İZ GAZETE - Türkiye’de hukukun, anayasal hakların ve güvencelerin hiçe sayıldığı, toplumun kutuplaştırıldığı politikaların yaygınlaştığı sürece dikkat çeken HDP İzmir Milletvekili Serpil Kemalbay, Türkiye İnsan Hakları Vakfı’na 2019 yılının ilk 11 ayında işkence ve diğer kötü muameleye maruz kaldığı gerekçesiyle toplam 840 kişi başvurduğu bilgisini paylaştı.

RESMİ MAKAMLAR SORUMLULUKTAN KAÇIYOR

İnsan Hakları Derneği’nin (İHD) verilerinde, gözaltı ve gözaltı dışındaki yerlerde işkence ve diğer kötü muameleye uğran kişi sayısının 830 olduğu kaydeden Kemalbay, yapılan başvuruların sonuçsuz bırakılılarak sorumluların cezalandırılmadığına vurgu yaptı. İdari makamlarının olayın üstünü örterek bu ve benzeri saldırıları körükleyerek teşvik ettiği iddialarına dikkat çeken Kemalbay,“işkenceye sıfır tolerans” söylemini dilinden düşürmeyen iktidar BM raporu için “metnin bir anlam ifade etmediği” açıklaması yaparak inkar yoluna gitmiş ve sorumluluğu bir kez daha üstünden atmıştır” hatırlatmasında bulundu.

İnsanlık onuru ile bağdaşmayan keyfi muamelelerinin en son örneğinin Van ili Çatak ilçesinde helikopterden atılan ve 20 gün yoğun bakım sürecinden sonra yaşamını yitiren Servet Turgut’un öldürülmesi iddialarını meclis gündemine taşıyan Kemalbay, Osman Şiban ve Servet Turgut’un tıbbi durumlarına göre, kendilerine ağır işkence edildiğinin basında da yer aldığını hatırlattı.

OLAYIN ÜSTÜ ÖRTÜLMEK İSTENDİ

Albert Camus’un. “Bir ülkeyi tanımak istiyorsanız o ülkede insanların nasıl öldüğüne bakın” sözlerini paylaşan Kemalbay, resmi makamlarca olayın üzerinin örtülmek istendiğini, valiliğin yaptığı açıklamalarının ise inandırıcılıktan uzak söylemler olduğunu kaydetti.

Adalet Bakanı Abdulhamit Gül’e,”Devletin işkence yasağı ve yaşam hakkını korumakla yükümlü olmasına rağmen kolluk kuvveti marifetiyle Servet Turgut’un yaşamını yitirmesine, Osman Şiban’ın ise ağır sağlık sorunları yaşamasına neden olan bu insanlık suçunun failleri hakkında bugüne kadar neden herhangi bir işlem başlatılmamıştır? diye soran HDP’li Kemalbay, şu sorularının da yanıtlanmasını istedi:

Servet Turgut’un ölümüne, Osman Şiban’ın ağır yaralanmasına sebep olan kolluk güçlerinden hukuk önünde hesap sorulacak mıdır?

Servet Turgut cinayeti faili meçhul olarak mı kalacaktır?

İki ülke yurttaşının ağır işkence görmesi ve sonrasında helikopterden atılması ile yaşanan ve Servet Turgut’un yaşamını yitirmesine Osman Şiban’ın ise ağır sağlık sorunları yaşamasına neden olan bu insanlık suçu ile ilgili olarak kamuoyuna herhangi bir açıklama yapılacak mıdır?

Osman Şiban ve Servet Turgut hangi gerekçeyle alınarak helikoptere bindirilmiştir? Haklarında herhangi bir gözaltı kararı bulunmakta mıdır?

Osman Şiban ve Servet Turgut’a işkence yapıldığı ve helikopterden atıldıkları bilgisi tarafınıza ulaştırılmış mıdır?

Osman Şiban ve Servet Turgut’a işkence uygulayan kolluk görevlileri hakkında herhangi bir idari ve adli soruşturma başlatılmış mıdır?

Osman Şiban ve Servet Turgut’a işkence uygulayan kolluk görevlileri hala görevde midir? Görevdeyse, neden hala görevden alınmamıştır?

Yakalama, Gözaltına Alma Ve İfade Alma Yönetmeliği’nin 8. Maddesinde yer alan,“Muhafaza altına alınmak amacıyla kişinin yakalandığı, istediği kanunî yakınlarına derhâl bildirilir.” hükmü uyarınca aileye neden bilgi verilmemiştir?

Köylülerin ifadeleri doğrultusunda sabah altı gibi askerlerin köye köylüleri meydana toplayıp 'Acımız var, öfkemizi sizden çıkaracağız, köyünüzü yakacağız’ dedikleri görgü tanıklarınca beyan edilmiştir. Bu hukuksuz ve insanlık dışı uygulamanın sorumlularına yönelik herhangi bir araştırma, soruşturma başlatılmış mıdır?

Hastaneden ailenin rızası olmamasına rağmen taburcu edilen Osman Şiban’ın hakkında resmi gözaltı kararı olmamasına rağmen onlarca kolluk kuvveti ile evine baskın yapılarak gözaltına alınarak Askeri Hastaneye götürülmesindeki hukuksuz ve keyfi uygulamanın dayanağı nedir?

Son 10 yıl içerisinde işkence suçu nedeniyle yargılanan, tutuklanan, hüküm giyen ve görevden alınan kolluk kuvveti sayısı kaçtır?

İşkence ve kötü muamelenin önlenmesi, işkence yasağına karşı ulusal ve uluslar arası mevzuatın uygulanabilmesi adına Bakanlığınızca herhangi bir çalışma yürütülmesi düşünülmekte midir?

Mensubu olduğunuz iktidar partisinin “işkenceye sıfır tolerans” sözleri ile anlatmak istediği nedir? Yaşanan somut işkence ve cinayet ortadayken ve hala hiçbir soruşturma, görevden alma, işkencenin üstüne gitme pratiği yaşanmamış iken bu söylem neden kullanılmaktadır?

İnsanlık suçu işkencenin Türkiye’de sistematikleşmesine yönelik gelişmelere son vermek ve işkenceyi sonlandırılmak için hangi önlemleri alacaksınız?

Editör: Haber Merkezi