YAZI DİZİSİ - 31 Mart 2019 yerel seçimlerinde CHP’nin aday gösterdiği ve Millet İttifakı’nın desteğini alan Tunç Soyer, yüzde 58,10 oy oranına karşılık gelen 1 milyon 549 bin 693 seçmenin oyunu alarak en yüksek oyla seçilen İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı oldu. En yakın rakibi, MHP’nin de desteğini alan AK Parti adayı Nihat Zeybekçi’ye yüzde 19 küsür fark attı.
İzmir, seçim tarihine kadar 17 yıla yaklaşan iktidar için adeta bir “Nirvana” idi. 2004, 2009, 2014 yerel seçimlerinde İzmir’i onca abanmasına karşın, merkezi hükümetin onca olanaklarını seferber etmesine karşın, şantajla karışık vaatlerine karşın alamadı. İzmir’in demokratik direncini bir türlü kıramadı. 2019 yeni bir fırsattı iktidar için ve eski bir Denizli Büyükşehir Belediye Başkanı ve bakan olan ağır topu Zeybekçi’yi sahneye çıkardı bu kez. Binali Yıldırım’la olmayanı, Zeybekçi ile denemeye çalıştı ancak İzmir yaptı yine yapacağını; Soyer’i onca anti-propagandaya karşın en yüksek oyla İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı koltuğuna oturttu.
Çok Renk, Çok Ses, Çok Nefes
Seçim propagandası sürecinde vaatler manzumesini üçe bölerek cemre metaforu üzerinden seçmene anlatan Tunç Soyer, iki dönem Seferihisar Belediye Başkanlığı’ndan sonra İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı seçilmesinin ardından ilk olarak şu cümleyi kurdu: “Bu başarı İzmir’in başarısı. Bana oy vermeyenlerin de belediye başkanı olacağım.”
Seçim sonuçları gayri resmi olarak sandıktan çıkan sonuçlara göre belli olduğunda CHP İl Başkanlığı’nda il başkanı Deniz Yücel ile birlikte basının karşısına çıkan Tunç Soyer’in ilk açıklaması şöyle oldu:
“İzmir iradesini çok renkten, çok sesten, birlik ve beraberlikten yana kullanmıştır. İzmir her türlü adaletsizliğe ve haksızlığa hayır demiştir. Bizi gömmeye çalıştılar ancak bir şeyi unuttular biz bir gider bin gelirdik. Tüm İzmir halkına teşekkür ediyorum. İzmir siyasetin dilinin değişmesi gerektiğini gösterdi. Yarından itibaren İzmir’de yoksullukla, işsizlikle mücadeleye başlayacağız. İlk iş olarak en az oy aldığım mahalleye gideceğim. Refahı arttırmak için canla, başla ve aşkla çalışacağız.”
Piriştina’nın Doğum Gününde Gelen Mazbata
Soyer, seçildikten sonra sekizinci gün, 8 Nisan 2019’da mazbatasını aldı. Kültürpark’taki hollerden birinde mazbatasını çok kalabalık bir kitlenin eşliğinde il seçim kurulu başkanından alan Soyer, hoş bir tesadüf, artık resmen İzmir’in 35’inci belediye başkanıydı! Bugünü anlamlı kılan bir ayrıntı daha vardı; Tunç Başkan, mazbatasını aynı zamanda İzmir’in unutulmaz rahmetli belediye başkanı Ahmet Piriştina’nın doğum gününde alıyordu.
Soyer, 8500 yıllık kadim bir kentin belediye başkanı olarak mazbatasını aldığında duygu ve düşüncelerini şöyle ifade etti:
“İzmir'in 35'inci belediye başkanıyım. Gerçekten çok büyük bir gurur. Bugün aynı zamanda İzmir'in efsane belediye başkanlarından rahmetli Ahmet Piriştina'nın doğum günü. Bu vesileyle onun efsanesine de sahip çıkacağımızı belirtmek istiyorum. Bugün bu görevi devralıyorum, ama şunu da biliyorum ki bu bir nöbettir. Bana oy veren, vermeyen herkesin daha büyük onur duyarak yaşaması ve bu kenti koruyup ileriye taşımak için canla, başla ve aşkla çalışacağım."
Devir-Teslim Töreni; “Refahı Artıracağız ve Adil Paylaşacağız”
Sıra, devir-teslim buluşmasına gelmişti. Soyer’in ikinci durağı İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı idi. 15 yıldır, üç dönemdir başkanlık yapan Aziz Kocaoğlu’nun makamına geçti. Mazbatasını alırken olduğu gibi yine oradaydım. Heyecanlı, coşkulu bir atmosferde buluştu halef-selef başkanlar. Güzel olan taraf, devir-teslimin iki CHP’li, iki sosyal demokrat başkan arasında cereyan etmesi, iktidarın hevesinin dördüncü kez kursağında kalmasıydı.
Halef-selef başkanların makamdaki buluşmasına eşleri Neptün Soyer ve Türkegül Kocaoğlu da eşlik ettiler. Soyer, burada şu mesajı verdi:
“Kendimi çok şanslı hissediyorum. 15 yıl İzmir’de büyük bir onurla ve başarı ile belediye başkanlığı yapan başkanımızın ardından bu görevi devralacağım. İzmir asla Aziz Başkan'ı ve yaptıklarını unutmayacak. Kendisinden müsterih olmasını rica ediyorum. Onun bayrağını asla aşağıya indirmeyecek, yukarı çıkarmak için canla başla çalışacağız.”
