CİHAN SAMGAR / İZ GAZETE - Halkların Demokratik Partisi Eş Genel Başkanı Pervin Buldan seçim çalışmaları için geldiği İzmir’de gazetemize değerlendirmelerde bulundu. Gazetemiz Genel Koordinatörü Cihan Samgar’ın sorularını yanıtlayan Buldan, “Çalamayacakları kadar çok oya ihtiyacımız var” dedi.

İşte HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan ile yapılan röportaj:

HDP’nin İzmir’de en çok CHP tabanından oy alacağı konuşuluyor. Siz bu konuda neler düşünüyorsunuz? AKP tabanından oy alabilecek misiniz?

Biz sadece CHP’den değil tüm İzmir halkından oy talebimiz var. İzmir’de Halkların Demokratik Partisi’nin göstermiş olduğu milletvekili aday listeleri, Türkiye’nin zenginliğini ve farklılığını ortaya çıkaran bir listedir. Bu liste ile birlikte İzmir halkının özellikle Halkların Demokratik Partisi’ne vereceği oylarla birlikte İzmir’in içerisinden çıkacak olan milletvekillerinin, Türkiye’nin zenginliği olduğu gerçeğini de bir kez daha parlamentoya yansımasına vesile olacak. Biz sadece CHP’den değil, İzmir’de yaşayan tüm seçmenden oy istiyoruz. AKP de elbette bunların içerisinde. İzmir’de yoğunluklu olarak Kürtlerin yaşadığı bölgeler var, biliyoruz. Ve Kürtlerin kısmen de olsa AKP’ye oy verdiğini de biliyoruz. Geçtiğimiz seçimlerde de bu durumu tespit ettik. Bu dönem açısından başta AKP’ye oy veren Kürtler olmak üzere, CHP’ye oy veren Aleviler ve diğer partilere oy veren tüm halkımızdan oy talebimiz var.

7 Haziran seçimlerinde İzmir Mavişehir’de CHP’den sonra en çok oy alan parti oldunuz. Bu başarı mıdır? Tekrar edebilecek misiniz? Bir de çok fazla oy alamadığınız bölgelerde ekstra bir çalışmanız olacak mı?

Biz Türkiye’de iktidar olmak için yola çıktık. 7 Haziran’da büyük başarı elde etmiştik. Ancak 7 Haziran ile 1 Kasım arasında yaşananlar, partimize yönelik baskılar, linç girişimleri, medyanın bize kapalı olması bütün bunlar aslında Halkların Demokratik Partisi’ni baraj altında bırakmak ve parlamentoya girişini engellemek üzere yapılmıştı. Fakat biz her şeye rağmen barajı aşarak parlamentoda büyük bir temsiliyet sağlamayı elde ettik. 24 Haziran seçimlerinde de Türkiye’nin her yerinde, ulaşabildiğimiz her kesime gitmeye çalışacağız. Zor bir yarış olduğunu biliyorum. Çünkü şartlarımız ve koşullarımız diğer partilere nazaran biraz daha kısıtlı. 10 milletvekilimizin cezaevinde olduğu, parti yöneticilerimizin, il ve ilçe teşkilatlarımızdan binlerce arkadaşımızın tutuklu olduğu bir dönemde seçim çalışmalarımızı yürütüyoruz. Önümüze çıkan her türlü engeli yıkmaya çalışarak ve Türkiye’nin her yerine gitmeye çalışarak herkesten oy istemeyi hedefliyoruz. Biz ikinci parti olmayı değil, Türkiye’de birinci parti olmayı önümüze hedef olarak koyduk.

İki ayrı seçim yapılacak. Birincisi cumhurbaşkanlığı seçimleri, ikincisi parlamento seçimleri… Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Sayın Selahattin Demirtaş’ın, parlamento seçimlerinde de parlamentoya güçlü bir Halkların Demokratik Partisi girmesi açısından 24 Haziran’a kadar, çok yoğun bir şekilde geniş kampanyalarla yürütmeye çalışacağız.

OHAL’de bir seçime gidiyoruz ve YSK’nın son sandık taşıma kararları ile birlikte düşünüldüğünde 24 Haziran seçimleri için HDP’nin baraj sorunu var mıdır?

