapması, gelecek nesillerin umutsuzluk içerisine olduğu tespit ederek onlara bir öğretmen gibi ışık olmaya çalışması… ‘Mum dibine ışık verir’ Muharrem İnce’de geleceği aydınlatmak için bir yola çıktı. Önemli mesajlar ve taahhütler veriyor. Ben konuşmasında bahsettiklerine vaat demiyorum, taahhüt diyorum” diye konuştu.

TAMAM SÖZ MİLLETİNDİR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sözlerinin ardından milyonlarca ‘tamam’ hastag’i açılmasını hakkında düşüncelerini belirtmesini istediğimiz Akdemir de ‘tamam’ dedi ve şu şekilde konuştu: “Böyle bir söylemin özellikle Twitter gibi son derece yaygın kullanılan bir sosyal medya platformunda 2 milyondan fazla hashtag alması son derece önemli. Bu kampanya dünya çapında da ses getirerek, dünya sosyal medya gündemine oturdu. Sosyal medya etkisi, gözden kaçırılmaması gereken bir husus.1950 seçimlerinde Demokrat Parti seçime girerken, afişlerinde ‘yeter, söz milletindir’ söylemiyle seçimlere çıkmıştı. Şimdi biz Millet İttifakı’nın bir parçasıyız. Bende ‘Tamam. Söz milletindir’ diyorum. İnşallah 24 Haziran’da millet ‘tamam’ diyecek”

“ADAY OLSAM DA OLMASAM DA PARTİM İÇİN ELİDMEN GELENİ YAPACAĞIM”

Partimiz ve partimizin Cumhurbaşkanı adayı sn. Muharrem İnce’ye her koşulda destek verilmesi gerektiğine inanıyorum diyen Akdemir, “İttifak çatısı altında birleştiğimiz partilerin adayları önceliğimiz değil. Ben seçimin 2. Tura kalacağına inanıyorum. 2. Turda ittifak bileşenleri Erdoğan’ın karşısında yer alacak adaya destek olacaktır. Ben Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığı’nı kazanabileceğini düşünmüyorum. AKP mecliste çoğunluğu kaybedecektir. Dolayısı ile 24 Haziran’da yeni bir Türkiye’ye merhaba diyeceğiz. Çalışmalarımızla partimizi destekleyerek bu noktaya taşıyacağız. Milletvekili adayı olsam da olmasam da partim için elimden geleni yapacağım” şeklinde konuştu.

Editör: Haber Merkezi