ÜRGEN TEPE/ İZ GAZETE- Cumhuriyet Halk Partisi İl Başkanlığı'nda gerçekleşen basın toplantısında konuşan Böke, Türkiye’nin ekonomik durumu ve 2019 bütçesi ile ilgili hazırladığı raporu açıklayarak ve iktidarın ekonomik krizi çözmek istemediğini söyledi. Böke  "2019’a sayılı gün kalmışken yaşanan ağır ekonomik tablonun gerçekte ne olduğunu paylaşmak istiyorum. 2019 bütçesinin gerçekte ne ifade ettiğini aktarmak istiyorum. Kriz var! Kriz yoktur diyenlere inat kriz var. Saklamaya çalıştıkları gerçeği halk iliğine kadar hissediyor. Ciddi bir ekonomik durgunluk var. Büyüme yüzde 3 buçuk gelecek sene yüzde 2’lere kadar varacak bir küçülmeye işaret ediyor. Uluslararası ekonomi kuruluşları büyüme değil küçülme riski olduğunu söylüyor. Ağır bir kriz olacak. 2013’ten bu yana gelirlerimiz düşüyor. Orta gelir tuzağından çıkmalıyız derken bugün orta gelir tuzağının dibine doğru devrildik. 10 bin doların altına gerileyen bir gelirimiz var. Krediler hızla daralıyor. Bankalar kredi veremez durumdayken geçmiş borçlarını ödemek için çalacak kapısı olmayan şirketler konkordatoya başvuruyor. Yüzde 11 olan işsizlik çok artmış vaziyette. Yüzde 18’e dayanıyor. Bu oran kandınlar ve gençler arasında ortalamanın çok üzerinde. Kadını dışlayan bir düzeni her gün kuruyor. Çok keskin bir ekonomik durgunluk var. Enflasyon rakamları düşük gösterilse de yüzde 21 gibi ağır bir enflasyonla karşı karşıyayız. Eğer bir ekonomide hem durgunluk hem enflasyon varsa ağır bir üretim şoku yaşanıyor demektir. Bu krize bu iktidar çare olabilir mi? Krizi ortaya çıkaran unsurun yönetme beceriksizliği mi, yönetememe krizi mi? Yoksa bilerek, isteyerek iktidarın kurduğu düzen sonucunda mı bu kriz yaşanıyor. Bu soruların yanıtı çok önemli. Bu kriz iktidar ülkeyi yönetmediği için, işini bilmediği için yanlışlıkla çıkmadı. Bu kriz kötü yönetim olmayı aşan bilerek, isteyerek kurmuş olduğu rantçı düzenin sonucunda ortaya çıktı. ‘Bu krizi bu iktidar çözebilir mi?’ sorusu doğru soru olmaktan çıkıyor. Doğru soru; ‘bu iktidar bu krizi çözer mi?’ demektir. Bilerek ve isteyerek kurulmuş olan düzeni bir iktidar bilerek ve isteyerek değiştirmez. Bunu beklemek çok yanlış olacaktır. Yapamazlar değil yapmazlar! O zaman değişmesi gereken iktidardır. Değişmesi gereken tek adam rejimidir.”



"İMF'SİZ İMF PROGRAMI"

 

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin ilk bütçesi olan 2019 yılı bütçesine ilişkin değerlendirmelerde de bulunan "İMF'siz İMF programı diyerek"   hükümeti eleştirdi, Böke, “2019 ekonomik bütçesi ve programa baktığınız zaman yeni diye sunulanın yeni olmadığını, geleceğe dair bir şey sunmadığını görüyoruz. Bu bütçenin krize çağrı olması mümkün değil. Çünkü derin çelişkileri var. Faiz lobisi diye bağırırken ağır bir faiz yükü çıkarıyor. Bu yıl faiz ödemeleri geçen yıla oranla 40 milyar daha fazla. ‘İMF’siz bir İMF programını da dayatıyor. İMF ile kavga ediyormuş gibi yapan ama bu yöntemi seçen bir iktidarla karşı karşıyayız. Bir diğer çelişkiyi soğanlarda gördük. Bir yandan piyasa ekonomisinden vazgeçmeyeceği diyoruz diğer yandan soğan depolarına zabıta gönderiyor. Bu bütçenin Türkiye’yi aydınlık geleceğe taşıyamayacağını çok net görüyoruz. Bu bütçe halkın değil sarayın bütçesidir. Milyonlarca çalışan 1603 TL’ye muhtaçken sarayda oturanlar kendi maaşlarını yüzde 26 arttırdı. Sarayın bütçesi 2.8 milyar liraya kadar yükseldi. Bu bütçe faiz bütçesidir. 80.6 milyarlık açık verecek. Bu bütçe 36.7 milyar liralık bir faiz dışı fazla görmektedir. Ülkenin geleceğinden çalan bir bütçeyle karşı karşıyayız. Bu bütçe sarayın israf bütçesidir. Bu bütçe 14 milyarlık daha az yatırım öngörmektedir. Sosyal güvenlikte 10.1 milyar liralık kesinti vaat etmektedir. Bu bütçe bir borçlanma bütçesi. 80.9 milyar liralık borç yükleyecek. Bu bütçe varsa yoksa rant diyen bir bütçedir. İşsizlik sigorta fonu kapsamında kamu banklarına 11 milyar lira aktarıldığı öğrenildi. İşsizlere para vermek yerine kamu bankalarını kurtaran ve yandaş medya sayın alan bir iktidarla karşı karşıyayız. Bütçenin yüzde 69’unun dolaylı vergilerden toplanacağını görüyoruz. Bu bütçe tek adam rejiminin ilk bütçesidir. Demokrasinin olmadığı bir bütçe. Tek adam rejimi her şeyden önce bütçe hakkını gasp etti. Bu bütçede halkın demokratik hakları yok edilmişti. Bu bütçede halk yoktur” diye konuştu.