Sıra belediye meclis salonundaki devir-teslim törenine gelmişti. Salon hınca hınç doluydu; ilçe belediye başkanları, meclis üyeleri, belediye bürokratları oradaydı. Salona giremeyen büyük bir kitle de belediye önüne kurulan dev ekrandan izledi devir-teslim törenini.
Kocaoğlu’nun ardından Soyer geldi kürsüye, duygu ve düşüncelerini ifade ederken heyecanlı ve coşkuluydu; iktidarın olanca salvolarını bertaraf ederek elde etmişti seçim zaferini:
“Başkan Aziz Kocaoğlu’nun belediyeye bıraktığı hafızaların verileriyle yola çıkacak olmam, bu işin çok kolay yanı. Büyük bir avantajla, avansla görevime başlıyorum. Bu yüzden kendisine şükranlarımı sunuyorum. Ve tabii ki görevimin zorlukları da var. Birincisi Aziz Başkan’ın yükselttiği bayrağı aşağı indirmemek gibi bir sorumluluğum var. Bunun gereğini yapmak kolay değil. Bu şehri gerçekten koruyarak geliştirmeye gayret edeceğiz. Öncelikli iki ana hedefimizden biri bu şehrin refahını artırmak olacak. Bu da üretimle olacak. İkinci hedefimiz ise refahın adil bir şekilde paylaşılmasını sağlamak. Bu iki hedefi gerçekleştirmek için canla başla çalışacağız. İzmir tüm Türkiye’de çok daha yakından izlenen, gıpta edilen ve takip edilen, örnek alınan bir kent olacak. Bu umutla ve bu inançla, Aziz Başkan’ımızın bıraktığı yerden devam edeceğiz. Bu güvene layık olmak, İzmir’de hiç kimsenin başını eğdirmemek, her İzmirlinin bu kentle daha çok gurur duymasını sağlamak için canla, başla, aşkla çalışacağız.”
Gazi’nin Önünde
Devir-teslimden sonra Soyer’in üçüncü durağı Cumhuriyet Meydanı’ndaki Gazi Heykeli oldu. Soyer, yanında CHP İzmir İl Başkanı Deniz Yücel ve İYİ Parti İzmir İl Başkanı Hüsmen Kırkpınar olduğu halde göreve başlamadan önce Kurtuluş’un ve Kuruluş’un önderi Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e saygı çelengini sundu. Soyer, çelenk sunumu sonrasında ise şu cümleleri kurdu:
“Sizlerin huzurunda Kurtuluş Savaşı’nda emperyalizme karşı kazanılan savaşta bizim için canlarını veren dedelerimize, ninelerimize söz veriyorum. Asla onların yolundan ayrılmayacağım. Türkiye demokrasiden asla ayrılmayacak. İzmir buna öncülük edecek bir şehir olacak. 31 Mart yerel seçimlerinde Millet İttifakı olarak İzmir’den Türkiye’ye çok güçlü bir demokrasi dersi verdik. Türkiye 1 Nisan’dan itibaren değişimi başlattı. Tüm Türkiye bunun yerelden başlatılacağını gördü. Müreffeh ve muasır medeniyetler seviyesine birlikte çıkacağız. Güzel günler göreceğiz çocuklar, güneşli günler… Motorları maviliklere süreceğiz.”
Seçimden Önce Verilen ve Tutulan Söz
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, seçimden önce göreve gelir gelmez ilk iş olarak en düşük oy aldığı mahalleyi ziyaret edeceği sözünü vermişti. O sözünü tuttu ve ilk ziyaretini 356 geçerli oydan 7’sini aldığı (yüzde 4), Kiraz’ın kırsal ve geçimini tarımdan sağlayan Dokuzlar Mahallesi’ne yaptı. Soyer, Dokuzlar’da köylülere şöyle seslendi:
“Dokuzlar Mahallemiz her ne kadar tercihini büyük oranda başka bir adaydan yana kullandıysa da İzmir Büyükşehir Belediyesi sınırları içerisinde yer alıyor ve belediye hizmetlerini buraya da taşımak benim asli görevim. Seçimlerden önce defalarca belirttiğim gibi seçmen ayrımı yapmadan ilimizin her yerine eşit hizmet götürmek ve İzmir’in ürettiği refahı ilin tüm kılcallarına ulaştırmak için var gücümüzle çalışacağız. Dokuzlar Mahallesi sakinlerinin düşünceleri, söylem ve icraatımızın bazı mahallelerde neden işitilmediğini görmek ve ihtiyaçların ne olduğunu daha doğru anlamak için büyük değer taşıyor. Burada sadece Dokuzlar’ın değil Küçük Menderes Havzası’nın da sorun ve beklentilerini yerinde inceleme fırsatı buldum. Sizin de belediye başkanınız olacağım. Önümüzdeki beş yıl boyunca benim başdanışmanım doğrudan İzmir halkı olacak. Dolayısı ile İzmir’in tüm ilçelerindeki farklı mahalleleri ziyaret etmeye aralıksız devam edeceğim.”
Dokuzlar Mahallesi’nde geçimini tarımla sağlayan köylüler, samimi buldukları Başkan Soyer’e talep beklentilerini iletti bu ilk ziyarette. İçme suyu şebekesinin yenilenmesi, kırsal kalkınmaya destek verilmesi, kestane ağaçlarına musallat olan hastalık ve kestaneye alternatif ürün geliştirilmesi, bölgeye özgü meyvelerin işlenmesi ve paketlenmesi, köy kooperatifinin desteklenmesi dile getirildi.
İlk ziyaret, ilk temas sıcak bir buluşmaya sahne oldu. Verilen sözün tutulması ise bu sıcak karşılanmanın büyülü anahtarıydı.
YARIN: İLK 500 GÜN #BİZVARIZ #BİZYAPARIZ