Gizem TABAN/İZGAZETE- Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İzmir İl Danışma Kurulu toplantısı, Ahmed Adnan Saygun Sanat Merkezi’nde gerçekleşiyor. Toplantıya; CHP İzmir İl Başkanı Deniz Yücel, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, önceki dönem İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocoğlu, Parti Meclisi (PM) Üyeleri; Rıfat Nalbantoğlu ve Devrim Barış Çelik, CHP PM Üyesi ve İzmir Milletvekili Ednan Arslan, CHP İzmir Milletvekilleri Murat Bakan, Atila Sertel, Tacettin Bayır ve Bedri Serter, CHP Genel Başkan Başdanışmanı ve İzmir Milletvekili Tuncay Özkan, CHP Yüksek Disiplin Kurulu (YDK) Üyesi ve İzmir Milletvekili Mahir Polat, CHP PM Üyeleri, CHP Kadın Kolları Merkez Yürütme Kurulu (MYK) Üyesi Nurşen Balcı, ilçe belediye başkanları, il yöneticileri, ilçe başkanları ve ilçe yöneticileri, belediye meclis üyeleri, İl Kadın Kolları Başkanı Nurdan Şenkal Uçar, İl Gençlik Kolları Başkanı Burak Kotan, kadın kolları ile gençlik kolları il ve ilçe yöneticileri, önceki dönemlerde farklı kademelerde görev alan partililer katıldı. Toplantının başlangıcında CHP İzmir İl Başkanlığı’nın son 2 yılda gerçekleştirdikleri faaliyetleri içeren video gösterimi yapıldı.  Danışma Kurulu’nun Divan Kurulu, İl Başkan Yardımcıları; İsfahan Naki, Özkan Tice ve Şener Akdemir, İl Sekreteri Fulya Alçay’dan oluştu. Toplantının basına açık kısmında konuşan İl Başkanı Deniz Yücel ve Büyükşehir Belediye Başkanı Soyer, çarpıcı mesajlar verdi.


 

‘NASIL BİR İKTİDAR?’
Konuşmasına 10 Ekim Ankara Gar Katliamında yaşamını yitirenleri anarak başlayan CHP İzmir İl Başkanı Deniz Yücel, şunları söyledi: “Hedefimiz iktidar. Ama nasıl bir iktidar? Toplumun tüm kesimlerini kucaklayan bir iktidar. İnançları nedeniyle, etnik kimlikleri ya da yaşam tarzları nedeniyle kimseyi ötekileştirmeyen, ayrıştırmayan, siyaseti yönetmek için toplumun sinir uçlarıyla oynayarak toplumu kutuplaştırmayan bir iktidar. Nasıl bir iktidar? Kendi öz yurtlarında yurtsuz kalan gençlerini, kayyum rektöre itiraz ettikleri için demokratik haklarını kullanan gençlerini, akademisyenlerini terörize etmeyen, toplu gözaltılarla tutuklamalarla toplumu sindirmeye çalışmayan bir iktidar. Kadına şiddete dur diyen, devletin tüm kurumlarıyla kadına şiddete karşı tedbir alan, aktif tavır alan ve uygulayan bir iktidar. İşçiye, memura, emekliye, hak ettikleri ücreti veren, EYT’lilerin emeklilik hakkını, polise, infaz memuruna, sağlık personeline, din görevlisine 3600 ek gösterge hakkını teslim eden bir iktidar. Nasıl bir iktidar? Her geçen gün artan mazot fiyatları, elektrik parası, yem, gübre gibi girdi maliyetleri altında ezilen çiftçiyi koruyan, kol kanat geren, bir iktidar. Eğitimi yaz boz tahtasına çevirmeyen, halk sağlığını hasta garantili ticarethanelere teslim etmeyen, gençlerimiz, insanlarımız işsizlikten kırılırken, eş, dost, akraba atamalarıyla, liyakatsiz kadrolara 3-5 yerden maaş vererek devletin kurumlarını arpalığa çevirmeyen bir iktidar. Nasıl bir iktidar? Ülkenin zenginliklerini eşit ve adil bir şekilde dağıtan, çalışan, üreten, hakça bölüşen; tasada ve kıvançta birlik duyan, geçmişiyle barışık, geleceğe umutla bakan, mutlu ve huzurlu bir toplum için çalışan ve çabalayan bir iktidar. Çağdaş demokrasilerde olduğu gibi yasama organının etkili bir şekilde çalıştığı, halkın sorunlarına çözümler getiren yasalar çıkardığı, Yargının özgür ve bağımsız olduğu, siyasi baskıyla ya da talimatla değil, Türk milleti adına, Türkiye Cumhuriyeti Kanunlarına göre kararlar verdiği, yürütmenin sadece icracı olduğu, yasama organı ve bağımsız yargı tarafından denetlendiği, basının özgür olduğu, kuvvetler ayrılığının tam anlamıyla hayata geçtiği bir sistemde, halkına hesap veren bir iktidar. Ülkemizin şu an içinde bulunduğu duruma baktığımızda; Türkiye Cumhuriyeti Devletinin kurumsal yapısının bozulduğu, bin yıllık devlet geleneklerinin yok edildiği, bütün kararların ve güçlerin tek bir kişinin elinde ve uhdesinde toplandığı ve ne yazık ki parti devletine dönmüş ucube bir sistemle yönetildiğimiz görüyoruz. Bu düzeni değiştirmek için göreve geldiğimiz ilk günden beri İl yönetim kurulu üyelerimizle birlikte canla başla çalışıyoruz.”


