Birgün'de yer alan habere göre, Türk Telekom’un Konak'taki il müdürlük binası önünde basın açıklaması yapıldı. ÖDP İzmir İl Örgütü adına açıklamayı okuyan Umut Doğan, “Telekom soygununun hesabı verilsin, özelleştirilen kurumlar yeniden kamulaştırılsın” dedi.

Doğan basın açıklamasında Türk Telekom’un yargının iptal kararlarına rağmen, iktidarın ısrarıyla özelleştirildiği hatırlatarak, “Bu özelleştirmeyi özel kılan noktalardan birisi, Telekom’un Lübnanlı Hariri ailesine teslim edilmesidir. Bu da AKP iktidarının Körfez sermayesini Türkiye ekonomisinde etkin kılma çabasının sonucu olmuştur” denildi. Türk Telekom’un, 2018 ikinci çeyrekte 889 milyon TL zarar ettiğini belirten Kamil Güven, “Bu zarar yönetim tarafından ‘kur farkı’ olarak açıklanmıştı. Haziran sonundan itibaren kurun daha da yükseldiğini düşünürsek, Türk Telekom’un zararının da arttığını tahmin etmek zor olmaz. AKP, Telekom’u o günkü değerinin çok altında bir fiyattan sattı. Hariri’nin şirketine vergi kıyakları ile birlikte, Anayasa Mahkemesi’nin iki kez reddine rağmen Sayıştay denetimi kaldırılarak soygunun önü açıldı. Oger, ülkemizin en stratejik kurumlarından birisi olan Telekom’u batırırken milyar dolarları istifleyip, bankalara da büyük borçlar bırakarak ülkeyi terk etti. Böylesi bir soygunun geçiştirilmesine, sorumlularının üzerinin örtülmesine asla izin vermeyeceğiz” dedi.

Basın açıklamasında özelleştirme politikaları eleştirilerek, ”AKP, ülkenin tüm kamu işletmelerini, yer altı ve yer üstü zenginliklerini uluslararası sermayeye devretti. Özelleştirmeler aynı zamanda kayırmacılığın ve yolsuzluğun da en önemli zeminlerinden birisi oldu” denildi.

AKP iktidarında özelleştirmelerle ülke ekonomisine verilen zararların vurgulandığı açıklamada, güncel sorunların sebebinin de özelleştirme olduğu ifade edildi.

Açıklama, “Kâğıt yok. Yerli ve milli SEKA kapatıldı. Kâğıt üretemiyoruz. İşte bütün bunların nedeni özelleştirme politikalarıdır. Şarbon hastalığı ithal ediyoruz biz ithal hayvanlarla. Niye? Çünkü yerli ve milli olduğunu iddia edenler, yerli tarım ve hayvancılığı bitirdiler. Özelleştirmeler halk sağlığına da müdahaledir. Çözüm kamulaştırmadır. Doların tahakkümünden kurtarılabilmek için kendi ayakları üzerinde durabilen bir ülke olabilmek ancak kamusallaşma eksen alınarak oluşturulan bir politikanın sonucu olarak gerçekleşebilir” ifadeleriyle tamamlandı.

Editör: Haber Merkezi