İZ GAZETE- Birçok ülkenin kabul etmediği gemi söküm işlemlerini kabul eden Türkiye'nin, Batı’nın tehlikeli atık çöplüğü olma yolunda olduğu eleştirisinde bulunan HDP İzmir Milletvekili Serpil Kemalbay, "İnsana ve doğaya ciddi zararlar verecek ağır kimyasal ve radyoaktif bulaşı içeren gemiler, savaş gemileri mevzuat hükümleri hiçe sayılarak bir kısım yollar ile karasularımıza getirilmekte, zehirli gemi sökümü doğamızı, canlı yaşamını, işçi sağlığını geri dönüşü olamayacak şekilde tahrip etmektedir" uyarısında bulundu.

GAZİEMİR ANIMSATMASI

Tehlikeli atık ithalatının yasak olmasına rağmen İzmir Gaziemir’de 100 tona yakın radyoaktif atığın, raporlarla kanıtlandığını, ilgili kurum ve kuruluşların sorumluluklarını yerine getirmediğine dikkat çeken Kemalbay, Türkiye’de ekolojik problemin büyük ve ciddi bir halk sağlığı sorunu haline geldiğini söyledi.

900 TON ASBESTİ 9 TON GÖREN BAKAN

AKP Hükümetlerinin, ekolojik bilgiden yoksun, halk sağlığını ve ekosistemin geleceğini görmezden geldiğini belirten HDP'li Kemalbay, çok sayıda ulusal ve uluslararası örgüt ve yerel yönetimlerin uyarılarına rağmen Sök Denizcilik tarafından satın alınan ve zehirli asbest tespit edilen Nae Sao Paulo savaş gemisine söküm izni vermesini örnek olarak gösterdi. Kemalbay, "Savaş gemisi olarak nükleer denemelerde kullanılmış, radyoaktif bulaşı dahil olmak üzere önemli miktarda tehlikeli kimyasal ve zararlı atık içeren, basında yer alan bir çok çalışmanın sonucu olarak 900 ton asbest içerdiği belirtilen ancak tarafınızca “900 değil, 9 ton asbest var” diyen Bakan Kurum'un sözlerini anımsattı.

ASBEST VE ZARARLARI

Gemi söküm sektörünün kimyasal tehlikelerle dolu, çevreye ve topluluklara zarar veren dünyanın en tehlikeli iş kollarından biri olarak nitelendiren Uluslararası Çalışma Örgütü ILO'nun uyarılarını anımsatan Kemalbay, gemi sökümünde açığa çıkan PAH’lar, PCB’ler, TBT’ler, ağır metaller, yağlar, dioksinler, furanlar gibi tehlikeli atıkların halk sağlığına, ekosisteme ciddi zararlar verdiğini ve asbestli gemi sökümünün tehlikelerini dile getirdi ve pek çok ülkede yasaklandığını vurguladı.

Türkiye'de asbeste maruz kalımının sağlık etkileri nedeniyle 2010 yılında yürürlüğe giren kademeli bir geçiş uygulandığını kaydeden Kemalbay, bazı Tehlikeli Maddelerin Kullanımına İlişkin Yapılan Yönetmelik Değişikliği ile de tamamen yasaklandığını anımsattı.

ASBEST BOMBASINA İZİN VEREN BAKAN KURUM

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı sitesinde asbestin neden olduğu hastalıkların yer aldığına dikkat çeken Kemalbay, Nae Sao Paulo adlı savaş gemisinin ikizi olarak adlandırılan Clemenceau'nun Greenpeace'in, 'Potansiyel Tehlikeli Malzemeler Raporu'nda da yer aldığı bilgisini aktardı. Nae Sao Paulo adlı savaş gemisini asbest bombası olarak nitelendirildiğine vurgu yapan HDP'li Kemalbay, "Böyle bir durumda sözü geçen geminin Türkiye’ye söküm için getirilmesine onay verilmesi tarafınızca 2016-2020 yıllarını kapsayan 5 yılda Aliağa’da 714 gemi söküldüğü, 74 bin 226 ton tehlikeli atık ve toplam 241 bin 970 kg asbestin bertaraf edildiğini belirttiğiniz 241 ton asbestin üç katından fazla olduğu ortadadır. İzmir halkını ve ekolojisini tamamıyla olumsuz olarak etkileyecek olan, “asbest bombası” olarak adlandırılan Nae Sao Paulo adlı savaş gemisinin ülkeye girmesi ve Aliağa Gemi Sökümünde asbestin sökümü ve bertarafı mevzuatta bulunmakta iken uygulanmaması nedeniyle tehlike saçmaya devam edecektir. Söküm tesislerinde çalışan işçiler ile çevre halkı asbeste maruz bırakılacak, yer altı sularına kadar zarar verecektir. İnsana, doğaya ve tüm canlı yaşamına telafisi mümkün olmayan sonuçlar doğuracağı, ekosistemi tahrip edeceği TMMOB İl Koordinasyon Kurulu, EGEÇEP, Tabip Odası Çevre Komisyonu, ALÇEP ile birlikte birçok sivil toplum kuruluşu tarafından ifade edilmekte ve çevre halkı tarafından da tepki ile karşılaşmaktadır" diyerek yapılan uyarıları anımsattı.