 

AKP’Lİ KAYA’YA SERT YANIT: BEHEY GAFİL, SEN UZAYDA MI YAŞIYORSUN!
AKP İzmir Milletvekili Mahmut Atilla Kaya’nın, CHP’nin 30 milletvekilinin katılımıyla İzmir’in 8 ilçesinde gerçekleştirdiği saha çalışmasına ilişkin, “Kentin durumunu iyi bildikleri için, gelen misafir milletvekillerini İzmir'in merkezine sokamadılar” ifadelerine yanıt veren İl Başkanı Yücel, “Her türlü iftirayı, karalamayı, algı yaratma yöntemlerini kullanan bir iktidar karşısında en doğru yöntem; herkese ulaşmak, herkese dokunmak, herkesi kucaklamaktır. 2 gündür bir çalışma yapıyoruz. İzmir milletvekillerimiz ve genel merkezimizce görevlendirilen milletvekillerimizle birlikte toplam 30 milletvekilimizle Kınık, Bergama, Aliağa, Menemen, Kiraz, Beydağ, Bayındır ve Tire’de köy çalışması yaptık. 194 köy ve 41 merkez mahallede çiftçimizle, üreticimizle ve esnafımızla bir araya geldik. Bu çalışma birilerini rahatsız etmiş ki; AKP’li bir vekil “Misafir milletvekillerini şehir merkezine sokamadılar” diye bir şey yumurtlamış. Her zamanki gibi kirli dilleriyle belediyelerimize çamur atmış. Behey gafil!  Sen İzmir’de yaşamıyor musun? Siz ülkeyi batırdınız farkında değil misin? CHP’li Belediyeler, her türlü engellemelere rağmen, her türlü karalamaya rağmen halkın sorunlarına çözüm üretiyorlar. Sen uzayda mı yaşıyorsun? İzmir Büyükşehir Belediyesi yangınlara rağmen, sel felaketine rağmen, pandemiye rağmen, depreme rağmen tüm yatırımlarına projelerine devam ediyor.  Daha yeni Bayındır’da süt işleme tesisinin temeli atıldı. AKP iktidarı zor anında, dar anında vatandaşa İBAN numarası gönderip para isterken, Narlıdere metrosunun yapımı hiçbir aksama olmadan devam ediyor. Çiğli Tramvayının yapımı hızla sürüyor. Buca Metrosunu yapım ihalesi yapıldı. Buca Bornova tünelinin yapım işleri devam ediyor.   Siz 4 tane yangın söndürme uçağı alamazken, İzmir Büyükşehir Belediyesi İzmir’e 364 adet yeni otobüs kazandırdı. Deniz ulaşımı için yolcu gemileri alındı. Siz İzmir’e çivi mi çaktınız? Siz 3 tane maskeyi dağıtmayı beceremezken, belediyelerimi milyonlarca maskeyi vatandaşımıza ücretsiz ulaştırdılar. Biz başta İzmir Büyükşehir Belediye Başkanımız Tunç Soyer olmak üzere, belediye başkanlarımızla gurur duyuyoruz” açıklamalarında bulundu. 

