Cengiz Aldemir/ANKARA - Salgın sonrası sosyo-ekonomik durumun ne olacağı konusunda İz gazeteye değerlendirmelerde bulunan CHP Parti Meclisi Üyesi ve İzmir Milletvekili Selin Sayek Böke, Türkiye’nin salgın öncesi ekonomik ve siyasi yönden yapısal bir kriz yaşadığını, yönetim sisteminin de bu durumu tetiklediğini söyledi. Türk lirasının 2013 yılından bugüne istikrarlı bir şekilde değer kaybettiğini söyleyen Böke, iktidarı sert bir dille eleştirdi.

FİNANSAL PİYASA UYARISI

Salgın sürecinde toplumun tüketim davranışlarının sınırlandığını belirten Böke, üretim ve tüketimin durma noktasına doğru gittiğini söyledi. Her şeyi finansal piyasalara terk etmenin son derece riskli olacağı uyarısında bulunan Böke, “ Korona virüs bu süreçte temel insan haklarından olan sağlık, eğitim, barınma gibi hakları kamu güvencesine almamış ve özel sektörün kar güdüsüne teslim eden anlayışlara çok ağır bedeller ödeyeceğini göstermiştir ve bu yüzden dünyada çok derin krizler yaşanmaktadır ve köklü değişimler yapılmazsa bu krizleri yaşamaya da devam edecektir” dedi.

TEKELCİ İLAÇ ENDÜSTRİSİ…

Sağlık alanında aşı, ilaç bulma gibi ARGE faaliyetlerin zorlaşmasının nedeni olarak tekelci ilaç sanayi güçlerini işaret eden CHP’li Böke, “ Düzenleme ve denetlemenin yok edildiği bir düzende, piyasalara bu kadar çok güç verilmesinden dolayı krizler çok daha ağır bedeller ödettiği bir takım gelişmeler oldu. Bu da siyasi kararları bir daha sorgulamaya açmıştır. Sağlık özelleştirmelerinin zararları ve yan etkileri ortadadır” diye konuştu.

RANT VERGİSİ ALINSIN

Vergi adaletsizliğine dikkat çeken ekonomist Böke, hazine garantili ödemelerle trilyonlar kazanan yandaş müteahhitlerden de rant vergisi alınması önerisinde bulunarak, “ Rantçı müteahhitlere aktarılan 19 milyar tl herkesin bildiği 5 tane rantçı yandaş müteahhite aktarılıyor Türkiye’de. Esasında, 19 milyon aileye 1000’er lira verilmek üzere de kullanılabilirdi. Veya işsizlik sigorta fonundan… hadi fon tüketildi diyelim. Bir de iktidar hiçbir şeyi toplumla paylaşmadığı için, o paralar nerelerde harcandığı da bilinmiyor maalesef. O fonda 16 milyar liralık faiz geliri var. O 16 milyar lira ile böylesine 16 milyon hane halkına ulaşılabilirdi. Bugün verilen miktar Türkiye’nin gerçekleriyle örtüşmüyor” eleştirisinde bulundu.

TURİZM KİMİN İÇİN?

esnek çalışma anlayışının, işverenin esnek bir biçimde, istediği zaman çalışanını istediği biçimde kullanması anlamına geldiğini ileri süren Böke, Turizm ve AVM’lerin açılmasının arka planına dikkat çekerek şöyle konuştu: “ Hükümet salgın fırsatında telafi ödeneğini çıkarttı. Yani bu tarz kriz koşullarında işler durduğu zaman işler yürümezse, sonra işveren istediği kadar çalışanını işe getirecek anlamına geliyor. Esneklik, insanların iş güvencesiyle işe gideceklerinin sağlanması, evden çalışanın da hakkından hiçbir şey kaybetmeden işe devam etmesidir esneklik. tercihi çok net. Diyor ki AVM’ler açılsın, sokaktaki bakkalın açılmasıyla ilgili derdi yok. Tatile gidilmesini sağlayacağım diyor. Niye? Çünkü Turizm Bakanı turizm şirketi sahibi. Onun karı erimiş durumda. Onu kurtarma çabasında. İktidar kendisine yakın rantı yüksek işler yapan kim varsa, alınan tedbirler ve yasal düzenlemeler de onlar için çıkartıyor. Emekçi bunların hiç mi hiç umurunda değil” sözleriyle tepki gösterdi.

Editör: Haber Merkezi