Cengiz Aldemir/ ANKARA

Meclis genel kurulu'nda konuşan İYİ Parti Genel Başkan Başdanışmanı ve İzmir Milletvekili Aytun Çıray, Bütçenin, millî egemenliğin özü ve parlamentoların en önemli varlık sebeni olduğunu vurguladı. 

OTOKRATİK REJİM

Cumhurbaşkanlığı ile MİT ve Milli Güvenlik Kurulu gibi kurumlarının 2022 bütçelerinin meclise sunulduğu gün bütçenin eridiğini belirten Çıray, "Bu yüzden, MİT gibi göz bebeğimiz kurumların sayısal bütçelerini tartışmak anlamsızlaştı. O nedenle, ben, Türkiye'yi içinden geçtiğimiz derin krize sokan ve en kısa zamanda ortadan kaldırılması gereken "otokratik rejim" olgusuna dikkat çekmek istiyorum" dedi. Yaşanan sosyoekonomik buhranı gizlemek için adı konmamış bir yayın yasağı uygulandığını ifade eden İYİ Partili Çıray, "Mızrak, sosyal medyaya da sığmıyor. Bu nedenle, milletin sesi oldukları için başta Arif Kocabıyık olmak üzere sokak röportajları yapan "YouTuber"lar da tutuklanıyorlar çünkü bir mikrofon, bir kamerayla milyar dolarlık yandaş medyanızı yendiler. ekonomik ve sosyal krizin etkileri koca bir toplumu âdeta çıldırmanın eşiğine getirmişse içinde bulunduğumuz durumun adını doğru koymaya mecburuz. Biz, ekonomik tabanlı bir sosyal buhranın nedeni olan rejim ve devletsizlik krizinden geçiyoruz" tespitini paylaştı.

KÖTÜLÜK YÖNETİMİ

Ağır buhranların kötü yönetimler, dar çıkarların peşindeki bilgisiz ve liyakatsiz kadroların eseri olduğunu söyleyen Çıray, "  AKP iktidarı kötü değil, çok kötü bir yönetimdir. Bu yönetim cumhuriyetin kurucu ruhundan her anlamda rövanş almaya kilitlenmiş, varlık sebebini Ebedî Kurucumuz Gazi Mustafa Kemal Atatürk nefreti üzerine inşa eden topyekûn bir zulüm ve kötülük yönetimi olmasıdır. Tayyip Bey'i "Yüce Allah'ımızın haşa bütün vasıflarını üzerinde toplamış bir lider." diye tanımlayacak kadar iman ve basiretlerini kaybetmiş, cumhuriyet nefretini "Altı yüz yıllık imparatorluğun doksan yıllık reklam arası." diye kusanların gözü dönmüş hırs ve ihtirasla, sonsuz bir biat içindeki kötülük yönetimiyle karşı karşıyayız. Kötülük yönetimleri işte bu yüzden önce çeşitli alanlarda bir dizi kriz, sonunda da buhran üretirler. Ve gün gelir ne seçimlerin sağlığını bozacak komplo ve entrikalar ne üzerinde hâkimiyet kurdukları medya ne istedikleri gibi kullandıkları devlet organları ne sosyal medyayı boğma teşebbüsleri ne de ezip fakirleştirdikleri kesimlerin ağızlarına bir parmak bal çalmalar artık hiçbir işe yaramaz" değerlendirmesinde bulundu.

LİYAKAT VE FİKİR ZENGİNLİĞİNE DEMİREL ÖRNEĞİ

Meclisin modern demokrasilere yakışan bir ciddiyetle yapıldığı 1966 yılında Adalet Partisinin yüzde 53 ile iktidara taşıyan Süleyman Demirel'in bütçe görüşmelerinde liyakat ve fikri zenginliğini örnek gösteren Çıray, 

"Muhalefetin bütçeye yönelik eleştirilerine derin bir hukuk ve saygıyla nasıl cevap verilir idrak ediyorsunuz. Bir tarafta elli beş yıl önce tam 3 kez kürsüye çıkarak kendisinin de milletvekili olarak bir parçası olduğu yüce Meclisin bütçe hakkına saygı duyan bir başbakan, diğer tarafta şaibeli bir referandum sonucunda, 2018 seçimleriyle tesis edilmiş, dünya siyasi garabetler tarihindeki mümtaz yerini çoktan almış, Sayın Akşener'in "Ucubenin ucubesi." dediği bir rejimde bütçesinin açıklamak ve savunmak adına bir kere dahi kürsüye çıkmayan bir Cumhurbaşkanı. Farklılığa bakar mısınız" diye konuştu.