Mevcut Cumhurbaşkanının özellikle ‘HDP’yi sandığa gömün’ mesajıyla birlikte aslında YSK’nın böyle kararlar alacağını tahmin ediyorduk. Her seçimde yapılan, yapılmaya çalışılan Halkların Demokratik Partisi’ne yönelik usulsüzlükler, haksızlıklar ve hukuksuzluklar bir kez daha karşımıza çıktı. 19 ilde valiliklerin talimatıyla YSK’nın da kabul ettiği, seçimlerin şaibeli bir hale gelebileceği kuşkusunu elbette ki taşıyoruz. Çünkü sandık taşıması meselesi tamamıyla bölgede yapılan ve HDP’ye yönelik bir uygulama olarak karşımıza çıkıyor. Hakkâri’den Diyarbakır, Mardin’e kadar bölgenin hemen hemen bütün illerinde bu tür taşımaların yapılacağına dair bilgiler var. Bunlar YSK tarafından da kabul edildi. Bütün bunları biz HDP’yi baraj altında bırakmak ve oyları güvenilir bir halden çıkarıp kendi lehlerine çevirebilecek ortamı yaratmak açısından yaptıklarını biliyoruz. Ancak şunu ifade etmek isterim, evet HDP bıçak sırtında. Çünkü birçok engellemeyle, hukuksuzlukla karşı karşıya. Bütün bu uygulamalara rağmen biz halkımızın, sandıklar taşınsa bile, seçim yerleri, bölgeleri değişse bile kendi iradeleriyle gidip oylarını kullanacaklarına inanıyoruz. Parti olarak ayrıca çalışmamız var, tüm seçmenlerimizi oylarını kullanacakları bölgelere götürme girişimimiz olacak. Ama miting konuşmamda da ifade ettim; nereye götürürlerse götürsünler, bizim seçmenimiz çok kararlıdır. Gider oyunu kullanır. Ancak bu usulsüzlüğün elbette ki kabul edilebilir bir yanı yok. Bu sandık taşıma meselesinin tamamıyla HDP’ye ilişkin yapıldığını da biliyoruz. Ancak halkımız bunu da aşacaktır.

Tekrar yerele dönecek olursak, İzmir milletvekili adaylarınızdan birisi çok eleştiriliyor, Prof. Dr. Nurettin Turgay. Bu konuyla ilgili neler söylemek istersiniz?

Biz çok renkli bir partiyiz. Çok kimlikli, çok inançlı, çok mezhepli bir partiyiz. 7 Haziran’da bu temsiliyeti parlamentoya taşımıştık. Türkiye’nin her kesiminden insanı listelerimize almıştık. Bu dönem yine aynısını yaptık. Bizim listelerimizde yer alan, parlamentoya girecek arkadaşlarımız Türkiye’nin zenginliği, farklılığı… Dolayısıyla içimizde ilahiyatçı da var, muhafazakâr da var, Alevi de var, Sünni de var. Ve içimizde Afrikalı bir adayımız var, Karadenizli bir adayımız da var. Çok sayıda kadın adayımız var. Bütün bunlar Türkiye’nin zenginliğidir ve HDP ile parlamentoda bir temsiliyet bulacak, buna inanıyoruz. Dolayısıyla yapılan eleştirilerin haksız birer eleştiri olduğunu özellikle belirtmek isterim. Her adayımızın çok kıymetli olduğunu, çok değerli olduğunu ve halkımızın da bu adaylarımıza sahip çıkacağına olan inancımı belirtmek isterim. Biz İzmir’de büyük bir hedef koyduk önümüze. 7 Haziran’da ve 1 Kasım’da yapılan seçimlerde 2 milletvekilimiz vardı. Bunu yüksek bir oranla aşacak, İzmir’deki halkımızı parlamentoda temsil edecek olan onlarca vekilimizi çıkarmayı hedefliyoruz. Dolayısıyla yapılan eleştirileri haksız buluyorum.

Cumhurbaşkanı adaylarından Meral Akşener ve Muharrem İnce’nin anadilde eğitim ile ilgili açıklamalarını samimi buluyor musunuz?

Seçim süreçlerinde genelde siyasi partiler ve temsilcileri her zaman vaatler verirler. Hem Sayın İnce’nin hem de Sayın Akşener’in anadilde eğitimle ilgili yapmış oldukları açıklamaları çok samimi bulmadığımı ifade etmek istiyorum. Kürtler yıllardır onurlu mücadele veren bir halktır. Bu mücadeleyi verirken aynı zamanda kendi anadilinde eğitim ve öğretim hakkını isteyen, talep eden ve bunun anayasal güvenceye alınmasını isteyen bir halktır. Ancak yıllardır bu ülkeyi yönetenler bunları gerçekleştirmedi. CHP ana muhalefet partisidir, bu anlamda herhangi bir girişimini hiçbir zaman görmedik. Sayın Akşener’in de bu yapmış olduğu açıklamayı tamamıyla bir seçim vaadi olarak görüyorum. İktidara geldikleri zaman ya da Sayın Akşener bu ülkeyi yöneteceği zaman bu meseleye de çok farklı yaklaşacağını da tahmin edebiliyorum.

