İZGAZETE - Türkiye devrimci gençlik hareketinin önderleri Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan'ın idam edilişinin 48'inci yıl dönümünde, Denizlerin yoldaşı ve ‘Türkiye Halk Kurtuluş Ordusu’ kurucularından biri olan Mustafa Yalçıner, CHP Karşıyaka gençlik örgütünün instagram canlı yayınına konuk oldu. CHP’li aileden gelen Deniz Gezmiş’in kendisine bağımsız bir yol tuttuğunu belirten Yalçıner, CHP’ye alternatif bir muhalefet yaratılmasının aslında CHP’yi iktidara taşıdığını söyledi.

DENİZ GEZMİŞ’İN İSTEĞİ...

İsteklerinin sadece halkın egemenliği olduğunu, Türkiye’yi bağımlılık altında tutan ve insanları yağmalayan, Türkiye’nin değerlerini kendisi için kullanan emperyalizme karşı olduklarını ifade eden Mustafa Yalçıner, “Emperyalizm bunu aracılarla yapıyor. Türkiye’de işbirlikçileri var. Çok sayıda tekeller var. Bizim dağa çıkmak, silaha sarılmak vb. kullanılacak mücadele biçimleri dışında işin esasına, amaçlarımıza, neyi istediğimize, neyi talep ettiğimize bakmakta fayda var. İşin aslı burada olmalı. Bunlar artık çok konuşulmuyor. Deniz Gezmiş deyince akla bunlar gelmiyor. Bizim taleplerimizde bağımsızlık tutkusu var, tekelci kapitalizme karşı olmak var. Sosyalizm, insanların sömürülmemesi demektir. Alın terini kendisi için ve diğer insanların mutluluğu için harcaması demektir. Bugün bakıyorsunuz AKP ve içindekiler antiemperyalist olduklarını söylüyor. Antiemperyalist olduğunu söyleyenler tekellere aracılık ediyor. Bunu neden yapıyorlar? Çünkü halkın içinde o kadar emperyalizme öfke var ki; ister inançlı olsun ister olmasın insanlar emperyalizm yandaşı değiller. Az çok seziyorlar çünkü emperyalistlerin ne yaptıklarını! Bugün emperyalizme karşı görünmek prim getiriyor. Emperyalizme karşıysanız, emperyalistlerin dayanaklarıyla iş yapmayacaksınız. Onları ortadan kaldırmaya girişecekseniz. Deniz’in istediği o idi.” İfadelerini kullandı.

‘HALKA ZARAR VERMEDİ’

Deniz Gezmiş’in halka zarar veren bir eyleminden söz edilemeyeceğini vurgulayan Yalçıner, “Deniz; halkın egemenliğini amaçlayan, bunun için tekellerin egemenliğine son vermeye ve emperyalistlerin bağımlılık ilişkilerini kırmaya yönelmiş bir devrimci. Zaten bunun adı devrim. Yoksa bu düzen olduğu gibi kalsa, değişmeden devam etse devrimden söz etmek mümkün mi!” diye konuştu.

‘DENİZLERİN HAREKETİ CHP’Yİ İKTİDAR YAPTI!’

Kurtuluş Savaşı’nın öyküleriyle, Mustafa Kemal’e öykünerek büyüdüklerini ifade eden Yalçıner, “Deniz, yaşasaydı Mustafa Kemal’i severdi. Biz, ‘Ya istiklal ya ölüm’ diyen o Mustafa Kemal’i severiz. Biz sosyalistiz ama Mustafa Kemal değil, olabilir! Bunun önemi yok. Bağımsızlık tutkusu ile milli bir devrim yapabilmek reddedilebilir bir şey değildir. Bu karşı çıkılabilir bir şey değildir. Bunu bir tarafa koyalım ama Deniz, kendi bağımsız örgütünü kurmuştur. CHP üyesi gibi davranmamıştır. Türkiye İşçi Partisi ile de anlaşmazlık içine düştüğünde üyesi olmaktan çıkmıştır. Kendi bağımsız yolunu tutmuştur ve şöyle diyebiliriz; Deniz’in ayrı bir alternatifi vardır. Deniz, başka bir alternatifi temsil etmiştir. Şimdi bunu Kemalizm diye tanımlayamayız! Bugün mesela Cumhur İttifakı’nın karşısında Millet İttifakı ve HDP vardır. Peki, bunlara bir alternatif olması CHP’nin zararına mıdır? O dönemde de Bülent Ecevit CHP’nin Genel Sekreteriyken Denizlerin muhalefeti başlamıştır. Bu devrimci hareket CHP’yi ileri mi götürmüştür yoksa onu geriletmiş midir? 68’in arkasından gelen ilk 73 seçimlerinde, Denizlerin hareketlenmesinden sonra CHP hükümet kurmuştur. Ecevit, Denizlerin muhalefetinden sonra yapılan ilk seçimde hükümet kurmak üzere CHP’nin o zamana kadar aldığı oyun en yükseğini aldı. Ama en önemlisi Ecevit; ‘Toprak işleyenin su kullananın’, ‘Faşizmden hesap soracağız, bu düzeni değiştireceğiz’ dedi. Eğer ki Denizlerin hareketi olmasaydı, 68 dönemi yaşanmasaydı bu talepler Denizler tarafından ileri sürülmeseydi, Ecevit bunları söyleyecek miydi? Ecevit bu yoldan mı yürüyecekti? Ecevit, başka koşullarda 90’ların sonunda yine hükümet kurdu. Ama bu sefer devrim ve devrimciler çok zayıflamıştı. Bu sefer Fetullah güçlüydü ve Fetullah ile el ele verdi Ecevit! Bu sefer onun görüşlerini savunmaya başladı.

CHP’Lİ BİR DENİZ GEZMİŞ YARATMAYA ÇALIŞMAK GEREKSİZDİR!

Şunu söylemek istiyorum; muhalefet eden CHP’nin dışında hangi muhalefet güçlüyse CHP ondan etkilenecektir. Bu CHP’yi zayıflatmayacaktır tersine CHP’yi güçlendirmeye ama halka yaklaştırarak güçlendirmeye yöneltecektir. Dolayısıyla CHP’lilerin, Deniz’in CHP’li olmasını dayatmaya çalışmaları, CHP’li bir Deniz Gezmiş yaratmaya çalışmaları gerekli bir şey değil. Muhalefet, kendinden olmayanı görmemezlik edemez. Her şeyi CHP’nin içine sığdırmaya çalışmak yol değildir. En azından devrimci bir muhalefet, üçüncü bir halk muhalefeti bu açıdan önemlidir.” dedi.

Editör: Haber Merkezi