CENGİZ ALDEMİR / İZ GAZETE - İzmir’in bütün ilçelerinin risk altında olduğuna dikkat çeken Çelebi, en riskli yerlerin Karşıyaka Çiğli, Bayraklı, Menemen ilçeleri ile Bostanlı, Alaybey ve Mavişehir semtleri olduğunu kaydetti.Bir depremin yıkıcı etkisinin zemin çürüklüğü ve gevşekliğinin yanı sıra bir takım mühendislik çalışmalarının etkin bir biçimde yapılmamasıyla ortaya çıktığını hatırlatan CHP’li Çelebi, binaların statik projelerinin, belirli standartlarda olması gerektiğini belirtti. Çelebi, bina veya zeminin güvenli de olsa aktif bir fay hat üzerinde yer almasının yıkıcı etkileri olabileceği uyarısında bulundu.

UYARILAR

Dünyanın en etkili fay hatlarının Ege bölgesinde olduğunu hatırlatan Çelebi, “1999-2018 yılları arasında 193 tane 5 ve üzeri deprem olmuş. Bunların yüzde 24’ü Ege Bölgesi’nde meydana gelmiştir. Bunların yüzde 69’u yerleşim yerlerinde olmuştur. Bu nedenle İstanbul depremi kadar İzmir’in de konuşulması gerekmektedir. İstanbul’da deprem üretme potansiyeli olan tek bir fay hattı bulunmaktadır; Kuzey Anadolu Fay Hattı. İzmir’de ise 7,0 büyüklüğünde deprem üretebilecek 13 fay hattı bulunmaktadır. Bunlar güncel, aktif, diri fay denilen deprem üreten faylardır. İzmir’in kıyıyla bağlantılı güncel alüvyonlar üzerinde kurulan hemen hemen bütün ilçeleri risk altındadır. Özellikle bu ilçeler; Karşıyaka, Çiğli, Bayraklı, Menemen’dir. Kentte deprem açısından en riskli yerleşim yerleri Bostanlı, Alaybey ve Mavişehir gibi deniz kenarı düz alanlar, en güvenli yerleşim yerleri ise dağlık kesimler olarak öne çıkmaktadır” dedi.
İzmir'deki 670 bin binadan 70 bininin, 7 ve üzerindeki bir depremde yıkılacağı veya ağır hasar alacağı bilgisini veren Çelebi, can kaybının ise 30 bin civarında olabileceği öngörülerini paylaştı. Yapılan araştırmalarda İzmir'deki 313 bin binanın kentsel dönüşüm kapsamında yenilenmesi gerektiğini ve 313 bin binada 1 milyon 650 bin konut ve işyerinin yer aldığına dikkat çekti.

ÖNLEMLER

Çelebi önerilerini ise şöyle sıraladı:
“-İzmir depreme hazırlıklı değildir. 99’da hazırlanan İzmir deprem master planının revize edilmesi gereklidir. Günün koşullarına uyarlanmalı ve bu raporun üzerine bir afet planlaması yapılmalıdır.
-Binaların risk dereceleri belirlenmeli ve kentsel dönüşüm çalışmaları hızla hayata geçirilmeli bu sayede can kaybı yarı yarıya azaltılmalıdır. Öncelikle bir takvim belirlenmelidir.
-Deprem risk haritalarının çok ayrıntılı bir biçimde ortaya çıkarılması gerekmektedir.
-Depreme yönelik en büyük sıkıntılardan bir tanesi de etkin bir kamu denetimi olmamasıdır. Yapı denetiminde yapı güvenliğinin en önemli unsurlarından biri zemin çalışmasıdır ancak yapı denetiminde zeminle ilgili kontrol ve denetimi yapacak bir mühendislik biriminin tanımlanmaması Türkiye’nin en büyük deprem ayıplarından biridir.
-2009 yılında yapılan Radius İzmir Deprem Master Planı ile 2012 Ulusal Deprem Strateji Eylem Planı çalışmaları sırasında İzmir'in yapı stokunun çıkarılması kararı alınmıştır. Bu kararın altında bakanlık imzası bulunmasına rağmen 2017 yılına kadar çıkarılması gereken yapı stoğu çalışması yapılmamıştır.
-Fay hatlarının haritalamalarının yapılması, imar planlarına işlenmesi gerekmektedir. İzmir’de bu 13 bölgede aktif fayların imar planlarına işlenmesi, gerekirse acele kamulaştırmaların yapılması gerekmektedir.”

Editör: Haber Merkezi