Cengiz Aldemir/ANKARA - Meclis Plan ve Bütçe Komisyonunda konuşan CHP Genel Sekreteri ve İzmir Milletvekili Selin Sayek Böke, iktidarın getirdiği torba yasa üzerine konuştu. İktidarın nakdi destek ücretine günlük 3 TL artış önermesini, “Yine bir torba yasa, yine milyonlara sefalet! Oysa yapılması gereken kısa çalışma ödeneğini uzatmak, nakdi ücret desteğini asgari ücret seviyesine çıkarmaktır!” dedi.

ÖDEVİNİZİ YAPMAMIŞSINIZ

Türkiye’de 10 milyon 700 bin kişinin işsiz olduğunu belirten Böke, 2019 yılında KOBİ’lerin bankalara borcunun 615 bin lirayken, bugün 860 milyar liraya çıktığını kaydetti. Vatandaşın 2019’da 590 milyar lira olan borcunun, bugün 850 milyar liraya yükseldiğini söyleyen Böke, “Bu getirilen yasa teklifi de esasında bu düzeni devam ettirmenin yasa teklifi. Türkiye'nin yaralarına pansuman dahi olmayacaktır ve burada bu konuyu bir tartışma zemininde konuşamıyor olmamız… Ödevinizi yapmamışsınız, dayanaksız konuşuyorsunuz” eleştirisinde bulundu.

KISA ÇALIŞMA ÖDENEĞİ UZATILSIN

Torba yasanın insanları sefalette buluşturma maddesi olduğunu vurgulayan Böke, yapılması gerekenin kısa çalışma ödeneğini uzatılması olduğunu söyledi.

BORSA YÖNETİMİNE YÜZDE 33, MİLYONLARA 3 TL ZAM

Sosyal adalet ve güven olmadığı zaman ekonominin toplumsal barışa katkı vermeyeceğini söyleyen Böke, ”Şimdi, bir yanda, mesela Borsa İstanbul Yönetim Kurulu üyelerine huzur hakkında yüzde 33 zam yapıldı. Burada milyonlara adına “zam” denilerek 3 liralık artış yazıyor. Yani bir sosyal adalet arayışımız var ise eğer ki olmak durumundadır, burada Anayasa’mızda sosyal devlet olduğu yazar. Türkiye Cumhuriyeti devletinin, o zaman insanları sefalette buluşturan değil, bir avuç imtiyazlıya para aktaran değil, milyonları o sefaletten kurtaracak bir düzenleme yapmak gerekir” değerlendirmesinde bulundu.

HERKESİN GÜVENECEĞİ DÜZENE İHTİYAÇ VAR

İşverenler ve çalışanların kısa çalışma ödeneğinin uzatılmasını istediklerini ifade eden Böke, yapılacak desteklerin hazine ve bütçeden sağlanması gerektiğini söyledi. Çalışanlara aktarılmamış İşsizlik Sigorta Fonunun eridiğini ileri süren Böke, herkesin hakkının korunduğu, güvencenin verildiği bir düzene ihtiyaç olduğunun altını çizdi. Asgari ücretin temel ihtiyaçları karşılayamadığını, açlık sınırının 2.736 lira olduğunu anımsatan Böke, emekçinin birçok hakkının Covid döneminde gasp edildiği eleştirisinde bulunarak, “Bu teklifte iş göremezliğin başladığı tarihten önceki son bir yıl içinde yüz seksen günden az kısa vadeli prim bildirmiş olanlara yapılacak ödemelere de sınırlama getiriliyor. “Bugün ihtiyacım var, şimdi 25 yapayım, gelecek sene 23’e indiririm, ondan sonrası Allah kerim.” diyerek ekonomi politikası yapılmaz” eleştirisinde bulundu.

ÖNGÖRÜSÜZLÜK VE KEYFİLİK KRİZ NEDENİ

Türkiye’nin yaşıyor olduğu krizin temelinde öngörüsüzlük ve keyfiliğin olduğunu söyleyen Böke, “Bir gece yarısı Merkez Bankası Başkanı değiştirilerek verginin artması gerektiğine kanaat getiriliyor, hızlıca bir torba yasa hazırlanıyor, “Bu sene 25 yaparız sonra 23’e düşürürüz.” deniyor. Ya, bu öngörüyü tamamen ortadan kaldıran ve bugün içinde bulunduğumuz krizi doğuran temel sebebin zaten ortaya çıkardığı bir sonuç. Bunda ısrar ettiğimiz sürece bu kriz devam eder, dolayısıyla da bu madde hiçbir işe yaramaz” diye konuştu.

BU KAFAYLA KRİZ AŞILAMAZ

Avrupa Konseyi Parlamenter Meclis Üyesi olduğu ve Raportörlük yürüttüğünü anımsatan CHP’li Böke, şöyle konuştu: “Gelecek hafta Komisyonumuzda görüşülecek rapor ve bu çok uluslu büyük şirketler için vergi cennetlerine kaçmayı engelleyecek şekilde bir küresel minimum vergi düzeyi tartışılıyor. Eğer kaynak arıyorsanız Türkiye’deki rantçıların vergi cennetlerine kaçırdığı paralardan vergi toplayabilmek için vergi cenneti listesini yayınlarsınız. Yani dışarıya bakıp “Orada vergiyi arttırıyorlar.” dediğiniz her ülke esasında bunun adalet boyutunu tartışıyor. Buyurun, vergi cennetleri listesini yayınlayalım, zaten yükümlülüğü bu. Bu yükümlülük yerine getirilse kurumlar vergisini şimdi 5 puan, yarın 2 puan, sonra 1,5 puan değiştirme ihtiyacı da ortadan kalkar, ondan sonra hakkıyla tartışırız optimal kurumlar vergisi ne olmalı diye, bunu tartışamıyoruz. Hesap, kitap, öngörülebilirlik yok, bir gün yüzde 15’e alkış tutuluyor, üç ay geçiyor, yüzde 25’e alkış tutuluyor. Ekonomi politikası böyle yapıldığı sürece bu ülke krizden başını kaldıramaz.”

Editör: Haber Merkezi