Diyelim ki Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde ikinci turda Recep Tayyip Erdoğan ile Muharrem İnce kaldı. Siz böyle bir durumda Muharrem İnce’yi destekler misiniz?

Şu anda ikinci turla ilgili herhangi bir tartışmamız yok. Varsayımlar üzerinden bir değerlendirme yapmayı da doğru bulmuyorum. Çünkü bizim kendi adayımız var. Selahattin Demirtaş var. Birinci turda çıkması için mücadele veriyoruz. Dolayısıyla ikinci tura kalacak adaylardan bir tanesi de yine Selahattin Demirtaş’tır. O yüzden bu sorunun bence diğer partilere sorulması gerekir. ‘Erdoğan ile Demirtaş kalırsa oyunuzu kime vereceksiniz?’ diye sormak lazım. Ben birinci turda seçilmese bile ikinci tura kalacağına olan inancımı da özellikle belirtmek istiyorum. Çünkü Türkiye’de bugün öyle bir hava var. Türkiye için Sayın Demirtaş’ın yokluğu büyük bir eksiklik. Meydanlarda olamaması, seçim çalışmalarına, kampanyasına katılamaması insanlar üzerinde büyük bir etki bıraktı. Bir Cumhurbaşkanı adayının dört duvar arasında rehin olarak tutulması hiç kabul edilir bir durum değildir. İnsanların Sayın Demirtaş’a olan sevgisinin, bağlılığının 24 Haziran’da yapılacak olan seçimlere de büyük oranda yansıyacağına inanıyorum. Cumhurbaşkanlığı seçimleri ikinci tura kalacaksa, kalacaklardan birisinin Sayın Demirtaş olacağını düşünüyorum.

Cumhurbaşkanı adaylarından Doğu Perinçek seçimi kazanırlarsa HDP’yi kapatacaklarını söyledi, Selahattin Demirtaş da ‘Siz kazanırsanız biz HDP’yi kapatırız’ diye cezaevinden cevap verdi. Siz bu konuda neler söylemek istersiniz?

Sayın Demirtaş zaten bu konuda gerekli cevabı vermiş. Çok fazla bir şey söylemeye gerek yok. Çok muhatap almaya da gerek yok. Her siyasi partinin ideolojisi, fikirleri, düşünceleri farklıdır. Herkes aynı düşünseydi zaten bir tane parti olurdu. Her parti kendi ideolojisiyle seçim çalışmalarını yürütür. Programını, tüzüğünü, seçim bildirgelerini açıklar. Bizim düşüncemiz onlara ters gelebilir. Onların düşünceleri de bize ters gelebilir. Dolayısıyla ben çok muhatap olarak almamak gerektiğini düşünüyorum. Ama HDP’siz bir Türkiye’nin nefessiz kalacak bir Türkiye olacağını belirtmek isterim. HDP Türkiye’nin zenginliğidir, umududur. Barışa, kardeşliğe, özgürlüğe olan inancımız HDP’yi gün geçtikçe büyütüyor. Bunu da büyütmeye devam edeceğiz. Çünkü bu ülkenin gerçek bir barışa ihtiyacı var. Gerçek bir kardeşliğe ihtiyacı var. Bugün yaratılan kutuplaşmanın, ayrıştırmanın bu ülkeye hiçbir şey getirmediğini, hiçbir şey sağlamadığını belirtmek isterim. Türklerle Kürtleri, farklı mezhepleri, inançları birbirinden ayırmak bu ülkeye fayda sağlamaz. Biz bu ülkede yaşayan her kesimin kadınıyla, erkeğiyle, yaşlısıyla, genciyle, Alevi’siyle, Sünni’siyle herkesin kardeşçe barış içerisinde yaşayabilmesi için bir mücadele veriyoruz. Bu mücadeleyi büyütmek bizim boynumuzun borcu. Ve 24 Haziran’dan sonra güçlü bir HDP, güçlü bir temsiliyet, güçlü bir Türkiye diyoruz.

Editör: Haber Merkezi