'İŞSİZLİK SİGORTASI KAMU BANKALARINA AKTARILDI'


Cumhuriyet  Halk Partisi İktidar olursa nasıl bir ekonomik model izleyeceklerini anlattı Böke “Nasıl bütçe olmalı? Biz iktidar olduğumuzda ne yapardık? Bugünkü kiriz ortaya çıkaran koşulları düzeltmek gerekiyor ve devlet buna yükümlüdür. Devletin halkı koruyan sosyal devleti ve üretim kapasitesini koruyan üretken devleti acilen ortaya çıkarması gerekir. Ücretler hemen, hiç vakit kaybetmeden enflasyon düzeyinde arttırılmalıdır. Ücret kayıpları telafi edilmelidir. Vergi yükünün adaletsizliği mutlaka ortadan kaldırılmalıdır. Dar ve orta gelirliyi, çalışanı koruyan bir sistem ortaya çıkarılmalıdır. İşsizlik sigorta fonunun gerçekten adının hak ettiği şekilde işsizleri koruyan adım olarak kullanılmalıdır. İşsizlik sigortası işsizler için, kriz anında halkı korumak için kullanılmalıdır. Banka ve inşaatçı korumak için kullanılmamalıdır. Her 10 işsizden sadece 1’i bu fondan yararlanıyor. Bütün işsizlerin hak ettikleri gibi bu fon tarafından desteklenmesi gerekir. Rant krizine sokanların bu faturayı üstlenmeleri gerekir. Yerel seçimleri bir Türkiye hikayesi yazmak için zemine dönüştürmek zorundayız. Yeniden demokrasiyi kurmamız gerekiyor. Bir reçete yazmamız lazım. İlk yapmamız gerekenler insan hakları, özgürlükler, yargının bağımsızlığı, parlamenter demokrasinin adımlarını atmaktan geçiyor. Türkiye’ye bir İzmir rüzgarı estirmemiz gerekiyor” ifadelerini kullandı.

BÖKE'DEN BÜYÜKŞEHİR ADAYLIĞI YANITI

Bir gazetecinin İzmir Büyükşehir Belediye Başkan adaylığı noktasında adının geçmesiyle ilgili sorduğu soruya  yanıt veren Böke, “Seçimler kimin seçileceğiyle ilgili değildir. Halkın yaşamının nasıl değiştirileceğinin hikayesinin nasıl yapacağımızı anlatmamız gerekiyor. Bize düşen de İzmir’de varlığını bildiğimiz toplumcu anlayışı Türkiye’ye yaymaktır. AKP’nin Ekonomi Eski Bakanı'nı İzmir’e getirerek rantçı anlayışı dayatmasının karşısında hikaye oluşturmamız gerekiyor. Mesele kimin aday olacağı, cinsiyeti değil. Mesele adayımızla nasıl cevap vereceğimizdir. Reçete çok açık. Daha çok demokrasiye ihtiyacımız var. Daha çok kalkınmaya, daha çok toplumcu bir yapıyı içeren ekonomiye ihtiyaç var. Kooperatif örneklerini tüm Türkiye’ye yaymaktan başlamalıyız. Bizim yaptıklarımızla Türkiye’nin nasıl değişeceğini anlatmamız gerekiyor. Yeni bir kent hikayesini kent meydanlarından yazmamız gerekiyor. Meselemiz kimin aday olduğu değil” dedi.


 

Editör: Haber Merkezi