MEHLİKA GÖKMEN- Siyasi kariyerinde ‘Türkiye’nin en genç belediye başkanı (Buca) en genç bakan (Gençlik ve Spor)’ ünvanlarını barındıran Yüksel Çakmur, 1989 yerel seçimlerinde Büyükşehir Belediye Başkanlığını kazanıp İzmir’e 5 yıl hizmet etmiş simge bir isim. O tarihten bu yana yapılan her seçimde adaylığı konuşulan, her kongre döneminde adı kulisleri karıştıran usta siyasetçi, şu günlerde yine CHP İzmir örgütünde ‘il başkanlığına aday mı oluyor’ sorusuyla gündemde. Oysa tanıyan bilir ki Çakmur, ‘ön seçim’cidir, tepeden inme adaylıklarla işi yoktur. Örgüt istiyorsa, destek tabandan geliyorsa, hiç çekinmez. Genel Merkeze rağmen yürür, aday olur. Kazanıp kaybetmek o noktadan sonra önemli değildir.  Kendisiyle il kongresi öncesi sohbet ettik, eski günleri andık ve CHP'nin mevcut durumunu konuştuk, buyurun başlayalım…

Sizi tanıyan biri olarak parti içindeki görevlere ‘atama’ ile gelmeyeceğinizi bilirim, ‘ön seçim, örgüt desteği’ dersiniz. Her seçimde kongrede adınızın aday olarak anılmasını nasıl yorumluyorsunuz?

Bir insan için dürüst , onurlu ve vicdanlı olmanın harama el uzatmamanın önemini bilirim. Böyle olmanın her zaman bir karşılığı vardır. Kibirli olmayacaksınız, kibirli olmak şımarıklık ve küstahlığı getiriyor. En önemlisi görevlerin geçici olacağını bileceksiniz.  Siyasette belediye başkanlığı, milletvekilliği, bakanlık, parti genel merkez makamları var. Buralarda dolar var, euro var, TL var... Bu makamlarla bu paraların birlikte anılmaması lazım.

Peki il başkanlığı için ne düşünüyorsunuz?

Talip olmak başka bir şey, düşünebilirsiniz. Ama asıl olan ilkeli yaşamak, ödün vermemek… Ben CHP'ye girdim evet, ama ön seçimsiz, demokrasi olmadan, parti tabanının onayı olmadan bu görevleri ‘ben istiyorum’ diyecek biri değilim.  Partime bakıyorum ‘tek adam’ niye yalan söyleyeyim, bu böyle. Burası benim ailem. Vatandaşlar azap çekiyor, ‘demokrasi’ diyor ama CHP demokrasiyi kendi içinde var ettiğine dair önce beni inandıramıyor. İzmir’de ‘genel başkanın adayı şu olacak’ deniyor. Bunu partinin örgütlerden sorumlu genel başkan yardımcısı söylüyor. Neymiş, tek adayla kongreye gidilecekmiş. Eee, biz ‘adalet’ diyoruz, ‘demokrasi, özgürlükler’ diyoruz. Bunu kendi partimizde yapamazsak, ‘tek adam rejimi’ diye AKP ye nasıl söz söyleyeceğiz? Biz, partilerdeki oligarşik yapıya karşı olmalıyız, CHP de de böyle olmasını doğru bulmuyorum.

Sorunu önce partinin demokrasi anlayışında görüyorsunuz anlaşılan…

CHP nin yüzleşmeye, şeffaflaşmaya ihtiyacı var. Bu ülkede laiklik elden gidiyor, CHP'ye FETÖ girdi deniyor. CHP'ye bunu yapamazsınız.  Bir belediye başkan adayı belirliyorsanız, laik mi, demokrasiden yana mı, özgürlükçü mü, bunlara bakacaksınız. Ben düşüncelerimi söylüyorum, ilçe kongrelerinde de söyledim… CHP Politbüro gibi olamaz, padişahım çok yaşa olmaz! Sinan Aygün’ü ben mi getirdim partiye, iş takibi yapsın diye kız kardeşini ben mi Meclis üyesi yaptım? Nerede bu kararları verenler? Yarın tarih, ‘suçlu ayağa kalk’ diyecek.

Düşüncelerinizi parti üst yönetimine ilettiniz mi?

Elbette… Genel Başkan Kılıçdaroğlu’na iki kez mektup yazdım. Denmesin ki ben bunları partimin üst yönetimine ifade etmiyorum. Ettim, son iki yıl içinde iki kez mektup yazdım, herhalde çöpe gitmiştir. Ben mücadelemi yapıyorum, dürüst, onurlu şerefli ol, kimseyi satma! İşte o zaman seviliyorsunuz. Partililer bunu görüyor. 'Genel Başkanı eleştirmeyeceksin’ neden, Allah mı bu?  Eleştirmeyen, sorgulamayan demokrat olabilir mi, tabii eleştireceğim, düşüncelerimi söyleyeceğim, bunu demokrasinin kuralları içinde yapacağım. Ben ‘dönen dönsün ben dönmem yolumdan’ diyen Pir Sultanların, Enel Hak diyen Hallacı Mansurların yolundayım. Onların cellatları unutuldu ama o yiğit insanlar hala yaşıyor.

CHP’nin ittifak politikası hakkında ne düşünüyorsunuz?

Son yerel seçimlerde deniyor ki ‘zafer kazandık'. Eee Kürt oylarıyla gelindi o sonuçlara! Niye diyemediniz? ‘Genel Başkan’ın zaferidir’ deniyor, asıl felaket bu. Bırakın bu uyutmayı. CHP bir zamanlar Güney Doğu Anadolu'da vardı. Bugün esamisi okunmuyor, neden? CHP ittifaklarla mı almıştı o oyları? Davutoğlu ile Babacan ile ittifaklar konuşuluyor. Bunlar yanlış, ittifak halk ile yapılır. Rejim değişikliğine bir adım kalmışken, umuyorum CHP, ‘koltuklar mı demokrasi mi’ ayrımını doğru yapar.

Editör: Haber Merkezi