Cengiz Aldemir/ANKARA - Meclis de konuşan İYİ Parti Gurup Başkanvekili ve İzmir Milletvekili Müsavat Dervuişoğlu, Milletin vergi ve kredi yükü altında ezildiğini belirterek iktidara, “Milletimizin çektiği bu cefayı duyacaksınız, ya da milletin iradesiyle bu iktidardan gideceksiniz. Zira, bu milletin yandaşlarınızı da daha fazla ihya edecek takati, size de daha fazla tahammül edecek sabrı kalmamıştır” dedi.

HUKUKA AYKIRI TUTUKLAMALAR

“Adalet ve Demokrasi nerede?” sorgusunun yapıldığı 21'inci yüzyıl Türkiye'sinde 18 yıldır devleti yönetenlerin hala adalet reformları konuşuyor olmasını, büyük bir sorunun göstergesi olarak değerlendiren Dervişoğlu, “Bu sorun Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemiyle birlikte yargı erkinin tamamen kuşatılması, adaletin askıya alınması sorunudur. Siyasilerin müdahil olduğu, bir telefonla hukuka aykırı tutuklamaların yapıldığı veyahut hukuka aykırı tahliyelerin gerçekleştiği bir ülkede yargı bağımsızlığından söz edilemez” sözleriyle tepki gösterdi.

YASAMA VE YARGIYI BASKI ALTINA ALAN REJİM

Demokrasilerin olmazsa olmazının yargı bağımsızlığı olduğunu vurgulayan Dervişoğlu, gelişmiş devlet modellerinde kuvvetler ayrılığının denge ve denetim mekanizmasını güçlendirildiğine dikkat çekti. Sokaktaki vatandaşın yargıya güven duymadığını kaydeden Dervişoğlu, adaletin sembolü olan heykelin göz bağının çözüldüğü ve terazinin sürekli olarak iktidar yandaşlarından yana ağır bastığı bir yargı düzeniyle adaletin tesis edilemeyeceğini belirterek, “Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi, tek bir kişinin yasamayı ve yargıyı tahakküm altına aldığı rejimin adıdır. Eğer yargıyı tahakküm altına alırsanız hâkim, hâkim olmaktan çıkar; savcı, savcı olmaktan çıkar ve tüm yargı mensupları siyasal iktidarın bir uzantısı hâline gelir. Hitler'in adalet müşaviri Hans Frank Alman yargıçlarına şöyle söylerdi: "Vereceğiniz her kararda önce kendinize şunu sorunuz: 'Benim yerimde Führer olsaydı acaba nasıl karar verirdi?'" 21'inci yüzyılın Türkiye’sinde hukuk düzeni maalesef, 1940'lı yılların Almanyasını akıllara getiriyor” hatırlatmasında bulundu.

HUKUK REFORMU YOĞUN BAKIMDAKİ HASTAYA…

"Eğer Cumhurbaşkanımız benim yerimde olsaydı acaba nasıl karar verirdi?" diye soran hakim ve savcıların hiçbir şekilde hukuk reformu yapamayacağının altını çizen Dervişoğlu, mahkemelerin, iktidar partisinin hukuk komisyonları gibi çalıştığı bir yargı düzenini bu millet hak etmediğini vurguladı.

Hukukun geldiği bu noktada reform yapmanın, yoğun bakımdaki hastaya ağrı kesici vermeye benzeten Dervişoğlu, “ Türkiye'nin sorunu sistematik bir sorundur ve çözümü de ancak sistemin değişmesiyle mümkün olur. Aksi hâlde bırakın reform yapmayı, devrim de yapsanız bu ülkede adaleti temin ve tesis edemezsiniz” değerlendirmesinde bulundu.

T.C.’NİN EN BÜYÜK AÇIK VEREN BÜTÇESİ

AKP ve MHP oylarıyla kabul edilen bütçenin Türkiye Cumhuriyeti'nin en büyük açık verecek olan bütçesi olduğunu kaydeden Dervişoğlu, “Planlanan açıkla 250 milyar ve bu rakamın 400 milyar liranın üzerine çıkması da kötü bir beklentidir. Aynı anda ve yılda cari açık 40 milyar dolar artarak tarihî bir rekora koşuyor. Yine yılda Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası döviz rezervi 50 milyar dolar açık verdi çünkü fazladan swapla borçlandı. Merkez Bankasında rezervsizlik, ihtiyat akçesiz ve aşırı swap borcuyla karşı karşıyayız. Bu bütçe vatandaşa sosyal yardım bütçesi de değil. Bu bütçede kamunun tasarruf yapmadığını ve hatta israfın bitmediğini görüyoruz. Bu bütçe kaynakları tüketme bütçesi olarak kendini gösteriyor.”

Editör: Haber Merkezi