TEHLİKELİ GEMİ SÖKÜMÜ ENGELLENEMEDİ

1992 yılında yürürlüğe giren Tehlikeli Atıkların Sınırlar Ötesi Taşınması ve Bertaraf Edilmesinin Kontrolüne İlişkin Basel Sözleşmesi’ni işaret eden Kemalbay, Türkiye'nin 1994 yılında taraf olmasına karşın sadece 5 yılda 714 tehlikeli atık barındıran gemi sökümünün de engellenemediğini söyledi.

ASBEST BOMBASI GEMİNİN SÖKÜMÜNE NEDEN İZİN VERİLDİ?

Konuyu meclis gündemine taşıyan Kemalbay, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum'a şu soruları yöneltti:

NÂe Sao Paulo ( FS Foch) Fransız çıkarları için çalışmış bir uçak gemisidir. Nükleer silah denemelerinde de kullanılmıştır. Batı ülkeleri ağır metal ve asbest içeren ve nükleer bulaşıya sahip bu tip gemilerin söküm işlemlerini kendi sularında yapmazken, Türkiye neden buna izin vermektedir?

NÂe Sao Paulo ( FS Foch) adlı geminin söküm işlemleriyle ilgi yürütülen süreçte Bakanlığınızın şartlı onay verdiği yönünde rapor yazdığı iddiaları doğru mudur? Eğer doğru ise böyle bir şartlı onayın verilme gerekçesi nedir?

Dünya denizlerinde Fransa’nın ekonomik ve siyasal çıkarlarını koruyan FS Foch, Brezilya’ya satıldığında adı NÂe Sao Paulo olduğu, bu geminin Fransız donanmasındayken birçok askeri eyleme katıldığı bilginiz dâhilinde midir?

Geminin 900 ton asbest içerdiğine ilişkin iddialara karşın 9.6 ton asbets içerdiğine ilişkin ne tür bir inceleme yapılmıştır?

Hemen hemen aynı yıllarda yapımları tamamlanan ve aynı ortamda aynı tekniklerle yapılan ikiz gemi Clemenceau (1957) ile NAe São Paulo (1960) asbest oranlarının farklı olduğu yönündeki çelişkiye yönelik nasıl bir inceleme ve raporlama işlemi yapılmıştır?

Avrupa’da 16 ülkede gemi söküm tesisinde gemilerin kızaklarla havuzlara alınıp söküldüğü ve söküm işleminin denizle, sahille ve kumsalla yakından uzaktan bir ilişkisinin bulunmadığı bilinmektedir. Durum böyle iken Türkiye’de gemilerin baştan kara veya kıçtan kara olarak karaya vurulmasının nedeni nedir? Avrupa’daki yöntemle yapılmayan gemi söküm tesislerine neden izin verilmektedir?

NÂe Sao Paulo ( FS Foch) gemi sökümü işlemiyle ortaya çıkacak nükleer kirlilik nasıl önlenecektir?Gemi Sökümü işlemlerinde denize karışan zararlı kimyasal parçaların Çandarlı sahillerine kadar ulaştığı iddiaları bilginiz dahilinde midir? Bilginiz dahilinde ise konu ile ilgili yapılan herhangi bir araştırma/inceleme bulunmakta mıdır?

Ağır kimyasallar, nükleer atık bulaşılı maddeler ve asbestli olan gemilerin sökümünün insan sağlığına, ekosisteme, doğamıza, denize, toprağa vereceği zararın ve orta vadede yaşanacak kanserlerin, astım vb. hastalıkların ve ölümlerin bedelini kim ödeyecektir?

Savaş gemileri başta olmak üzere büyük ölçekli yaşlı gemilerin söküm işinin ekoloji ve insan sağlığı açısından en riskli alanların başında yer almasına, bölge halkının ve konuyla ilgili çalışan sivil toplum örgütlerinin, çeşitli meslek odalarının itirazlarına ve tepkilere rağmen demokratik normlara sahip hiçbir ülkenin kabul etmediği işlemler Türkiye’de neden kabul edilmektedir?

Son 20 yılda Aliağa’ da sökülen yabancı ülke donanmalarına ait savaş gemisi sayısı kaçtır? Aliağa’da gemi sökümü yapılmış kaç gemi radyoaktif yükler taşımıştır?

İzmir’de gemi söküm işlemlerinin ekolojik etkileri nelerdir?

Türkiye’ de yapıldığı türden gemi sökümü Hindistan, Pakistan ve Bangladeş’te de yapılmaktadır. Türkiye’nin Batı’nın atık çöplüğü olması nasıl önlenecektir?

Türkiye’de nükleer santral olmadığı halde İzmir Gaziemir’de eski bir akü fabrikasında 100 tona yakın radyoaktif atığın ortaya çıkması, nükleer denemelerde kullanılmış zehirli gemilerin Aliağa’da gemi sökümü ne anlama geliyor? İzmir Batının nükleer çöplüğü olarak mı seçilmiştir?

İzmir’in Gaziemir ilçesindeki yaklaşık 100 bin ton radyoaktif bulaşılı kirlilik bertaraf edilmiş midir?

Editör: Haber Merkezi