İYİ Parti Milli Güvenlik Politikalarından Sorumlu Başkanı Aytun Çıray, Suriye'nin kuzeydoğusunda gerçekleştirilen 'Barış Pınarı Harekâtı’na ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Açıklamasında, hudutların güvenliğini sağlamak, sınırların güneyinde terör koridorunun oluşmasını engellemek ve Suriyeli sığınmacıların yurtlarına dönmesi için uygun koşulları sağlamak amacıyla düzenlenen Barış Pınarı Harekâtı’nı başarıyla yapan TSK’yı tebrik ettiğini ve bu başarının diplomasi ile tamamlanmasının şart olduğunu belirtti. Çıray, harekatı meşru kılan durumun, milli güvenliğin tehlikeye girmiş olması olarak nitelendirdi. AKP iktidarının 2012’den bu yana uyguladığı yanlış dış politikaları ile alevlendirdiği Suriye iç savaş süreci sonunda gelinen noktada, sınır güvenliğini fazlasıyla aşan bir tehditle karşı karşıya kalındığını, bu tehdidin ve tehlikenin bertaraf edilmesi için TSK’nın devreye sokulmasının kaçınılmaz olduğunu vurguladı.

18 YILLIK YANLIŞ

Barış Pınarı Harekatı’nın bu sebeplerle desteklemek zorunda olduklarını aktaran Çıray, “Ancak bu, iktidar güçlerince alınan ve milli etiketi yapıştırılan her kararın peşine takılacağımız anlamına gelmez. AKP’nin parti siyasetlerinin yansıdığı dış politika yanlışları milli siyaset değildir. Çünkü Suriye’de Barış Pınarı Harekatı’nı zorunlu kılan noktaya Cumhurbaşkanı ve AKP iktidarlarına rağmen değil, maalesef onların genelde 18 yıllık dış politika anlayışlarının, özelde İhvancı-Müslüman Kardeşlerci ideolojilerinin ortaya çıkardığı yanlışları neticesinde gelinmiştir,”  dedi.

ÖZERK BÖLGEYE DİKKAT!

Cenevre’de, 30 Ekim 2019 tarihinde 150 kişilik bir heyetle Suriye Anayasa Komitesi’nin toplanacağını unutmamak gerektiğini ve dikkat edilmesi gerektiğini söyleyen Çıray, “ Cenevre Konferansı’nda ABD eliyle yaratılmış ve güçlendirilmiş SDG’nin, Barış Pınarı Harekatı’yla ortaya çıkan yeni durumda, Rusya tarafından Esat rejimini güçlendirmekte faydalanılacak kullanışlı bir oluşuma dönüşmüş olmasının muhtemel tatsız sonuçları dikkate alınmalıdır. Suriye’nin kuzeyinde, ABD’nin de onayını alacak Kuzey Irak benzeri bir özerk bölge oluşturulması bu muhtemel tatsız sonuçlardan birisidir ve bunun gerçekleşme olasılığı hiç de düşük değildir; çünkü işaretleri taslak anayasada vardır. Bu, Türkiye için  çok tehlikeli bir senaryodur ve sınır ötesi harekatımızı yaptığımızla kalırız. PYD terör örgütünün 21 Ocak 2014’te Cezire, 27 Ocak 2014’te Kobani ve 29 Ocak 2014’te Afrin kanton olarak ilan ettiğini unutmayalım. Bu çerçevede Suriye’nin yeni anayasa yazım süreci Türk Milleti’ni doğrudan ilgilenmektedir. Irak’ın dönüştüğü 3 parçalı yapı ve yaşadığımız güvenlik tehditleri ortadayken Suriye’de özerk veya federal bir yapıya asla izin verilmemesi gerekmektedir.” ifadelerini kullandı.

ABD Başkanı Trump’ın, Erdoğan’a yazdığı hakaret içerikli mektubu da hatırlatan Çıray, “Türk milletine yönelik hakaretlere muhatap olunan kof dış politika retoriğinden vazgeçilmeli ve ülkemiz için ciddi önem arz eden bu konu hafifletilmemelidir. İvedilikle Türk Milleti’nin ali menfaatlerini merkezine alan bir yaklaşımla Suriye Anayasa Komitesi’nin çalışmaları yakından takip edilmelidir.” dedi.

Editör: Haber Merkezi