ODTÜ öğretim elemanları Sibel Bekiroğlu ve Mehmet Mutlu'nun haklarında asılsız ve mesnetsiz iddialar esas alınarak 14 Haziran 2022 tarihinde açığa alınmasını meclis gündemine taşıyan HDP İzmir Milletvekili Murat Çepni, öğretim görevlilerinin açığa alınma sürecinin ayrıntılarını paylaştı.

ASILSIZ, MESNETSİZ İDDİALAR

Bekiroğlu ve Mutlu'nun, mesnetsiz iddialar yüzünden bir gurup öğrenci ile birlikte evinde gözaltına alındığını söyleyen HDP'li Çepni, "Gözaltında bekletildikleri beş günün ardından ifadeleri dahi alınmaksızın savcılık tarafından tutuklama talebiyle nöbetçi hakimliğe sevk edilmiş, ardından da adli kontrol şartıyla salıverilmişlerdir. İlgili soruşturma, geçtiğimiz Nisan ayında ağır ceza davasına dönüşmüş olup, haklarında “silahlı terör örgütü olmak" iddiasıyla yargılanmaktadır. Bu ağır ithamlara rağmen söz konusu davaların tek dayanağı, eylem amacıyla kampüse gelen kişilerin girişine yardımcı oldukları yolundaki asılsız iddiadır" dedi.

AKADEMİSYENLER VE AİLELERİ MAĞDUR EDİLDİ

Öğretim görevlilerinin, ilgili soruşturma ve ceza davasıyla telafisi ve tazmini mümkün olmayan mesleki, akademik, maddi ve manevi kayıplara sebep olduğunu belirten HDP'li Çepni, "Sadece kendileri değil ailelerini de mağdur eden bu sürecin son halkası, Bekiroğlu ve Mutlu’nun hakkındaki idari karar, taraflarına esasen ve şeklen usulsüz biçimde tebliğ edilmiş, ilgili karara esas soruşturma sürecinde hakkında kendilerine, idari amirlerine, kadrolarının bağlı bulunduğu enstitüye, görev yerleri olan Sosyoloji ile Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi bölümleri haberdar edilmemiş ve haberdar edilmedikleri soruşturma sürecinde savunmaları alınmayarak hakları yok sayılmıştır.

Türkiye’nin en başarılı üniversitelerinden biri olan ODTÜ’de görevli hocalarımızın asılsız ve mesnetsiz iddiaların ciddiye alınması sonucu açığa alınmalarından üzüntü ve utanç duymaktayız" eleştirisinde bulundu.

BASKILAR SİSTEMATİK HALE GETİRİLİYOR

Bekiroğlu ve Mutlu’nun görevden alınmalarında kamu yararı olmadığını vurgulayan Çepni, açığa alma biçiminde kurulan kararla, idari yetkiler kullanılarak akademik personel ve üniversite öğrencileri üzerinde yapılmak istenen sistematik baskının kötü bir örneği olduğunu vurguladı. Rektörlüğün daha önce benzer kararlar aldığını anımsatan Çepni, kısa süre önce ODTÜ Kıbrıs Kampüsü’nde görevli öğretim üyesi Doç. Dr. Yonca Özdemir ve Öğretim Görevlisi Serhat Selışık ve Boğaziçi Üniversitesi’nde görevli dört eğitim ve bilim emekçisinin açığa alınmalarını örnek gösterdi.

ATANMIŞ YÖNETİCİLERİN YILDIRMA ARAÇLARI

Çepni, atanmış üniversite yöneticilerinin, kendilerine emanet edilen kamusal yetkileri, toplum ve doğa için bilgi üretme çabasında olan eğitim ve bilim emekçileri ile üniversite öğrencilerine karşı yıldırma aracı olarak kullandığına dikkat çekti.

HANGİ GEREKÇELERLE AÇIĞA ALINDI?

Çepni, Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer'e şu soruları yöneltti:

ODTÜ öğretim elemanları Sibel Bekiroğlu ve Mehmet Mutlu hangi gerekçelerle açığa alınmıştır? Bugüne kadar görevlerini başarıyla yerine getiren Bekiroğlu ve Mutlu hakkında hangi lüzum üzerine açığa alınma karar verilmiştir? Bekiroğlu ve Mutlu’nun açığa alınmalarında nasıl bir kamu yararı vardır?

ODTÜ Kıbrıs Kampüsünde görevli öğretim üyesi Doç. Dr. Yonca Özdemir ve öğretim görevlisi Serhat Selışık’ın sözleşmelerinin yenilenmemesine dayanak başarı kriterleri nelerdir?

Özdemir ve Selışık hakkında hangi lüzum üzerine sözleşmelerinin yenilenmemesi kararı alınmıştır? Özdemir ve Selışık’ın sözleşmelerinin yenilenmemesinde nasıl bir kamu yararı vardır?

Boğaziçi Üniversitesi paydaşlarının kişisel verilerinin korunması gayesiyle hareket eden dört eğitim ve bilim emekçisi hangi gerekçelerle açığa alınmıştır?

Kanunla güvence altına alınan bir hakkın ihlalinin duyurulmasında nasıl bir sakınca bulunmaktadır? Boğaziçi Üniversitesi rektörlüğü bu ihlalin duyurulmasından neden rahatsız olmaktadır?

Boğaziçi Üniversitesi Rektörlüğü üçüncü şahıslar tarafından veri gizliliğinin ihlal edilmesiyle ilgili nasıl bir tasarrufta bulunacaktır?

AKP’ye yakın olduğu bildirilen bir özel kurum ve Üsküdar Belediyesinden gelen kişiler, Boğaziçi Üniversitesinin sunucularında “verilere bakmamaları gerekirken” erişim talep ederek ne aramaktadırlar?

500 gündür haklarını talep eden Boğaziçili akademisyenlerin talepleri neden görmezden gelinmektedir?

Editör: Haber Merkezi