ÜZERİNDE KONUŞMAYA DEĞER BİR BÜTÇE YOK

Üç yıldır bütçe görüşmelerinde Bakanları konuşturan Erdoğan'ın, neden bütçe görüşmelerinde açılış konuşması yapmaz? diye soran Çıray, İktidar sıralarına dönerek, "Kendisini Meclisin çok üstünde gördüğü için mi? Başta kendi milletvekilleri olmak üzere milletin yüce çatısı altında görevlerini icra eden milletvekillerini bir piyon yerine koyduğu için veya bir kibir patlamasıyla gizlenmeye çalışılan öz yetersizlik duygusu mu yaşıyor? "Faiz sebep, enflasyon sonuç." gibi iktisat bilimine aykırı sayıklamalardan öteye söyleyecek sözü yok mu? Yoksa kendisini Birleşik Arap Emirlikleri'nin Prensi hakkındaki iddialarından vazgeçmek, Katar Emirinin kapısına gitmek zorunda bırakan buhran yüzünden ortada açıklayıp savunabileceği bir bütçe filan olmayışı nedeniyle mi konuşamıyor? Gerçi konuşsa ne diyecek? Bu bütçe Meclise sunulduğu andan itibaren eridi. Daha fecisi bulunduğumuz an itibarıyla dolar kurundaki artış bu erimeyi üçte 1'in dahi üzerine çıkardı. Bu kadar büyük bir sapma ki esasen ortada üzerinde konuşmaya değer bir bütçe yok, bütçe yok!" diye seslendi.

ANAYASAL OLARAK CUMHURBAŞKANLIĞI KABİNESİ YOK

Anayasal olarak Cumhurbaşkanlığı diye bir kabinenin olmadığını vurgulayan Çıray, "Bu sözleri siyaseten söylerken tabii ki arkamı 16 Nisan 2017 referandumunun hukuki mahiyetinin ipliğini pazara çıkaran anayasa hukuku duayeni Kemal Gözler'in, "Şu anki hâliyle Cumhurbaşkanlığı kabinesi anayasal, yasal ve hatta kararnamesel olarak dayanaktan yoksundur." diyor. Buradan elbette çok önemli siyasi ve sosyal sonuçlar çıkacaktır. Cumhurbaşkanı sessiz de bütçenin pratikteki muhatapları ne alemdeler? Türk-İş, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Başkanlığı, ticaret odaları, ziraat odaları neredeler? Neden onlar da sessiz? Aslında TÜİK'in kapısına gitmesi gerekenler bunlar değil miydi? "Ey TÜİK! Rakamları düşük göstererek benim emekçimi dolandırtıyorsun." diye isyan etmesi gerekenler bunlar değiller miydi? "Bu nasıl istikrar kardeşim, kısa zaman döneminde 3 Maliye Bakanı, 4 TÜİK Başkanı, 4 Merkez Bankası Başkanı değiştirdiniz. Bizi bitirdiniz, erken seçim istiyoruz." diye niye bu beyefendiler haykırmıyorlar? Yani umreye gidip zemzem suyuyla yıkanan TOBB Başkanı sıra Cumhurbaşkanına gelince "Niye üyelerim batıyor, ekmek kaç para, niye böyle oldu, asgari ücret niye böyle?" diye soramıyor" sözleriyle tepkisini dile getirdi.

AB, TÜRKİYE'Yİ ÇOKTAN ORTADOĞU MASASINA OTURTTU

Türkiye'nin kurucusu olduğu uluslararası kuruluşlardan dışlanarak, Avrupa Konseyinden de düşürülme noktasına gelindiğini belirten Çıray,  Avrupa Birliği Türkiye'yi çoktan Ortadoğu masasına oturttu. Sadece geçici sığınmaların deposu olarak görüyor. Amerika Yunanistan ilişkilerinde Türkiye aleyhine yaşanan tatsız gelişmeler bunun kanıtı. Tayyip Bey'in NATO'daki siyasi ağırlığı hemen hemen yok gibi. Amerika'nın Yunanistan'a 9,5 milyar dolarlık silah satışını onaylaması, Temsilciler Meclisinin Dış İlişkiler Komitesinden Türkiye'nin ve Doğu Akdeniz ve Kıbrıs politikalarını kınayan bir kararın çıkmış olması ne yazık ki hayra alamet değildir" uyarısında bulundu.

