TUGAY CAN / İZGAZETE - Uzun yıllar DİSK’te çeşitli kademelerde görev alan ve iki dönem DİSK Genel Başkanlığı görevini yürüten Kani Beko’nun kızı Derya Beko Kaytantaş ile konuştuk. Beden Eğitimi öğretmenliği mezunu Kaytankaş, şimdilerde Cumhuriyet Halk Partisi İzmir milletvekili adayı olan babası Kani Beko’nun bilinmeyen yönlerini anlattı. Yaklaşık 12 yıldan bu yana aynı kurumda çalışan Kaytankaş, çocukluğunun grevlerini, babasıyla unutamadığı anılarını ve Kani Beko’nun adaylık sürecini gazetemize anlattı.

Kendinizi kısaca tanıtır mısınız?

Adım Derya Beko Kaytankaş. 1986 yılında doğdum. Beden eğitimi öğretmenliği mezunuyum. Şu anda, İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı Evka 4 Spor Kompleksi’nde spor okulları ile ilgileniyorum. 12 yıldır bu kulüpte görev yapıyorum. Spor antrenörü olarak işe başladım. Sonra kondisyonerlik yaptım. Şu anda büro personeliyim. Spor okulları ile ilgileniyorum.

Şu an çalıştığınız yerde babanız bir dönem temizlik işçisi olarak çalışmış, bu konuda ne hissediyorsunuz?

Babam ESHOT’ta çalışırken işten atıldı. Belirli bir süre işsiz kaldı. Yine o dönem Ankara’ya yürüyüşleri gerçekleştirdikleri dönem. Ben o dönemde 6-7 yaşlarındaydım. Küçük bir kız çocuğu olarak bu benim için büyük bir etkiydi. Babam çok uzun bir süre evde olmadı. Hatta bizim komik bir anımız var. Babam Ankara’dan eve döndüğü zaman babamı tanıyamadım. Çünkü ilk kez sakal bırakmıştı. Anneme, kim bu adam diye sormuşum.Babam daha sonra Bornova Belediyesi’nde temizlik işçisi olarak göreve başladı.

“BABA İŞTE, GÖLGESİ YETER”

Ben ise Evka 4’te ilk olarak Celal Atik tesislerinde çalışmaya başladım. Buraya geldiğim zaman babam, bana buraları anlatmaya başladı. Evka’da 4 böyledir, Atatürk Mahallesi şöyledir, diyerek. Ben oralarda sokakları çok süpürdüm. O yolların büfelerini anlatmaya başladı bana. Ancak en güzel yanı şu; babamın bu çevrede çok fazla eski tanıdığı var. Hala gelip gidiyorlar. Buralarda oturuyorlar. Çocuklarını ya da torunlarını buraya kaydettirmeye geldikleri zaman, benim kim olduğumu öğrendiklerinde bana o günleri anlatmaya başlıyorlar.

Babanızın uzun süre sendikacılık yaptı. Siz de bu süreler içerisinde çocuktunuz.  O günlere ait ne yönde hatıralarınız var?

Babam evlenmeden önce sendikacılığa başlamış. Hatta babamın DİSK’e olan bağlılığını biz evde şöyle anlatırız. Ben 12 Şubat doğumluyum. DİSK’in kuruluşu 13 Şubat. Babam hiçbir doğum günümde kolay kolay yanımda olamadı. Benim için sorun muydu? Hayır değildi. Çünkü her zaman işleri vardı. Bunu sorun etmezdim.

Babamın her zaman yoğun bir temposu vardı. Şu sıralar İzmir’de bulunduğu için ancak şu sıralar babamı doğru düzgün görebiliyorum. Gençlik yıllarımda ailesiz büyüdüm diyebilirim. Ancak bu durumdan şikayetçi değilim. Ama baba işte, gölgesi yeter.

İLK GÖZALTI DENEYİMİMİ 5 YAŞINDA YAŞADIM

Babanız ile yaşadığınız bir çocukluk anılarınız neler?