 

‘KİM BECERİKLİ KİM BECERİKSİZ!’
Yücel, açıklamalarına şöyle devam etti: İktidara geldiğinizde dolar 1 lira 67 kuruştu, Bugün dolar 9 lira. İktidara geldiğinizde asgari ücretle 11 çeyrek altın alınıyordu, bugün 4 çeyrek altın zor alınıyor. Şimdi söyle bakalım kim becerikli kim beceriksiz?  Milletvekillerimiz, Türkiye’nin her yerinde çalışıyorlar. Parti meclisi üyelerimiz Türkiye’nin her yerinde çalışıyorlar. İlçe örgütlerimiz, Kadın kollarımız, gençlik kollarımız özveriyle çalışıyorlar. Bu düzeni değiştirecek gücümüz var. İnancımız var. Kararlılığımız var. Bir misyonumuz var; Büyük önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün bizlere emaneti olan Cumhuriyetimizi; 2. Yüzyılında demokrasiyle taçlandırmak.”


 

‘İKTİDARA EN YAKIN OLDUĞUM DÖNEMDEYİZ’
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer de konuşmasına 10 Ekim Ankara Gar Katliamında hayatını kaybedenleri anarak başladı. Soyer, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Danışma kurulumuzun toplantısının son derece heyecan verici olduğunu söylemek istiyorum. Çünkü belki de 20 yıldır iktidara en yakın olduğumuz bir dönemden geçiyoruz. Bunu nereden biliyorum? Genel olarak iktidar mücadelesinde seçim yaklaşırken iktidar sahipleri suhulet gösterirler, muhalefet de daha çok sesini yükseltir. Bugün durum tersine dönmüş gibi görünüyor. Biz sükunetimizi koruyoruz, iktidar daha çok hırçınlaşıyor. İktidarın kitleler üzerinde korku ile yarattığı suskunluk, bizlerin gösterdiği yakınlaşmayla söze, sese dönüşmeye başladı. Özellikle milletvekillerimizin yurt genelinde yaptığı yoğun çalışmalardan bunu biliyoruz. O nedenle milletvekillerimize şükranlarımızı sunuyorum. Hiçbir tarihte bu kadar yoğun bir çalışma görülmedi.”

 

‘DAHA ÇOK ÇALIŞMAK MECBURİYETİNDEYİZ’
Soyer ayrıca, “Biz genel başkanımız söylediği gibi iyilikte yarışmaya, rekabete devam edeceğiz. Çünkü, ikinci yüzyıla Cumhuriyetimizi demokrasi ile taçlandırarak girmek istiyoruz. Siyaset yapmamızın en önemli sebebi; bu topraklarda atalarımızın mirasına ve torunlarımıza olan borca layık olmak. Görevimiz; bunun gereğini yerine getirmek, bu toprakların bize bahşettiği imkanlarla iyi bir hayat kalitesini tüm vatandaşlarımızla paylaşmak. Emek, barış ve demokrasi mücadelesini ileriye taşımak. Bu asli görevimiz için belediye başkanlığı, siyaset yapıyoruz. Bizim asli görevimiz diye tarif ettiğim bu çerçeve içinde canla başla çalışmaya devam edeceğiz. İl, ilçe yöneticilerimiz yoğun çalışmalar yürütüyor. Ancak Daha çok çalışmak mecburiyetindeyiz. Başka çaremiz yok. Danışma kurulumuzun, eksiklerini kusurları derinleştiren değil, sağlam güçlü yanlarımızı daha görünür hale getiren sonuçlar ortaya koymasını diliyorum. Birbirimizden ilham alacağımız, birbirimize ilham vereceğimiz, gücümüze güç katacağımız bir danışma kurulu toplantısını olmasını diliyorum” diye konuştu.

Editör: Haber Merkezi