MAVİ VATAN KIBRIS KONUSUNDA SESSİZLİK BİR İHANETTİR

İktidarın Mavi vatan ve Kıbrıs konularında sessizliğini eleştiren Çıray, muhalefetin konuşmasını dinlemeyerek, genel kurulu terk eden AKP milletvekillerine seslenerek, "Bu devleti yönetenler nerede? Ama siz bu tutumunuzla Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'ni tanıdığınızı biliyor musunuz? bu gerçekleri haykırma yeri burası, burası, bu Meclisin kürsüsü. Bütün bu yaptıklarınız sürpriz mi? İsviçre'de Güney Kıbrıs Rum Lideri Anastasiadis ile Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Türkiye'nin, Hükûmetin mektubunu konuştu. O mektupta Türkiye "Garantörlük Anlaşması'ndan vazgeçebiliriz." demişti "Vazgeçebiliriz." Bereket, dua edin de Annan Planı'nda olduğu gibi Rumların aç gözlülüğü yüzünden geçmedi orası yoksa bu iş bitmişti. Bu eğer cinnet değilse ihanettir arkadaşlar" diye konuştu.

TÜRKİYE'Yİ  KATAR'IN KARŞISINDA KÜÇÜLTMEYİ GÖZE Mİ ALDINIZ?

Milletin yüksek çıkarlarından vazgeçmeye kalkışanların iktidarlarını sürdürmek için göze aldıkları hiçbir şeyin sürpriz olamadığını söyleyen Çıray, Erdoğan'ın gezisine işaret ederek, "Tayyip Bey son Katar çıkarmasında yaptığı açıklamada Katar'ı kastederek "Umarım bu karardan vazgeçerler." demişti. Belli oldu. Katar vazgeçmemiş. Peki, Tayyip Bey "Savaş sebebi." dediği kararını değiştirtemiyorsa Katar'a niye gitti? Ne işi vardı Katar'da? Bizim gıyabımızda, Türkiye'nin millî menfaatleri konusunda anlaşmalar imzalayan bir ülkede ne işimiz vardı? Yoksa mantıksız, temelsiz, akla ve bilime aykırı ekonomistliğiyle batırdığı ekonomiyi, seçimlere kadar suyun üstünde tutayım diye siyasi mahiyeti belli olmayan bir swap anlaşmasıyla tarihe sığmayan bu büyük ülkeyi,  küçük bir ili büyüklüğündeki eski parçasının sömürgesi konumuna indirgeyip alçaltmayı göze mi aldınız? diye sordu.

TAKINTILI DIŞ POLİTİKA AMERİKA VE RUSYA'YI KOMŞU YAPTI

Tek adam yönetiminin dış politikayı iç politikaya alet ettiğini ve ideolojik takıntılar yüzünden Amerika ve Rusya'nın Suriye sınırına oturduğunu, 2'sinin de PKK ve YPG'yi desteklediğini vurgulayan Çıray, Türk halkına seslenerek, şöyle konuştu: "Yanlış Suriye politikalarınız yüzünden bize düşen ise faili meçhul, hesabı sorulamayan şehitler, İdlib'de terör çöplüğüne bekçilik etmek, milyonlarca sığınmacıya hem de milletimizin rızkından keserek bakıcı olmak; işte, Suriye'den Türkiye'nin payına düşen bunlar. 

BU GARABET REJİME SANDIKTA SON VERİN

Vatandaşlarımıza sesleniyorum; Tüm kuvvetlerin tek adama tabi kılındığı bu garabet rejime sandıkta özgür iradenizle son vermelisiniz. Meclisin sizin adınıza bütçe yapması, harcanın bütçenin hesabını sorma hakkının yeniden kazanması için, istiklal ve istikbalimiz için sizin iradenizle hukukun üstünlüğüne ve meclisin eşitler arasında birinci olduğu mutlak kuvvetler ayrılığına dayalı anayasal bir demokrasi ve cumhuriyeti hep birlikte inşa etmeliyiz. Bizim iktidarımızda demokrasi, insan hakları ve hukukun üstünlüğü alanlarında hiçbir boşluk bırakmayacağız. Türk milleti için önüne sandığın geleceği gün "Kral çıplak!" diye haykıracağı gündür. seçim sandığı milletimizin önüne ister erken, ister zamanında gelsin o gün aynı zamanda milletimiz için ekonomik buhrandan çıkışın, özgürlüklerle kucaklaşmanın başlangıcı, egemenliğin nihai sembolü olan bütçe hakkını gerçek adresine, yüce Meclise yeniden teslim etmenin tarihi olacaktır."

Editör: Haber Merkezi