Cengiz Aldemir /ANKARA- Karantina döneminde hızla büyüyen hızlı teslimat şirketlerinin değerlerindeki yükseliş dikkat çekerken, dağıtımı yapan motorlu kuryeler ağır ve stresli çalışma koşullarına maruz kalıyor. Şirketler tarafından hak taleplerine olumlu yanıt alamayan kurye emekçileri, protesto eylemleriyle maaş zammı ve kadrolu personel olmayı talep ediyor.

Konuyla ilgili İz Gazete’ye konuşan CHP İzmir Milletvekili Kani Beko, motokuryeliğin tehlikeli mesleklerden biri olduğunu belirterek, "Kuryenin ekmek kavgası, patronda para sevdası ölüme sebebiyet veriyor'' dedi.

TEHLİKELİ MESLEKLER SINIFINA ALINMALI

Birçok motorlu kuryenin yemek veya kargo taşırken trafikte can kaybettiklerine işaret eden Beko, motokuryelerin tehlikeli meslek gurubu içine alınması gerektiğini vurgulayarak, "O nedenle motosikletli kuryelik mesleki yeterliliğinin zorunlu hale gelmesi ve çok tehlikeli meslekler sınıfına girmesi gerekir. Çünkü bu iş kolunda yıpranma ve mesleki hastalıklar ileri seviyede. Sadece trafik kazaları değil, seli, rüzgarı, tipisi bu emekçileri vuruyor. Bütün mağduriyetlerin önüne geçilmesi için mesleki yeterlilik sınavlarının yapılması lazım" önerisinde bulundu.

İŞ KANUNU'NDA HIZ YOK

Sipariş veren vatandaşları bu konuda daha anlayışlı olmaya davet eden CHP'li Beko, sipariş veren yurttaşlara seslenerek, "Vatandaş online sipariş sitelerinde bütün verilen siparişlerin altına ‘Hızlı gelsin’, ‘Acelem var, uçağım var, çıkmam lazım’ gibi notlar atmamalı. Bu insanların beş paketi aynı anda alıp yarım saatte teslim etme gibi bir lüksü yok. Bu yorumlar nedeniyle patronlar kuryelere baskı yapmamalı. İş Kanunu’nda hız baskısı diye bir şey yok. Hız baskısı mobbing sayılır. Motorlu kuryeler unutulmasın ki öldüklerinde arkalarında yetim bırakıyor. Bir anne evlatsız kalıyor. Bir çocuk babasız kalıyor. İnsanlarımızdan rica ediyorum. Hızlı gelsin baskısını ortadan kaldıralım" çağrısında bulundu.

190 MOTOKURYE İŞ CİNAYETİNE KURBAN GİTTİ

Pandemi döneminin yükünü sırtında en çok taşıyan işkollarından birinin motokuryeler olduğunu ve bircoğunun iş cinayetlerine kurban gittiğini anımsatan Beko, "Sokaklarda kimse yokken, ambulanslarla birlikte sadece onlar vardı. Türkiye’de koronavirüs salgınının başladığı 2020 yılında, ‘tespit edilebilen’ kayıtlara göre en az 190 motokurye yaşamını yitirdi. İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği (İSİG) Meclisi’nin verilerine göre, 2021’in sadece ilk 5 ayında 12 motokurye iş cinayetlerinde can verdi.

Salgın döneminde artan paket servis talebini karşılamak için yoğun ve insan dışı mesai saatleriyle çalışan motokuryeler; ‘hız baskısı’ eşliğinde, iş güvenliği olmadan ve sağlıksız çalışma koşullarından dolayı ölüme mahkum edildi" ifadelerini kullandı.

İŞ GÜVENLİĞİ YOK

İşçi sağlığı ve güvenliği önlemlerine dikkat çeken Beko, "Bir işçinin canı ya da yaralanmasının bile gözetilmesi gerekir. Ama konuştuğum motokuryelerin bana aktardığına göre, bu meslekte iş güvenliği önlemi kesinlikle yok. İş güvenliği uzmanı yok. Ayda bir kez gelip bir kağıt imzalayan ‘iş güvenliği uzmanları’ var. Onun dışında hiçbir konuda iş güvenliği takip edilmiyor. Hız baskısı da bir iş güvenliği sorunu, hatta iş güvenliğini tehlikeye atacak başlı başına bir şey" uyarısında bulundu.

SENDİKAL HAKLARI VERİLMELİ

Birçok motokuryenin de diğer iş kollarında, tazminat vermemek için patronlar tarafından acımasızca Kod-29’un kullanarak işlerine son verdiğini anımsatan eski DİSK Genel Başkanı Kani Beko, bunun kabul edilemez olduğunu vurgulayarak, "Kod-29, diğer sektörlerde olduğu gibi bu sektörde de kullanılıyor. Bu patronların elinde büyük bir silaha dönüştü. Bunun kaldırılması gerekiyor. Motokuryelerin iş güvenliği ve sendikal hakları tanınması gerekiyor ve bu konuda talepleri var zaten. İş güvencesi demek, aslında mobbinge maruz kalmadan, işçilerin hayır diyebilme haklarının korunması demektir. En önemli taleplerinden biri de, sendikal hakların tanınması ve sendika düşmanlığının yapılmaması. Eğer sendika ve işçi denetimi olursa hepsi çözülebilecek şeyler. Bir işin şartlarını veya nasıl yapılacağını; genel müdür, CEO, yatırımcı değil; işçi bilir. İşçi denetimi verilmeli bu emekçilere" diye konuştu.

MOTOKURYELERİN TALEPLERİ

Motokuryelerin taleplerini de dile getiren Beko şöyle konuştu:

"Bu emekçiler öncelikle nitelikli ekipman istiyorlar. Yağmurda su geçirmeyen yağmurluklar, botlar, nitelikli motosikletler gibi. Çünkü ucuz motosikletler kullandıklarını, onların kayıp, en ufak virajda devrildiğini söylüyorlar. Ucuza kaçmak için çok adi motorlar alınıyor. Motorların lastikleri yola uygun değil. Tek bir kişi günde ortalama motosikletle 100 km yapıyor, onlar şehir içinde 100 km yapmayı geçin, her sokağı karışlıyorlar. Bu yüzden motorların lastiklerinin ve diğer ekipmanlarının sağlam ve kış şartlarına uygun olması gerekiyor. Bu şartların sağlanması gerekiyor."

Editör: Haber Merkezi