Soru önergesinde, Anayasa'nın 34. maddesine göre herkesin önceden izin almadan silahsız ve saldırısız toplantı, gösteri ve yürüyüş yapma hakkına sahip olduğunu söyleyen Kemalbay, “Cinsel yönelimi veya cinsiyet kimliği her ne olursa olsun bütün insanların İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nde tanımlanan tüm insan haklarına erişimi olması gerektiğini savunur. Herkesin temel hak ve özgürlükleri eşit bir şekilde anayasal normlarla tanımlanmış,  Türkiye’nin de katılımcısı olduğu AGİT’da nefret suçları,  mağdurların “varoluşlarını” korumaya yönelik olarak oluşturulmuştur. Her yıl Haziran ayının sonlarında Stonewall ayaklanmasının yıl dönümünde, dünya genelinde Onur Haftası gerçekleştirilmekte iken Türkiye’de son 5 yıldır Anayasanın eşitlik ilkesi, İstanbul Sözleşmesi,  Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ve iç hukuk düzenine aykırı olarak çeşitli nedenlerle yasaklanmaktadır.” dedi.

‘ERKEK EGEMEN DÜŞÜNCE, LGBTİ+ NEFRETİ İLE ORTAYA KONUYOR’

Uluslararası Af Örgütü, İstanbul Valiliğinin bu yıl yapılacak olan LGBTİ+ Onur Yürüyüşünün güvenli bir şekilde gerçekleşmesini sağlaması ve barışçıl toplanma hakkını ayrımcılık yapmaksızın koruma altına alması, Onur Yürüyüşü ’nün gerçekleştirilmesine izin verilmesi ve katılanların korunmasının bir hak olduğu ve hukuka aykırı, keyfi ve ayrımcı kararlarıyla insanların bu haktan yoksun bırakılamayacağını belirtmiş,  çevik kuvvet polislerinin hukuka aykırı bir güç kullanımına başvurarak barışçıl toplanmayı dağıtması üzerine yetkilileri bir kez daha ülkenin kendi yasaları ve imzaladığı uluslararası sözleşmelerce güvence altına alınan hakları Türkiye yetkililerinin ihlal etmeye devam ettiğini başlattığı imza kampanyasında belirtmiştir. Ancak; Türkiye’nin Anayasal hakları korumaması, anayasaya uygun davranmayarak suç işlemeye devam etmesi bir dizi yasaklar silsilesi ile erkek egemen düşüncesini LGBTİ+ nefreti ile de ortaya koymaktadır.

‘DEVLET SUÇ İŞLEMEKTEDİR’

Onur Yürüyüşü ile LGBTİ+ lar, hayatın her alanında eşit hak taleplerini en barışçıl şekilde yerine getirmek, gökkuşağı şöleni yaşatmak için seslerini duyurmaya çalışmaktadır diyen Kemalbay, “Burada sözü edilen onur, kişinin kendi oluşunun onurudur, kendi varoluşundan utanmayışının yansımasıdır. Devlet, nefret cinayetlerinin işlenmeyeceği, cinsel istismara uğramayacağı,  üretim alanlarında yok sayılmayacağı, kamusal alanlarda nefrete ve şiddete maruz kalmayacağı,  ayrımcılığa tabi tutulmayacağı, tüm yurttaşların sokaklarında korkusuzca dolaşabilecekleri, eşit yurttaşlar olarak toplumsal yaşamın bir parçası olacakları koşulları sağlamak yerine, birçok ilde barışçıl yürüyüşleri yasaklamakta ve anayasayı, yasaları, uluslararası sözleşmeleri çiğneyerek suç işlemektedir.” açıklamasında bulundu.

Kemalbay, İçişleri Bakanı Soylu’nun açıklaması istemiyle şu soruları sordu:

Çeşitli valiliklerce alınan LGBTİ+ Onur Yürüyüşleri yasaklama kararları bilginiz dâhilinde midir? Bilginiz dâhilinde ise uluslararası anlaşmalara ve anayasaya uymayan ve hukuku çiğnemek anlamına gelen bu kararların alınma gerekçesi nedir?

LGBT+ bireylere yönelik ayrımcılığı, cinsiyet kimlikleri sebebiyle yaşam hakkının tehdit edilmesini, temel hak ve özgürlüklerinin gasp edilmesini soruşturmak yönünde bir çalışmanız var mıdır?

Son 10 yılda cinsel kimliği sebebiyle polis tarafından şiddet, kötü muamele ve cinsel istismara uğramaları nedeniyle Bakanlığınıza başvuran ve nefret suçu kapsamında öldürülen LGBTİ+kimlikli kişi sayısı kaçtır?

Valilerin öne sürdüğü “başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması” gerekçesi ile alınan bu kararlarda LGBTİ+ yurttaşların hak ve özgürlükleri ne olacaktır?

2003 yılından beri Türkiye’de yapılmaya başlanan LGBTİ+ Onur Yürüyüşlerinde yürüyüşe katılan yurttaşlardan yaralanan ve gözaltına alınan kişi sayısı kaçtır? 

Ankara Bölge İdare Mahkemesi, 12. İdari Dava Mahkemesince verilen kararla 2018 yılında Ankara Valiliği tarafından öne sürülen “düzenlenen etkinliklerin toplumun bazı kesimlerini rahatsız edebileceği, provokasyona, saldırı veya tepkiye sebep olacağı” savunmasının geçerli olmadığı yer almıştır. İçtihat kararı ortada iken LGBTİ+ Onur Yürüyüşünün yasaklanması konusunda Bakanlığınız bir işlem yapacak mıdır?

Kişinin en temel haklarından olan kendini ifade etme hakkının valiliklerce alınan bu keyfi ve hukuksuz kararlara karşı Bakanlığınızca herhangi bir girişim olacak mıdır?

Editör: Haber Merkezi