Cengiz Aldemir /ANKARA- İz Gazeteye konuşan CHP İzmir Milletvekili Kani Beko, İzmir'in ekonomik yapısı ve yatırım olanaklarının AKP döneminde gerilediğine dikkat çekti.

İzmir'de Türkiye ekonomisinin en önemli iş kolları içinde yer alan tekstil, konfeksiyon, gıda, içki, bira, tütün yem sanayi gibi sektörlerin faaliyet gösterdiğini anımsatan CHP'li Beko,  bunların dışında, demir-çelik, petro kimya, otomotiv, çimento, ayakkabı, gübre, tarım makineleri ve seramik sanayi iç ve dış pazara yönelik olarak üretim yaptığını anımsattı.

AKP HİBRİT DÖNEMİ YAŞATIYOR

İzmir'in modern tarım yapısıyla öne çıkan bir kent olduğunu vurgulayan Beko, tarımla ilgili kendi çıkarttığı yasalara bile uymayan AKP iktidarı döneminde İzmir çiftçisinin üretim yapamaz hale geldiğini belirterek,  "İzmir, birçok üründe verim ve kalite açısından Türkiye ortalamasının üzerinde değerlere sahiptir. Durdurulamayan maliyet artışlarının yanı sıra enflasyonun altında ezilen çiftçi hızla topraktan kopuyor. 500 bin kişi sınırına dayanan SGK kayıtları alarm veriyor. Pamuk, tütün, zeytin-zeytinyağı, üzüm ve incir önemli bir yere sahip olup üretim ve ihracatı ile kent ekonomisine katkı sağlamaktaydı. AKP iktidarıyla tarım başta olmak üzere bir çok alanda Türkiye ekonomisi ve çiftçisi hibrit dönemi yaşıyor. Kısır bir döngü içinde üretici ne yapacağını bilemez halde. Daha önce üretim yapan İzmir çiftçisi son 20 yıldır üretimde yeterli desteği alamadığı için ekonomik yönden sıkıntı yaşıyor. Birçok çiftçinin tarımı, köyünü bırakıp kentte iş bulabilirse asgari ücretle çalışmak zorunda kaldığını biliyorum. Çiftçilerin yoksullaşması, borçlanması, tarımın itibar kaybetmesi, gençlerin kırsalı terk edip tarımla uğraşmak istememesi, şehirlerin kırsala doğru genişlemesi ile gittikçe büyüyen hizmet ve inşaat sektörünün tarım arazilerine hücum etmesi tarım alanlarının AKP’li yıllarda hızla daralmasına neden oldu" sözleriyle tepkisini dile getirdi.

ÇIKARTTIĞI YASAYA BİLE UYMAYAN İKTİDAR

İktidarın kendi çıkarttığı yasalara bile uymadığını, hiç bir hukuk ve kural tanımadığını kaydeden CHP'li Beko, "AKP hükümetinin 2006 yılında çıkardığı bir kanun var; 5488 Sayılı Tarım Kanunu… Tarım Kanunu’na uysaydı, zarar eden çiftçiye fark ödemesi yapılacak, zararı telafi edilecek, salgın hastalık dönemlerinde ilave tedbirler alınacaktı. Aynı kanuna göre çiftçiye verilen destek GSMH’nin yüzde 1’inden az olamazdı. Çiftçiye bu yıl 20 milyar daha ödenmesi, gelecek yılın ödemelerinin de en az 2 katına çıkarılması gerekiyordu.Peki bu kanun ne diyor, hükümet ne yapıyor? hiçbir şey yapmıyor. İthalat önceleyen anlayışıyla bir Tarım Bakanı "Siz üretin biz Pazar buluruz."diyor. Mazot desteği almayan gübre desteği almayan, cebinde  parası olmayan çiftçi nasıl üretsin? Kanunun 22’nci maddesine göre çiftçiyi ve onun ürününü salgın ve bulaşıcı hastalıklardan korumak adına hükümetin önlemler alması gerektiğinden bahsediliyor. Buna karşılık koronavirüs pandemisinin yaşandığı 2020’de çiftçiye pandemi nedeniyle yapılan ilave bir ödeme olmadığı gibi, Tarım Bakanlığı tebliğlerinde çiftçilerin temizliğine dikkat etmeleri yönündeki uyarılar dışında ek bir önlem de alınmış değil. Dahası pandeminin yarattığı krize ilişkin de herhangi bir tedbir uygulanmadı" ifadelerini kullandı.

ÜRETCİ HIZLA TOPRAKTAN KOPUYOR

TÜİK verilerine göre geçen yıl üretim maliyetleri ortalama yüzde 36 arttığını 2021'de bazı ürünleri yüzde 120'lere varan maliyet artışları ile ekmek zorunda kalan çiftçinin borçlarının katlandığını belirten CHP'li Beko, "Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu verilerine göre ocak ayına 130.4 milyar TL ile başlayan tarım sektörünün toplam kredi borçları kasım itibarıyla 161.8 milyar TL'ye kadar çıktı. Artan borç ve maliyetler karşısında her ay binlerce çiftçi ise toprağını bıraktı. 2021'in Ocak ayında 568 bin 395 çiftçinin kayıtlı olduğu SGK'nın ekim verilerinde ise bu sayı 500 bin 66'ya kadar düşerek kritik bir eşiğe geriledi. Üreticiler turizm sezonunun açılması ile birlikte başta et, süt ve tahıl olmak üzere pek çok ürün grubunda kıtlık uyarısı yaparken, üreticiler de büyük bir hızla topraktan kopuyor" uyarısında bulundu.

ÇİFTÇİYE ÖDENMESİ GEREKEN YÜZDE 1 ÖDENMİYOR

Konuyla ilgili limon üretimi örneğini paylaşan CHP'li  Beko 2006 yılından beri milli gelirin yüzde 1’inin çiftçilere ödenmediğini anımsatan Beko şöyle konuştu: "Pandeminin başlamasıyla birlikte hükümet limon ihracatını yasakladığını yurtiçinde limonda arz fazlası oluştuğu için geçen yıl çiftçideki fiyatı 4 lira olan limonun kilosu bu sene 80 kuruşa kadar düştü. Bir de 2006 yılından bu yana yasal hakları olan milli gelirin yüzde 1’i çiftçilere ödenmiyor. Yetmedi çiftçinin köylünün traktörüne el konuluyor. Pamukta, tütünde, pancarda, çayda kotadan dolayı Türkiye'de 4 milyon köylü köylerini terk etti. Şeker, sümerbank, tekel, çaykur fabrikaları arsa fiyatına satıldı, işçiler işsiz kaldı. Kendi çiftçimiz kan ağlarkan milyarlarca lira tarımsal ithalata para ödendi! İthalatı durdurursak milyonlarca köylü iş sahibi olurdu."

Editör: Haber Merkezi