Ne greviydi hatırlamıyorum. Beş yaşındaydım. Fuarın içerisinde bir grev vardı. Ben kendimi bildim bileli, babam hep bir yerlerde grev yapıyordu. Açlık grevleri, yürüyüşler, eylemler… Biz hep oradaydık. Yine destek vermek için fuara gittik annem ile beraber. O gün polis orada bulunan herkesi gözaltına almaya başladı. annemin kucağında ilk gözaltı deneyimimi yaşadım. Daha sonra böyle bir olay yaşamadım ama eski polis minibüsüne binişimiz aklımda kalmış. Daha sonra dayım gelip beni almıştı. Hayatım boyunca unutamayacağım bir andır. Tabi, annem ile babam ne kadar süre kaldılar, ne zaman eve geldiler onları pek hatırlamıyorum.

Sendikayı çok iyi biliriz ancak Cumhuriyet Halk Partisi bizim için çok yeni bir kulvar. Bu nedenle diğer adaylar nasıl bir çalışma içerisinde pek bilgim yok. Ben DİSK’e bağlı Dev Turizm-İş’te işyeri baş temsilcisiyim. Sendika bizim hayatımız diyebiliriz. Ama babam şimdi farklı bir kulvarda.

Babanızın adaylığını ilk ne zaman duydunuz? Neler hissettiniz?

Babamın adaylığını ilk olarak partiden duydum. Gençlik yıllarımda Cumhuriyet Halk Partisi Gençlik kollarında görevler almıştım. Burada bulunan bazı arkadaşlarımdan baban kesinlikle aday gösterilecek şeklinde duyumlar aldım. Hemen babamı aradım. Babam da bana teklif gelirse konuşur, tartışırız dedi. Babam görevi kabul ettiği zaman, başarılar, dilemiştim. Babamın belli hedefleri var bu hayatta. Milletvekili adayı gösterildiği zaman değil, milletvekili olduğu zaman kendini iyi hissedecek. Yani konumunun değişmesi beni heyecanlandırmıyor. Sadece benim baktığım tek bir olay var. Babam hedeflerine doğru gidebiliyor mu? İstediğini başarabiliyor mu? Bunu başarıyor. Ben bunları yapabildiği oranda heyecanlanıyorum.

Babanızın örnek aldığınız özellikleri nelerdir?

Benim babam dürüst bir insan. Özellikle ablamla bana hep bunu söylemiştir. Dürüst olun, yalansız olun. Bu hayatta kaybetmezsiniz. Bakıyoruz, dürüst bir şekilde elinden geldiğince ilerlemeye çalışıyor. Bize bunu küçük yaşlardan itibaren çok güzel aşıladı. Çok inatçıdır, bu huy bende de vardır. Özel hayatında daha farklı bir adamdır, ancak iş konusunda hırsları var. Bende onun gibi hırslıyımdır. Bir kız çocuğu olarak idolüm annem olabilirdi. Ancak benim idolüm, benzemek istediğim insan hep babam oldu.

MAKEDONYA’DA YAŞAMAK İSTİYORUM

Kani Beko bir Makedon göçmeni. Evde Makedonca konuşuluyor mu?

Evde bu hava hissediliyor. Ancak ben Makedonca bilmiyorum. Ancak son zamanlarda da iyice koptuk. Babaannem, dedem ve babamın kardeşleri yaşarken bunu daha fazla hissediyorduk. Ancak şu anda babamın anne-babası ve kardeşleri hayatta değil. Dolayısıyla eskisi kadar bu durum hissedilmiyor. Ancak babamın büyüdüğü mahallede oturuyorum şu anda.

Babanızın doğduğu Makedonya’ya gitme fırsatınız oldu mu?

Makedonya’ya hiç gidemedim ancak gitmek gibi bir düşüncem var. Hatta birçok insana çılgınca gelebilir ben Makedonya’da yaşamak istiyorum. Ülkemi çok seviyorum, bu çok ayrı. Ancak kökenlerimi, babamın doğduğu ve belli bir yaşa geldiği köyün fotoğrafları var elimde. Oradaki insanları merak ediyorum. Orada yaşayan insanların yaşam tarzına yakın bir yaşam tarzım olduğunu düşünüyorum. Ancak insanın ülkesini bırakması çok zor bir şey.

Editör: Haber Merkezi