Cengiz Aldemir/ANKARA - Sayıştay raporları kamu kurum ve kuruluşlarında yaşanan israf ve usulsüzlükleri bir bir ortaya koyuyor. İki gün önce Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nda eski bakanların hepsine makam aracı verildiği, Özelleştirme İdaresi Başkan yardımcısının, resmi görev yazısı olmadan makam aracı ile tam 57 bin kilometre yol yaptığı gibi, eğitimden sağlığa birçok usulsüzlük basında yer aldı.

Yine Sayıştay incelemeleri sonucunda, Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) süreçlerinde yaşanan usulsüzlükler tek tek ortaya kondu. İşletmeler, ÇED’de kapsam dışında kalmak için çeşitli “oyunlar” çeviriyor. Sayıştay, idarelerden daha dikkatli olmaları uyarısında bulundu.

DOSYA HAZIRLANMADAN ÇED SÜRECİ TAMAMLANIYOR

Yapılan incelemelerde yatırımcı kişi ya da kuruluşlar “ÇED gerekli değil” kararı alabilmek ya da kapsam dışı kalabilmek amacıyla kapasitelerini ya da ÇED sahalarını olduğundan farklı gösteriyor. Rapora yansıyan uygulama ise şöyle: İşletmeler, bitişik ada parseller üzerinde tek bir işletme olarak hizmet veriyor. Ancak ÇED Yönetmeliği kapsamında başvuru yaparken aynı kişiye ait farklı iki ayrı işletme üzerinden başvuru yapılıyor. Böylece eşik değer de aşılmamış oluyor. Dolayısıyla da proje tanıtım dosyası hazırlanması gerekirken dosya hazırlanmadan ÇED süreci tamamlanıyor. Raporda idarenin söz konusu hususları tespit edecek denetim mekanizmalarını işletemediğine dikkat çekiliyor ve bu konuda Van, Erzurum, Erzincan, Sivas gibi birçok ilden örnekler veriliyor.

MIZRAK ÇUVALA SIĞMIYOR

Konuyu İz gazeteye değerlendiren HDP İzmir Milletvekili Ekolojist Murat Çepni, Sayıştay’ın yolsuzluğu, usulsüzlüğü ve israfı bir bir ortaya koyduğunu, tek adam eliyle çevre katliamına onay verilen talan projelerinin hız kesmeden sürdüğünü belirterek, “Mızrak çuvala sığmıyor. Bir taraftan doğa talanı bir taraftan da talanın talanı devrede” dedi.

BAKANLIK RANTIN ÖNÜNÜ AÇIYOR

Sayıştay raporlarının ÇED süreçlerindeki usulsüzlükleri sınırlı da olsa ortaya çıkarttığını belirten Çepni, yayınlanan raporların ülkede yaşanan soygunun boyutları açısından güçlü veriler sunduğunu söyledi. Bakanlık ve mahkemelerin rant projelerinin önünü açtığını, ihale ve proje bedellerini toplumdan gizleyen tek adam yönetiminin, pandemi sürecinde hasta ve ölüm sayısını da gizlendiğini ileri süren Çepni, ÇED süreçlerinin ise ekoloji örgütlerinden gizlendiğini vurgulayarak “ Bizler daha önce de bu usulsüzlüklere dikkat çekmiştik. Özellikle Kanal İstanbul projesinde de aynı yöntemler karşımıza çıktı. Bu usulsüzlükler gizli saklı değil yetkililerin gözü önünde gerçekleşiyor. ÇED süreçleri halktan ve ekoloji örgütlerinden özellikle gizleniyor. Bakanlık da buna göz yumuyor. TMOOB ve çevre örgütler her kentte bunlara dair detaylı görüşler açıklıyor ve davalar açılıyor. Ancak hem mahkemeler hem de Bakanlık görmezden geliyor ve rantın önünü açıyor” eleştirisinde bulundu.

ÇED SÜREÇLERİ DURDURULSUN

Sayıştay raporları sonucunda tüm ÇED süreçlerinin durdurulmasını, tüm muhatapların katılımıyla yeni bir inceleme süreci başlatılmasını isteyen Çepni, usulsüzlüklere yönelik projelerin bir an önce durdurulmasını ve sorumlular hakkında soruşturma başlatılması gerektiğini söyledi.

Editör: Haber Merkezi