Özgür Coşkun’un sunduğu Politik’İz programının bu haftaki konuğu İYİ Parti Bornova İlçe Başkanı Mustafa Tabak oldu. Tabak, ilçe örgütü olarak yaptıkları çalışmalardan İzmir Depremi sonrası yaşanan mağduriyetlere kadar birçok konuda konuştu.

İYİ Parti kurulduğunda siyasette taşların yerinden oynadığını söyleyen Tabak, “Çok ciddi bir siyasi boşluğu doldurmuş durumdayız. Bu kadar kısa sürede böyle büyük bir başarı yakalayacağımızı belki biz de tahmin etmiyorduk. Genel Başkanımız köy köy gezerek halkın sorunlarını dinledi. Türkiye’nin nabzını tek başına tutmaya çalışıyor. Biz de genel başkanımızın gösterdiğin bu büyük performansa yaklaşmaya çalışıyor. Biz de Bornova’da üye kayıt stantları kuruyoruz, esnaf ziyaretleri, dernek ve STK’ları ziyaret ediyoruz. Biz de haklımızın bize gösterdiği teveccühe teşekkür ediyoruz. Türkiye’de hangi siyasi görüşten olursa olsun ülkenin bulunduğu bu sıkıntılı süreçten kurtulmak için vatandaş sandığın geleceği günü bekliyor” diye konuştu.

‘KONAK ÖNÜMÜZDE’

Bornova’da yaptıkları üye çalışmalarından da bahseden Tabak, “2019’da seçimlere katıldığımızda takriben 808 üyemiz varken seçimden sonra 34 bindi. Türkiye çapında da 5 milyon oy aldık. Belki de cumhuriyet tarihinde kurulduktan sonra bu kadar kısa sürede istikrarlı ivme kaydeden başka parti yoktur. Birinci önceliğimiz ilçemizde üye kayıtlarını maksimum seviyeye çıkarmak. Bu yüzden üye kayıt stantları açıyoruz. Birinci ilçe konumundaydık. Ancak Konak bizim önümüze geçti. Buna elbette seviniyorum. Aramızda çok tatlı rekabet var. Bu sonuçta partimizin menfaatine olan bir çalışmadır” açıklamasında bulundu.

Vatandaştan olumlu bir reaksiyon adlılarını da dile getiren Tabak, “Sokağa indiğimizde şununla karşılaşıyoruz; seçim yok, sokakta ne işiniz var? Biz seçim olmasa da halka dokunmayı seviyoruz. Sadece seçim zamanı yapılan ziyaretlerin algısından halkı kurtarmaya çalışıyoruz. Seçim olmasa da halkın sorunlarını dinleyip elimizden geldiğince dertlerini çözmeye çalıştığımızı görsün istiyoruz” dedi.

‘KÖPRÜ GÖREVİ GÖRÜYORUZ’

Bornova Belediye Başkanı Mustafa İduğ ile uyumlu bir iletişimleri olduğunu söyleyen Tabak, “2 buçuk yılda Bornova’mızın menfaatine olan tüm çalışmanın arkasındayız. Halkın yararına olan tüm çalışmalarda arkalarında olacağımızı söyledik. İki meclis üyemiz var. Amaç Bornova’mızı daha yaşanabilir bir yer olmasıdır. Bunun için herkes elini taşın altına koymalıdır. Vatandaş her zaman başkana ulaşamayabiliyor biz bu anlamda da köprü görevi görüyoruz. Herhangi bir sorun olduğunda başkana iletiyoruz. O da gerekeni yapıyor” ifadelerini kullandı.

