CENGİZ ALDEMİR/ İZ GAZETE - Meclis Plan ve Bütçe Komisyonunda konuşan CHP İzmir Milletvekili Kamil Okyay Sındır, İzmir’de şiddetli ve korkunç bir deprem yaşadığını belirterek, ölenlere rahmet yaralılara acil şifalar diledi.

Depreminbinadan çok akıl ve bilimden uzaklaşılınca öldürdüğünü vurgulayan Sındır, çocukluğunun geçtiği Bornova ilçesinin zemin yapısına dikkat çekerek, “ Bornova’yı, ki doğup büyüdüğüm yer, çocukluğum, gençliğim hatta, üniversite yıllarım da dâhil at arabasında gidip çift sürdüğümüz tarla ve bahçeler, patates dikimi yapıp, hasadı yapıp sonra onu da pazara götürdüğümüz günleri çok net hatırlıyorum. Bağ bahçeydi, hayvancılık vardı, Bornova Ovası’nın yüzde 45’i bağ idi, üzüm bağları idi her şey vardı yani yetiştirilemeyecek hiçbir şey yoktu çünkü alüvyon toprak çünkü orası komple, olduğu gibi bir delta, Eski, milyonlarca yıl öncesinde Gediz deltası, bütün Batı Anadolu’nun suyunun denize döküldüğü bir delta. Öyle bir yerde, o zeminde tabii, bundan on yıllar öncesinde kentleşme konusunda alınmış kararlar bugün bu depremde yıkıma, can kayıpları ve yaralanmalarla sonuçlandı” hatırlatmasında bulundu.

YAPIYAŞMA BÖLGE İNSANINA SORULMALI

Bir bölgeyi yapılaşmaya açmadan önce bölge insanlarının görüşlerinin yanı sıra, bölgenin çevresel etki değerlendirmesinin mutlaka yapılması gerektiğinin altını çizen Sındır, zemin etütlerine göre bölgede konutlaşma kararlarının alınması gerektiğini söyledi. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın, “Kültür ve Turizm Koruma ve Gelişme Bölgesi” veya “Turizm Merkezi” adı altında bir turizm alanı tespit yöntemini hatırlatan CHP’li Sındır,“Bununla ilgiliİzmir Yarımadası’nın Çeşme’ye doğru Alaçatı’nın güney tarafında sahile yönelik bir yerde çok büyük bir alan turizm bölgesi. Böyle bir bölgenin belirlenmesinde bununla ilgili, bu ilana yönelik yönetmeliğin gerektirdiği usulün ve sürecin nasıl olması gerektiği yazıyor. Burada birçok şey var ama halka sorulması yok mesela, çevresel etki değerlendirme alınma gereği yok veya “O bölgede önce bir zemin etüdü yapalım. O bölge konutlaşmaya, kentleşmeye, turizm alanı olmaya müsait mi?” diye bir şey yok. Bunlar sonradan yani “İstim sonradan, arkadan gelsin.” anlayışıyla yer beğenilmiş. Güzel, çok güzel. Boş, bozuk, makilik bir alan ve “Orada biz bu işi yaparız.” “Buranın su ihtiyacı…” “Sorun değil. Deniz suyunu arıtırız.” Ne kadar maliyetli? 2 -3 katına kadar maliyetli. “Gittikçe bu maliyet düşüyor.” denilebilir ama… Yani deniz suyunu arıtmak iyi bir şey, bunu temiz suya, içme suyuna dönüştürmek iyi bir şey. Zaten, gelecek buraya doğru gidiyor ama nereye kadar? Bunu kim karşılayacak? Bunun maliyeti gelecekte turizm yatırımını, işletmeleri nasıl etkileyecek?” diye sordu.

AK PARTİLİ’LER DE ŞİKAYETÇİ

İzmir depreminde tıkanan trafik yüzünden yaşanan sıkıntıları hatırlatan Sındır, yapılaşma konusunda AKP’li yöneticilerin bile şikayetçi olduğunu belirterek eleştirilerini şöyle sürdürdü: “ Yol var zaten, Çeşme Otobanı, aynı otoban kullanılır.” O otoban zaten tıklım tıklım. İşte bir deprem oldu, bütün İzmir trafiği komple kilitlendi. Yani İzmir’in çevre yolları, otobanlar dâhil her yer komple kilit hâle geldi. Bir saatte, yaklaşık 2-3 kilometre, bir yerden bir yere gidemedim maalesef. Çeşme, özellikle Seferihisar ve Karaburun arasındaki fay İzmir’in en büyük kuzey-güney aksındaki faylarından bir tanesi ve bu yapılaşma da orada. Dolayısıyla böyle yüksek bir deprem riski olan bir yerde vatandaşa sorulmadan, onların görüşleri alınmadan önce ilan ediliyor, sonra “Biz böyle bir şey yapıyoruz.” diyerek usulen birtakım toplantılar yapılıyor. AK PARTİ’li il, ilçe yöneticileri bile sitem etmişler “Ya, bizim de haberimiz olmadı, bize de bir toplantıyla Bakan bunu bir anlatsa ne güzel olur.” demişlerdi. Kendi içinde bile bir eksiklik olmuş anladığım kadarıyla. ÇED raporu, çevresel etki değerlendirme çalışmasının bu alanda mutlaka yapılması gerektiği ve halkın görüşünün, taleplerinin, isteyip istemediğinin bu konuda mutlaka sorulması gerektiğinin bir kez daha altını çizerek belirtmek istedim.”

Editör: Haber Merkezi