CENGİZ ALDEMİR / İZ GAZETE - Meclis Yurtdışı Türkler ve Akraba Toplulukları Alt Komisyonunda konuşan HDP İzmir Milletvekili Serpil Kemalbay, Uluslararası İlahiyat Projesinde çalışanların özlük haklarının yerine getirilmesini istedi. Kemalbay, kadın çalışanlar açısından ,“Din adamı” kavramı yerine “din görevlisi” ya da “din insanı” kavramının kullanılmasını önerdi. Din insanlarının istihdamında liyakatin önemli olduğunu ve burada objektif kriterlerin getirilmesi gerektiğinin önemine değinen Kemalbay, “ Bu, hayatın her alanında karşımıza çıkıyor ve bunun ağır sonuçlarını, yaşadığımız facia gibi kazalarda, felaketlerde görüyoruz. Yani işini bilmeyen bir insanın yapacağı şey büyük felaketler, zincirleme felaketler getirebiliyor. Örneğin arama kurtarmada biz bunu şu an, bugün yaşıyoruz. Bu hassas görevlendirmelerde de yine liyakatin son derece önemli olduğunu düşünüyoruz” uyarısında bulundu.

Hayatın her alanında eşitlikçi politikalar izlenmesi gerektiğini ifade eden Kemalbay, kriterlerin de normların da herkes için aynı olmasının önemine değindi. Türkiye’de olduğu gibi yurt dışında yaşayan yurttaşların da ev içi şiddet, cinsel istismar, ensest gibi ciddi sorunlar yaşadığına dikkat çeken Kemalbay, “Bu çocuklar Türk çocuğu, bu çocuklar Müslüman. O hâlde onları ailelerine vermeliyiz.” yaklaşımı da yine başka bir noktadan mağduriyetlere yol açıyor. Diyelim ki tacize uğrayan, şiddete uğrayan çocukların bu saiklerle tekrar şiddet içeren bir ailenin içerisine gönderilmesi, büyük bir soruna göz yummak ve bazı saiklerle, bazı hedeflerle aile içi şiddetin, ev içi şiddetin sürmesini sağlamak anlamına geliyor ve bu konulara bu şekilde yaklaşmamak gerektiğini düşünüyorum” diye konuştu.

İNSANLAR HAKLARIYLA VARDIR

Türkiye demokrasisinde yaşanan sorunlara değinen Kemalbay, “ İnsanların haklarını istemesi devlete karşı bir tehdit olarak görülen bir ülkede yaşıyoruz ve bizim yurttaşlarımız da bu açıdan, gerçekten, diyebilirim ki hak isterken bin bir şeyi düşünmek zorunda kalıyor. Hak mücadelesinde pek çok sorunla kendi yaşadığımız bu coğrafyada karşı karşıya kalıyoruz. O yüzden, yurt dışında da bu alışkanlıkların devam ettiğini görmemek mümkün değil. Türkiye’de insan haklarını, özgürlükleri, eşitliği, adaleti yükseltmeliyiz ki yurttaşlarımız da bu kimlikleriyle yani kendi ülkesinde özgürce haklarını savunabilen yurttaşlar olarak var olabilsinler ve dışarıda da bu şekilde kendi haklarını savunabilsinler. Çünkü insanlar haklarıyla vardır ve bu konuda biz yurttaşlarımızın bilincini yükseltmek için konsolosluklar olarak da sosyal kuruluşlar, vakıflar, STK’ler olarak da yurttaşlarımızı güçlendirmeliyiz; onlara gerekli desteği her türlü şekilde vermeliyiz” sözleriyle önerilerini sıraladı.

ANADİLLER YAŞATILMALI

Komisyon kurulduğunda isminin neden değiştirilmesi gerektiğini hatırlatan Kemalbay, sadece akraba toplulukları için değil, Türkiyeli olan herkes için bunun yapılması gerektiğinin altını çizdi. Kemalbay, “İlle de Müslüman olması gerekmiyor, ille de Türk olması gerekmiyor; Türkiyeli olan bütün yurttaşların hangi inançtan olursa olsunlar inançlarını sürdürebilmeleri, hangi ana dilden olursa olsunlar dillerini yaşatabilmeleri, kullanabilmeleri zorunludur, gereklidir ve bizler de bunun takipçisi olmalıyız” dedi.

Çift vatandaşlığı olan yurttaşların bazı hakları kullanırken karşılaştığı sorunlara da değinen HDP’li Kemalbay, İsviçre ve Türk vatandaşı olan emekli birisinin, Türkiye’ye geldiği zaman sağlık haklarından yararlanmak istediğini ancak, hastanelerin bu vatandaşın sağlık giderlerini karşılamadığını, “Git, sen geldiğin ülkeden al.” şeklinde davranıldığı örneğini verdi. Kemalbay bu gibi sorunların bir an önce çözülmesi gerektiğini söyledi.

Editör: Haber Merkezi