Cumhuriyet Halk Partisi İzmir Karaburun Belediye Başkan Adayı İlkay Girgin Erdoğan BirGün’e konuştu. Karaburun’da çok iyi ilişkileri olduğunu ifade eden Girgin “Biz, mevcut kooperatifleri geliştirip, yanlarına yenilerini de kurarak bu süreci iyi tarım çerçevesine oturtmak ve bu ürünleri Türkiye’ye göstermek istiyoruz” diyor. Girgin “Bölge halkının karar sürecine katılımı önemli. Mutlaka hep birlikte sorunları ve çözümleri konuşacağız” ifadelerini kullanıyor.

Karaburun’un gelir kaynaklarından bahseder misiniz?

Daha çok emekliler ve buranın yerlileri var. Tarımsal üretim, balıkçılık ve turizm ilçemizin temel gelir kaynakları. Butik oteller yaygın. Biz beş yıldızlı otel tipi işletmeler yerine ev pansiyonculuğunu teşvik etmeye çalışıyoruz. Önceliklerimiz arasında bölgedeki doğal dokuyu bozmadan turizmde gelişmek var. Bizim tarihi bir geçmişimiz var. Şeyh Bedrettin’imiz, Börklüce Mustafa’mız var. Bu saygıdeğer şahsiyetler, Karaburun topraklarından başlayarak eşitlikçi bir toplumu örgütlemek için mücadele yürütmüşler ve yüzyıllardır silinememiş isimleri. Bedrettin Kültür Merkezi gibi çalışmalarla bu büyük hikayeyi ülkemize ve uluslararası alana taşıyacağız. Geçmişimizle geleceği harmanlayıp, mavi ile yeşili kucaklayarak kültür-sağlık turizminde, ekolojik tarımda adından söz ettiren, model hale gelen bir Karaburun yaratmak istiyoruz.

Ekolojiye öncelik verdiniz ancak büyük sermayenin de gözü uzun zamandır Karaburun’da. Bu konuda yol haritanız nasıl olacak?

Bizim olmazsa olmazımız, doğal dengenin bozulmamasıdır. Fakat bu konudaki inisiyatifimiz sınırlı. Şu anda Karaburun’da herkesin şikayetçi olduğu dört katlı yapılaşmalar mevcut. Bu tamamen merkezi hükümetin çıkardığı yönetmeliklerin eseri. Ben şu anda belediyenin kent ve imar politikalarının sorumlusuyum. Geçtiğimiz beş yıl boyunca değiştirdiğimiz hiçbir imar planı yok. Önümüze gelen bütün plan değişikliklerini geri çevirdik. Bütün şehir yasasından sonra merkezi hükümetin çıkardığı imar yönetmelikleri çok katlı yapılaşmaları yarattı Karaburun’da.

Yönetim anlayışımın genel ilkesi beraber yönetme fikri olacak. Şu anda ülkemiz açısından kaygı verici bir yönetim mevcut. Belediyeyi CEO gibi yönetmek halka karşı sorumlulukların ihlali anlamına geliyor. Bizim kurtuluşumuz halkımızla birlikte kaynaklarımızı verimli kullanmak ve üretkenlik. Ben sorunların sadece bir kısmını görebilirim. Bölge halkının karar sürecine katılımı bu yüzden önemli. Mutlaka hep birlikte sorunları ve çözümleri konuşacağız. Bizim için bölge halkının ortak akılla orayı yönetmesi çok önemli. Kararlar belediye meclisinde alınacak ama öncesinde halk toplantıları yaparak bu demokratik kararlaşmayı gerçekleştirireceğiz.

KOOPARATİFLERİ GELİŞTİRİP YENİLERİNİ EKLEYECEĞİZ

Karaburun’da üreticilere, üretim zincirine ilişkin planlarınız neler?

Ben bu alanda kooperatiflerin çok önemli olduğuna inanıyorum. Bölgemizde iyi bir mandalina üretimimiz var. Dağlarımız zeytin ağaçları ile dolu. Üç tarafımız denizlerle çevrili. Dışarıdan kimyasal etkilere kapalıyız. Fakat yer yer bilinçten uzak, ilaçlama gibi işler yapılıyor. Biz, mevcut kooperatifleri geliştirip, yanlarına yenilerini de kurarak bu süreci iyi tarım çerçevesine oturtmak ve bu ürünleri Türkiye’ye göstermek istiyoruz. Bu anlamda çok ve gerçekçi hayallere sahibiz. Ovacık’ı herkes tanıyor. Eğer biz başarılı olursak, 5 yıl içerisinde herkesin Karaburun’u da konuşacağından endişem yok.

Karaburun’da taş ocakları ve rüzgar santralleri ile ilgili gelişmeler var. Fikriniz nedir?

Taş ocaklarına ilişkin bir yürütmeyi durdurma kararı var ama ocak halen faal durumda. Ülkenin ve yargının genel hali gibi. Burası dağları ve küçük tarım arazileri çok olan bir bölge. Bölgeye zarar veren bu taş ocakları ile ilgili demokratik protestolara daha önce de katıldım, bundan sonra usulsüzlükler sürerse yine katılacağım. Yürütülen mücadelede halkın yanında olacağım. Kadın olmamın da bu hassasiyette payı olduğunu düşünüyorum.

Editör: Haber Merkezi