Cengiz Aldemir/ ANKARA- Alternatif bir enerji kaynağı olarak gelecek vaadeden rüzgar enerjisinin olumlu ve olumsuz yanlarını İz gazeteye değerlendiren CHP İzmir Milletvekili Kani Beko Rüzgar Santralleri RES'lerin iyi değerlendirilerek, enerji politikasının buna göre izlenmesi gerektiğini söyledi.

EKOSİSTEM UYARISI

Rüzgar enerjisinin her ne kadar temiz ve tükenmeyen bir enerji kaynağı olsa da, iyi bir şekilde yönetilmediği takdirde bölgedeki ekosistem ve iklim için tehlikeli olduğu uyarısında bulunan CHP'li Beko, enerji politikalarını, risklerin farkında olarak yürütmek gerekiğini vurguladı.

RES'LERİN OLUMLU YÖNLERİ

Rüzgar Santrallerinin olumlu yönlerini sıralayan Beko, "Büyük iklim değişiklikleri olmadığı sürece, rüzgar enerjisinin kaynağının tükenmesi mümkün değildir. RES'lerde su, kömür gibi tükenebilir enerji kaynaklarına gerek duyulmaz. Dolayısıyla rüzgar enerjisinde malzeme sıkıntısı yaşanmayacağı gibi, belli bir doğal kaynağın tükenmesine sebep olacak bir kullanım da mümkün değildir. Bunun yanı sıra,
diğer enerji kaynaklarına göre oldukça düşük bir maliyetli tamamen bedava bir yakıttır. Taşınması, arıtılması ve işlemlerden geçirilmesi gerekmiyor. Rüzgar enerjisi üretmek için güneş enerjisi santralleri gibi geniş bir alan ihtiyaç yok. Fabrikaların ve konut alanlarının dâhi kendi rüzgar santralleri olabiliyor. Dolayısıyla düşük bir alandan yüksek verim elde etmek rüzgar enerjisiyle mümkün olabilmekte. Bakın uzmanlar; güneş santrallerinin 1 MW enerji üretmek için 20000 hektar yer kaplarken, tek bir rüzgar türbininin bu enerjiyi kendi başına üretebildiğini söylüyorlar" dedi.

RES'LERİN OLUMSUZLUKLARI

Rüzgar enerji türbinlerinin artmasıyla oluşan risk ve olumsuz yönlerine de değinen Beko, "Günümüzde en temiz enerji kaynağı olarak bilinen rüzgar santrallerinin bazı riskleri de beraberinde getiriyor. Konunun bu kısmına da dikkat çekmek istiyorum. Konuyla ilgili konuştuğum uzmanlar, rüzgar türbinlerinin sürekli çalışması için rüzgarın optimum seviyede esmesi gerekiğini, türbinlerin kanat uzunluğu, modeli bölgedeki rüzgar yoğunluğuna ve şiddetine göre seçilmesi gerektiğini belirtiyorlar. Rüzgarın optimum seviyenin üzerinde ya da altında esmesi, türbinlerin bozulmasına sebep olacağı ifade ediliyor. Dolayısıyla bir alanda rüzgar santrali kurmadan önce uzun süre ölçüm yapmak, rüzgarın hızını ve yoğunluğunu hesaba katmak gerekiği bilgisini paylaşıyorlar. Ayrıca rüzgar türbinlerinin çıkardığı ses uçak motorlarını andırıyor ve bu sesin sürekli olduğunu düşünürsek. Dolayısıyla bu türbinlerin yerleşim alanlarından uzakta olması gerekir. Son zamanlarda gürültüyü önleyen sistemler yapılıyor ancak santral yerleşim yerine belli bir uzaklıkta olmadığı sürece, sesten kaynaklı sorunları tamamen önlemek mümkün olmayabilir. Bu konuda birçok sıkıntı ve şikayetler tarafımıza iletilmiş durumda. Yine göçmen kuşlar rüzgâr santrallerinden kötü etkilenebiliyorar. Yanlış bölgeye kurulan rüzgar santrali, kuşların göç yollarının değişmesine sebep olabiliyor. Göç yollarının değişmesi de birçoğunun habibatından olması, hayatını kaybetmesi anlamına gelir ve bölgedeki kuş faunasını ciddi anlamda değiştirecektir. Dolayısıyla türbinlerin kuşların göçünü etkilemeyecek şekilde tasarlanması gerekir.
Rüzgar santrallerinin mini iklim değişikliklerine sebep olabildiği biliniyor. Bu santrallerin belli bir bölgede yoğunlaşması, rüzgar sirkülasyonunu etkileyebilir ve iklimde değişiklikler yaratabilir. Hava akışı ve rüzgar gücünün azalmasına sebep olmamak için, rüzgar gücüyle türbinler arasında orantı olması gerekir. Bu konuda yetkilileri göreve çağırmak istiyorum" ifadelerini kullandı.

BU KONUDA KAMUOYU TALEPLERİ VAR

İzmir Karaburun Yarımadasında 2000'Ii yılların başında kurulmaya başlanan ve bölge halkı tarafından ülke ekonomisine olan katkısı nedeniyle olumlu karşılanan Rüzgar Enerjisi Santralleri (RES) ile ilgili soru önergesi de verdiğini anımsatan Beko, Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum'a, "Son dönemde sayılarının artması ile birlikte çevresel etkilerinin araştırılmasına ihtiyaç duyulan Rüzgar Enerjisi Santralleri (RES) ile ilgili olarak kamuoyuna yansıyan taleplere ilişkin Bakanlığınız tarafından bir çalışma başlatılmış mıdır?" Başlatılmış ise, bu çalışmanın sonuçları ne zaman kamuoyu ile paylaşılacaktır?" sorusunu yönelttim.

RİSKLİ YERLER DENETLENECEK Mİ? 

Özellikle Yaylaköy, Sarpıncık ve Mordoğan mahallelerinde bulunan ve sayıları 15'i bulan RES'lere dair Çevre Örgütleri ve yerel bileşenler tarafından yüksek risk uyarılarını meclis gündemine taşıdım. Sizin vasıtanızla buradan Bakan Kurum'a, tekrar seslenmek istiyorum; Bakanlığınız tarafından bu konuya dair bir denetim süreci başlatılmış mıdır? Başlatıldıysa konuya dair oluşturulacak nihai rapor kamuoyunun bilgisine ne zaman sunulacaktır?" Konu çok önemli ve acil önlemler alınmalıdır" çağrısında bulundu.

Editör: Haber Merkezi