CENGİZ ALDEMİR/ ANKARA- Meclis de konuşan İYİ Parti Grup Başkanvekili ve İzmir Milletvekili Müsavat Dervişoğlu, Partili Cumhurbaşkanlığı siteminin ikinci yılında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu sistemin faydalarına işaret etiğini, “Türkiye'yi şaha kaldıracağımızın ahdini milletimize verdik. Beyannamemizde ise demokrasiden özgürlüklere, tarımdan sanayiye kadar tüm alanlarda ülkemize neler vadettiğimizi, neleri hayata geçireceğimizi tek tek yazdık” sözlerini hatırlattı. Dervişoğlu, sonucun öyle olmadığını belirterek, “ Yani Sayın Cumhurbaşkanımızın dediği gibi uçmadık, önlenemez bir yükseliş sergileyemedik. İş başına geldiğinde yani iki sen önce bu sistem devreye geldiğinde 4,60 olan dolar, bugün 6,85'ten işlem görüyor yani bu iki senelik zaman zarfında Türk lirası yüzde 50 değer kaybetmiş durumda” dedi.

ZİHNİ SİNİR POLİTİKALARI

İki yıl içinde ekonominin yüzde 6,5 küçüldüğünü, özel sektör yatırımlarının yüzde 16 azaldığını ve kişi başı millî gelirin Zihni Sinir'i bile sinir eden politikalar yüzünden 9 bin doların altını düştüğünü vurgulayan Dervişoğlu, devletin kurumsal hafızasının zedelendiğinin altını çizerek, “ Tek bir kişinin kontrolünde ekonomi ve tek bir kişiye bağlı iç ve dış politik kararlar, ne Türk devletinin geleneklerine ne de Türk milletinin muasır medeniyetler hedefine ulaşmasına uygunluk arz etmektedir” eleştirisinde bulundu.

TÜRKİYE’Yİ ZORA SOKTU

Partili cumhurbaşkanlığı sistemiyle tek kişinin iki dudağından çıkan görüş ve düşüncelerin hâkim anlayışa dönüştüğünü kaydeden Dervişoğlu, bu durumun yarattığı sakıncalara dikkat çekerek, “Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemine geçilmesinden sonra özellikle Avrupa ve Batı ülkeleri başta olmak üzere tüm dünyada, Cumhurbaşkanımızın karakteristik özelliklerinden kaynaklı, bir tek adam algısı yaratılmış ve yayılmıştır. Gücün tek elde toplanması, iç ve dış kararların aynı kişiye bağlanması dış politikada Türkiye'nin demokrasi ve hukuk kavramları noktasındaki konumunu zora sokmuştur; demokrasinin gereği olan çoğulcu katılım ile ortak karar alma mekanizmaları da devre dışı bırakılmıştır. Dış politikadaki zafiyetin ve ekonomideki çöküşün temel sebebi tam olarak nedeni budur” sözleriyle tepki gösterdi.

PARLAMENTER SİSTEM VURGUSU

Cumhurbaşkanlığı hükûmet sisteminin toplumda bölünme ve ayrışmalara neden olduğunu, yürütme yargı ve yasamayı yok sayan bir anlayışın oluştuğunu kaydeden Dervişoğlu, güçlü bir parlamenter sisteme geçmenin en doğru bir karar olacağını vurgulayarak şöyle konuştu: “Maalesef iç cephede de siyasal bloklaşmalar oluşturulmuş, toplumsal ayrışmalar meydana getirilmiştir. Kuvvetler ayrılığını yok sayan ve yetkiyi tek elde toplayan bu sistemin işlemediğini geçtiğimiz iki yıl içinde tecrübe ettik. Türkiye'de demokrasiyi güçlendirmek ve cumhuriyet değerlerinin gerektirdiği kuvvetler ayrılığını esas kılmak için iyileştirilmiş, denge denetim mekanizmaları geliştirilmiştir, güçlendirilmiş parlamenter sisteme geçilmesi şüphesiz ki en doğru, en akılcı yol olacaktır. Bu sorumluluk, başta Türkiye Büyük Millet Meclisi olmak üzere iktidarın bir numaralı gündemi olmalıdır diyorum.”

Editör: Haber Merkezi