Cengiz Aldemir/ANKARA - Meclis genel kurulunda konuşan HDP İzmir Milletvekili Serpil Kemalbay, İktidarın AİHM’in ikinci kez Selahattin Demirtaş'ın serbest bırakılması yönündeki kararı konusundaki suskunluğunun kabul edilemez olduğunu belirtti.

Selahattin Demirtaş'ın rehine olmasının sadece HDP’nin değil, Türkiye demokrasisinin büyük bir ayıbı ve utancı olduğunun vurgulayan Kemalbay, “ Aslında bu siyasi kırım operasyonları AKP-MHP bloğunun iktidarda kalmak için rakiplerini yargıyı sopa olarak kullanarak tasfiye etme çabasıdır. Bu, bütün dünyada ifşa olmuştur. Sevgili Selahattin Demirtaş Tayyip Erdoğan'ın Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde rakibidir ve rehinesidir. Bu siyasi mücadelesinin bir bedelini ödemektedir” dedi.

AİHM KARARI GÜVEN’İ DE KAPSIYOR

Daha önce milletvekilliği düşürülen ve dün tutuklanarak cezaevine gönderilen HDP’li Leyla Güven’in barışa, demokrasiye eşitliğe, adalete emek harcayan, Kürt kadın siyasetçi olduğunu belirten Kemalbay, “ HDP’li diğer arkadaşları gibi sevgili Leyla Güven de hukuksuz bir şekilde yirmi iki yıl üç ay cezaya çarptırılarak, siyasi olarak tasfiye edilmeye çalışılıyor. HDP'den ve siyasi mücadelesinden korkanların yaptığı bu komploları, bu siyasi kırım operasyonlarını asla kabul etmiyoruz. Yine AİHM kararları Leyla Güven'in ve TDK'den dolayı şu anda rehin tutulan herkesin de serbest bırakılması yönünde bir karardır. AİHM Büyük Daire kararı DTK faaliyetlerinin örgüt üyeliğine delil olamayacağını da gösterdiği için bir kez daha Türkiye uluslararası alanda, hukuk alanında sınıfta kalmıştır ve bir an önce bütün rehinelerin, siyasi rehinelerin serbest bırakılması gerekiyor” ifadelerini kullandı.

DEMİRTAŞ’IN DEMOKRASİ MESAJI

AİHM’in kararından sonra Demirtaş'ın, "Bu karar beni sevindirmemiş, mutlu etmemiştir. Çünkü ortadan kaldırılan demokrasinin, yok edilen hukukun ve adaletin faturasını sadece ben ödemiyorum, 83 milyon yurttaşımız en ağır şekilde bu bedeli ödüyor." sözlerini değerlendiren Kemalbay, demokrasi için mücadele ettiğini düşünen herkesi, Demirtaş’ın sesine kulak vermeye davet etti.

CUMHURBAŞKANI’NA DEVİR KABUL EDİLEMEZ

Türkiye'deki demokrasi tablosunun uluslararası ilişkilere yansıdığına dikkat çeken Kemalbay, Türkiye'nin komşularıyla savaş çatışma üzerine, kurulu bir ilişki olduğunu ve en son Azerbaycan'daki çatışma politikasını desteklemekle suçladı. Türkiye'nin demokrasi sınavındaki karnesinde olduğu gibi Azerbaycan'ın da karnesinin son derece kötü olduğunu, antidemokratik, otoriter, özellikle basın konusunda muhaliflerini bastıran, tasfiye etmeye çalışan bir anlayışa sahip olduğunu söyleyen Kemalbay, tercihli ticaret anlaşmasında yetkilerin bir kişiye verilmesinin kabul edilemez olduğunu belirterek, “Bu açıdan baktığımız zaman aslında bu anlaşma, Azerbaycan'daki bu antidemokratik ortamı da besleyen bir yapıya sahip yani oradaki bu otoriter iktidarı destekleyen bir yapıya sahip. Türkiye-Azerbaycan Arasında Tercihli Ticaret Anlaşması bizim karşı durduğumuz, meclisin sahip olması gereken yetkileri Cumhurbaşkanına devrederek Meclisi baypas ediyor. Bu devir kabul edilemez” eleştirisinde bulundu.

SAVAŞ DESTEKLİ TİCARİ ANLAŞMASI

Anlaşmanın Türkiye ve Azerbaycan yurttaşlarının çıkarlarına hizmet etmediğini, muhaliflerini tasfiye etmeye çalışan, savaş destekli bir ticaret anlaşması olduğunu belirten Kemalbay, “Bize göre halkların yan yana durması, sadece onların etnik kimlikleriyle değil, insan olmalarıyla yeterlidir ve bütün halklar eşit, özgür, adil bir şekilde barış içinde yaşayabilirler ve halkların çıkarlarına olan sözleşmeleri, anlaşmaları biz bu Meclisten çıkarmalıyız. Egemen iktidarların, ülkelerin bir avuç elitlerinin çıkarlarına olan savaş destekli bu ticaret anlaşmalarının Türkiye halklarına da Azerbaycan halklarına da bir faydası yoktur diye düşünüyoruz.”

Editör: Haber Merkezi