Cengiz Aldemir/ANKARA - Meclis de konuşan CHP İzmir Milletvekili Murat Bakan, korona virüs sebebiyle hayatını kaybeden CHP Ataşehir Meclis üyesi 27 yaşındaki Uğurcan Demir’in sevenleri ve CHP gençlik kollarını başsağlığı diledi. Salgının önümüzdeki süreçte sağlık kadar önemli sosyal ve ekonomik sonuçları olacağına dikkat çeken Bakan, “ İnançların, etnik kimliklerin, siyasi düşüncelerin, sosyal durumun herhangi bir öneminin olmadığı, herkesin virüse yakalanma riskinin olduğu bir gerçek ancak bu salgından en çok etkilenecek olan da ne yazık ki yoksullardır” dedi.

TARİHSEL SORUMLULUK

Şimdiye kadar bir çok olaya şahit olduklarını belirten Bakan, böyle bir şey yaşamadıklarını ifade etti. İnfaz düzenlemesinin sadece 300 bin tutuklu ve hükümlünün olduğu cezaevlerindeki sayıyı azaltmak için yapılmasının yanlış olduğunu vurgulayan Bakan, adaleti tesis etmek için yapılmasının doğru olacağını söyledi. Milletvekillerine yasama konusundaki tarihsel sorumluluklarını hatırlatan Bakan, milletvekillerine seslenerek; “ Ülkenin geleceğini birlikte şekillendiriyoruz, bir bakıma tarih yazıyoruz. Bu mecliste daha önce çıkan af yasaları tekrar tekrar burada konuşuluyor; Yarın bizim burada yaptığımız düzenlemelerden de bizden sonraki Parlamento üyeleri bahsedecek, bunların hepsi tutanaklara geçecek; tarihi biz birlikte yazıyoruz. Dolayısıyla, yaptığımız düzenlemeyle ya gerçekten iyi bir şey yaparız, tarih adına doğru adımlar atarız ya da tarih karşısında tarihsel sorumluluğumuzu yerine getirmemiş oluruz” uyarısında bulundu.

ADALETSİZLİK VURGUSU

Barış Pehlivan'ı, Barış Terkoğulu'nu, Osman Kavala'yı, düşüncesinden ötürü cezaevinde olan insanları tahliye etmeyen bir infaz yasasının adil ve adaletli olamayacağının altını çizen Bakan, “Gerçek suçluları cezaevinden çıkaran, ancak, siyasal suçluları cezaevinde tutan bir düzenleme adil olamaz. Yargının bu kadar siyasallaştığı bir dönemde, bir cemaatin yerini başka cemaatlerin doldurduğu, sulh ceza hakimlerinin kendilerine muhalif herkesi istisnasız tutukladığı, bilhassa, söz, yazı, yürüyüş, örgütlenme özgürlüğü gibi ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilecek suçların infaz indiriminden yararlanmadığı bir düzenleme adaletli olamaz” eleştirisinde bulundu.

YENİDEN DÜZENLEYELİM

Türkiye’de Cumhurbaşkanının vicdani kanaatinin geçerli olduğu bir yargılama sisteminin olduğunu vurgulayan Bakan, halkın adalette güven duygusunun yüzde 20'ye düştüğünü belirtti. İktidara oy veren seçmenin yarısının adalete güvenmediğini ifade eden Murat Bakan, adalete güveni yeniden tesis etmenin ise ortak sorumluluk olduğunu söyledi. Bakan, “Düzenleme her ne kadar infazda indirim olarak Meclise gelmiş olsa da cezaevinde yatanların büyük bölümünün çıkacak olması bu yasanın örtülü bir af olduğunu gösteriyor. Dolayısıyla, bir mutabakat gereklilik değil, zorunluluktur. On sekiz saatlik komisyon çalışmasında her ne kadar muhalefetin taleplerinin bir virgülü bile değişmemiş olsa da, yasa öyle de geçmiş olsa burada adil düzenlemeyi birlikte geçirebiliriz” önerisinde bulundu.

Emile Zola’nın Dreyfus davasıyla ilgili, "Bir kişiye yapılmış haksızlık, bütün insanlığa karşı yapılmış haksızlık sayılır." sözünü hatırlatan CHP’li Bakan, on binlerce insana haksızlık yapıldığını vurguladı. Bakan , düzenlemeyi meclis çoğunluğuna dayalı olarak değil, ülkede yaşayan tüm yurttaşların adalet duygusunu tatmin edecek şekilde yeniden düzenlenmesi çağrısında bulundu.

Editör: Haber Merkezi