Özgürlük aşığı İzmir…

İzmir’i, İzmirliyi çekemeyenler İzmir için Gâvur İzmir derler. Oysa İzmir işgali yaşayan illerimizden biri.

Abone Ol

İşgali yaşayan iller için kullanılmayan bu sıfat İzmir için kullanılıyor. Sadece İzmirliler değil, tüm halkımız kurtuluş savaşımızda doğudan batıya her yerde düşmana karşı savaştı, Atatürk’ün “Hattı müdafaa yoktur, sathı müdafaa vardır. O satıh da tüm vatandır” sözünü benimsediğini dünyaya gösterdi. Bu dönemde düşmana çalışan, maddi olanak ve makam peşinde olanlar yok muydu? Tabii ki vardı. Cumhuriyetle beraber Ege’de de Doğu Anadolu’da da yabancılarla işbirliği içinde olanlar yok muydu? Tabii ki vardı. PKK’nın kendini feshettiği iddia edilen kongreden 5 gün sonra açıkladığı bildiride Kurtuluş Savaşımızda yenilenlere, sanki kendi ideolojilerinin gereği olarak gönderme yapmaları da buna somut bir örnek.

İzmir Anadolu’nun batısında havasıyla, ürünleriyle, limanlarıyla yüzyıllarca Ege’de ve Akdeniz’de herkesi bir araya getiren bir kent. Türkiye için batıya açılan pencere. Batılı için de kendilerine insani olarak yaklaşan, onları en iyi anlayan insanların memleketi İzmir. Akdeniz’in sıcak havası İzmirlinin, Egelinin genlerine işlemiş durumda. Bu sıcak kanlılıkla İzmirli düşüncesini, beklentisini herkese açıkça yansıtıyor.

Kemeraltı’nda, Kadifekale’de, Alsancak’ta, Kültürpark’ta İzmirliler her zaman sıcak sohbettedirler. Siyasi veya inanış yönünden ne kadar farklı olursa olsun, insani beraberlik sohbetlerde görülür. Siyasiler iktidar açısından bakarak İzmirliyi köle yapmak istediler, olmadı. Gün geldi CHP yerel seçimlerde kaybetti ancak Türkiye için demokrasi ışığı saçan İzmirli iktidarlara geçit vermedi. Bazı başbakanların İzmir’i cezalandırması, yatırım yapmaması da sonucu değiştirmedi.

Ankara’dan bakarken İstanbul dışında her yer taşradır. Tanıdığım yazar statüsündeki Amerikalı bir görevli ile Burhan Özfatura’nın başkan olarak seçim öncesi verdiği resepsiyonda konuştuk. Seçimi Yüksel Çakmur kazanacak dedim, bozuldu. Oysa beyefendilerin amacı İzmir’i de bir Anadolu kenti havasına sokmaktı. Başarılı olamadılar. Olan çalışkan, dürüst Burhan Bey’e oldu.
Göç ile İzmir’e gelenler Konya, Adana kültürünü İzmir’e taşımıyor, sıcak İzmir havasında Ege kültürünü benimsiyorlar. Öyle ki, kendi kentinde örtülü bir kız arkadaşıyla birlikte görünmekten kaçınan gençler uzun zamandan beri İzmir’de el ele özgürce yürüyebiliyorlar.

İzmir marşında “İzmir’in dağlarında çiçekler açar” ile başlayan dizeler İzmir’deki herkese coşku verirdi. Bugün ülkenin her yerinde, her eylemde, her spor karşılaşmasında İzmir Marşı gençlere enerji veriyor.

Vurgulamak istediğim konu şu; İzmir farklılıkların barış içinde birada yaşadığı bir yerdir. İzmir’de kimse kimseye nerelisin, partin nedir, inanışın nedir diye sormaz, bir arada yaşamanın keyfini sürer. Zira siyasi seçim insani bir konudur, zaman içinde değişebilir. Dini inanış ise insanın kendi içindedir. Aynı inanışı taşınmadığı için bir başkasını zorlamak, yani “mahalle baskısı” yapmak İzmirlinin davranış biçiminde değildir.

Siyaseti bir yana bırakırsak Tunç Soyer döneminde Tarkan, Cemil Tugay zamanında da Duman konserleri Gündoğdu meydanına milyonları doldurdu. Genç yaşlı demeden milyonları bir araya getiren ana tema ise demokrasi ve özgürlük. Tarkan İzmir’in kurtuluşunun 100. yılında, Duman Grubu ise Atatürk’ün Samsun’a çıktığı günün 106. yılında yaklaşık ikişer milyon insanın yüreğinin sesi oldu.

İstiklal savaşımız İzmir’in işgali ile başladı, İzmir’in kurtuluşu ile sona erdi.
İzmir’in özgürlük ve bağımsızlık aşkı “özgürlük ve bağımsızlık benim karakterimdir” diyen Atamızın İzmir’e hediyesidir.
Yabancılardan çıkar umanlar, dışarıya değil özümüze baksın.