‘ÇOK CİDDİ SORUN’

Son günlerde çok konuşulan yurt meselesine dair de konuşan Tabak, “Bornova genç nüfusun en yoğun ilçelerden birisi. Yaşayan bir şehir var. Bir eğitim dönemi içerisinde 55-60 bin öğrenci Bornova’da değişim içerisinde. Bir sirkülasyon var. Ancak yurt konusunda çok ciddi sorun var. 60 bin öğrencinin geldiği ilçemizde 10 bin yatak kapasitesi var. 50 bin öğrenci nerede kalacak. Özellikle merkezi yönetimin birinci önceliğinin gençlerimizin barınma problemini çözmesi gerekiyor. Yurtlara ihtiyacımız varken iktidarın yaptığı israflardan da bahsetmek istemiyorum. Parklarda yatan öğrencilere de şahit oldum. Üniversite açılmadan bir hafta önce komisyon kurup otogarda görevlendirdik. İzmir’e ilk kez gelen gençlere lojistik anlamda destek vermek. Yurt ayarladılarsa nerede olduğunu gösterdik, araçlarla kalacakları yere bıraktık. Bizim ilçe binamız hangi siyasi görüşten olursa olsun tüm öğrencilere açıktır. Ancak bu yurt sorununun ivedilikle çözülmesi gerekiyor” şeklinde konuştu.

‘MAĞDURİYETLER GİDERİLMELİ’

30 Ekim’de yaşanan depremde evi yıkılan Tabak, depremzede olarak yaşadıkları mağduriyetleri şu şekilde anlattı: “Biz depremzedeyiz. Kanunda doğal afet sonucunda evi yıkılmış vatandaşım tüm mülki hakkı devlete geçiyor. Tapusu bizde olmasına rağmen artık o ev bizim değil. O dakikadan itibaren yapılacak her işlemde Çevre ve şehircilik Bakanlığı yetkili. Bir şey demiyoruz. Zaten devletin sorumluluğu alması gerekiyor. Evi hasarlı da olsa yıkılsa da hepimiz depremzedeyiz. Bir ayrıştırma olamaz. Bir de devlet TOKİ aracılığıyla yıkılan binaların yerine yenisinin yapılacağını söylüyor. Ancak şöyle bir sorun var: Bizim yıkılan binamız zemin kattı 7 kat yani toplamda 8 kat. Her katta 3 daire var ve daireler 135 metrekare. Devletin yıkılan binalarımız yerine yapacağı zemin artı 5 kat yani toplamda 6 kat. Her kat 4 daire ve 75 metrekare olacak. Böyle bir saçmalık olur mu? Bakanlık hem rezerv alanında hem de yıkılan binalarımızın yerinde bina yapılacağını ve ikisinden birini tercih etmemizi istedi. Ben de kendi binamı istedim. Kentsel dönüşüme giren vatandaşlar emsal arştı verildi. Bu çok güzel bir karar. Proje alanı statüsünde olan benim neden tek hakkım var. Bunu anlamıyorum. Bizim suçumuz evimizin yıkılması mı? Buradaki adaleti bana kim açıklayabilir? Biz hepimiz depremzedeyiz. Baştan beri herkesi kapsayarak konuşmaya çalışıyorum ama ne yazık ki depremzedeler arasında da bir ayrışma var. Proje mağdurları olarak Bakan Kurum’a sesleniyoruz; depremzedelere yapılan evlerden para alınmamalı ve mağduriyetler giderilmeli. Var olan haklarımızın korunmasını istiyoruz.”

RANT ŞÜPHESİ

İzmir Büyükşehir Belediyesi ile herhangi bir çalışma yapmadıklarını da belirten Tabak, “Kentsel dönüşüm statüsünde olan yerler İBB’nin sorumluluğunda. Deprem esnasında evleri yıkılanlar ise direkt hazineye devredildi. Hiçbir hükmümüz yok. Kendi oturacağımız yerlerle ilgili fikir beyan etme hakkımız yok. Depremzedeler üzerinden bir rant düşüncesi oldu. Özellikle kentsel dönüşüme giren binalarda herkes tüm eşyalarını aldı. Biz ise bir iğne bile alamadık. Maddi kaybı geçtik. Tüm hatıralar, manevi değeri yüksek eşyalar da gitti. Binalarımız yıkılıp hurdaya çıkan eşyalardan gelen ücretler neden hak sahiplerine dağıtılmadı? Bu da sorgulanması gereken bir konudur” diye konuştu.

Editör: Haber Merkezi