MGK, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın başkanlığında Cumhurbaşkanlığı'nda toplandı. 5 Ağustos'ta yapılan Yüksek Askeri Şura Toplantısı ardından değişen Türk Silahlı Kuvvetleri komuta kademesinin ilk kez katıldığı toplantı sonrası yayımlanan 8 maddelik bildiride şunlar kaydedildi:
"Milli Güvenlik Kurulu, 30 Eylül 2025 tarihinde Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında toplanmıştır. Toplantıda;
-PKK/KCK-PYD/YPG, FETÖ ve DEAŞ terör örgütleri başta olmak üzere milli birlik ve beraberliğimiz ile bekamıza yönelik her türlü tehdit ve tehlikeye karşı yurt içinde ve yurt dışında azim, kararlılık ve başarıyla yürütülen faaliyetler ile son dönemde meydana gelen uluslararası gelişmeler hakkında Kurula bilgi sunulmuştur.
-'Terörsüz Türkiye' istikametinde, Türkiye Büyük Millet Meclisi çatısı altındaki faaliyetlerin de katkısıyla gelinen aşama değerlendirilmiş; milletimizin istikbalinin önündeki terör duvarının tamamen yıkılarak huzur, refah ve güven ikliminin daim kılınmasına yönelik güçlü irade teyit edilmiştir. Müteakiben 'terörsüz bölge' hedefiyle pekiştirilecek süreç dahilinde, komşu coğrafyamızda da terörün hiçbir tezahürüne yer verilmeyeceği ve terör zemini üzerinden yayılmacılığa kati surette müsaade edilmeyeceği vurgulanmıştır.
-Suriye'nin toprak bütünlüğü, birliği ve egemenliği ile Irak'ın güvenliği, istikrarı ve refahına tehdit teşkil eden aktörler ve meseleler değerlendirilmiş; komşularımızı bölgesel çatışmaların içine çekme gayretlerine karşı verilen mücadeleye olan desteğimizin artarak sürdürüleceğinin altı çizilmiştir.
İsrail'in soykırımının durdurulmasının tüm insanlığın müşterek mesuliyeti haline geldiği belirtildi
-İsrail Yönetimi'nin Gazze'de insani felakete ve açlıktan ölümlere yol açan gayrimeşru politikalarına dikkat çekilmiş; soykırımın durdurulmasının ve sorumluların hesap vermesinin tüm insanlığın müşterek mesuliyeti haline geldiği belirtilerek, uluslararası kamuoyuna acilen harekete geçme ve Birleşmiş Milletler bünyesinde sergilenen iradeyi somutlaştırma çağrısında bulunulmuş; Türkiye'nin adil ve kalıcı bir barışın tesisine yönelik atılan her türlü müspet adıma katkı sunmaya devam edeceği ifade edilmiştir.
-Milli davamız olan Kıbrıs meselesinde, Kıbrıs Türklerinin egemen eşitlik ve eşit uluslararası statülerinin tanınmasına dayanan iki devletli çözüm modeline yönelik desteğimiz vurgulanarak, ülkemizin Ada'daki barış ortamını menfi etkileyebilecek her türlü adıma karşı kararlı duruşunu muhafaza edeceği kaydedilmiştir.
-Rusya-Ukrayna Savaşı'na ilişkin mevcut durum değerlendirilmiş; savaşın yayılması riskine işaret eden hadiselerden duyulan endişe dile getirilerek, Türkiye'nin barışın tesisi için daha fazla sorumluluk üstlenmeye hazır olduğu ifade edilmiştir.
Nihai barışın tesisi yönündeki irademiz vurgulandı
-Ermenistan ile yürütülen normalleşme süreci görüşülmüş; Azerbaycan ile Nahçıvan arasında engelsiz ulaşımı mümkün kılarak, bölgedeki tüm ülkelerin menfaatine neticeler ortaya çıkaracak ulaştırma hattının önemi ve nihai barışın tesisi yönündeki irademiz vurgulanmıştır.
-Bosna-Hersek'teki son gelişmeler ele alınmış; ülkenin egemenliğine, toprak bütünlüğüne ve anayasal düzenine olan desteğimiz teyit edilmiştir."