GÜLSEN CANDEMİR / İZ GAZETE- CHP’li tüm belediye başkanları İzmir’de yapılan çalıştayda bir araya geldi. Balçova Kaya Termal Otel’de 2 gün boyunca yapılacak çalıştaya başta CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu olmak üzere genel başkan yardımcıları, Büyükşehir ve ilçe belediye başkanları katıldı. ‘Kardeş Kentler, çağdaş kentliler’ buluşması belediye başkanlarını yeniden bir araya getirmiş oldu. Çalıştay’da İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ile Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen katılırken Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’ın katılmadığı görüldü.  Çalıştay, açılış konuşmalarının ardından atölyelerle devam etti.

Açılışını ev sahibi İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in yaptığı çalıştayda, Yerel Yönetimlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Seyit Torun’un ardından CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu konuştu. CHP Genel Başkanı, sosyal belediyecilikten, hesap verilebilir belediyeciliğe, kayyumlardan ekonomik krizin sarsıcı etkilerine kadar pek çok konuda açıklama yaptı. Kılıçdaroğlu’nun, saraya gidip Erdoğan ile görüşen CHP’li iddialarına ise hiç değinmediği görüldü. 

İLHAM KAYNAĞIMIZ

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, çalıştayın açılışında yaptığı konuşmasında İzmir’in demokrasi kültürüne vurgu yaparak, her belediye başkanının getirdiği deneyim ve birikimle çok daha güzel çalışmaların adımının İzmir’de atılacak olmasından duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Soyer açıklamasında şunları söyledi: “Kültür ve doğa kavramlarını İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin yeni stratejik planlarına temel ilkelerimiz olarak aldık. Kentlinin değişen ihtiyaçlarını iyi okuyabilen, şeffaf, demokratik belediyecilik, insan odaklı belediyeciliğin özünü oluşturur. Biz insanları sadece bir vatandaş değil, ülkemizin ve dünyamızın geleceğine yön veren bir ilham kaynağı olarak değerlendiriyoruz. 

HEPSİ TARİHİ KENTLER

Yöneticisi olduğumuz şehirler yüzlerce hatta binlerce yıllık bir tarihsel sürecin sonunda bugüne gelmiş. Bu köklü geçmiş, kültürü, sosyal yaşamı ilişkileri ve davranış biçimlerini beslemiş, şekillendirmiş, bu yönde her şehrin kimliğini oluşturmuştur. Bu nedenle kültür olarak yerel yönetim anlayışı kendi toplumsal belleğimize sahip çıkmak anlamına geliyor. Bu çok kültürlülüğün özünde ise, bir arada yaşama iradesi var.

DOĞA HASTAYSA BİZ DE HASTAYIZ

Hem yerel hem küresel anlamda ciddi bir ekolojik krizin ortasındayız. Yaşam alanlarımız ve geleceğimiz ciddi tehdit altındayken mevcut anlayışları genelden başlayarak değiştirmek zorundayız. İçecek suyumuz, soluyacak havamız ve karnımızı doyuracak topraklarımız kalmadığında zaten kaybedeceğimiz şehirler de olmayacak.  Doğa hastaysa biz de hastayız, iyiyse biz de iyiyiz. Doğa odaklı yerel yönetim anlayışı en temel ilkemiz olmalıdır.

Eskiden sadece devletler arasında ortaklıklar varken, şimdi dünyanın farklı kentleri arasında ortaklıklar gerçekleşiyor. Kent diplomasisi gibi yeni bir alan açılıyor. Bütün dünyada, yerel yeniden tanımlanıyor. Dileriz ki Ankara’da masa başındakiler, bu değişimi görmezden gelmez ve iyi değerlendirir. Aksi durumda halkımızın beklentileri boşa çıkacaktır. 

KALICI FİKİRLER OLUŞACAK

İzmir demokrasi başta olmak üzere, insanlığa yöne veren pek çok yeniliğin gerçekleştiği bir coğrafyanın içinde. Pek çok ilk bu şehirde gerçekleşmiştir. Her birimizin kentlerinden geldiği deneyimler burada buluşacak,  pek çok yenilik ve kalıcı fikir burada oluşacaktır. Bu nedenle çalıştayın ülkemizin geleceği için çok güzel sonuçlar vereceğine inanıyorum.”

KILIÇDAROĞLU: ‘TEŞEKKÜR EDİYORUM’

Kılıçdaroğlu yaptığı konuşmada 31 Mart seçimlerinin ardından 2. Kez yaptıkları kapsamlı toplantıda CHP’li belediye başkanlarını kutlayarak sözlerine başladı. CHP’li belediye başkanlarının kısa sürede iyi sınav verdiğini ifade eden Kılıçdaroğlu:“Seçimlerin üzerinden yedi ay geçti. Bütün belediye başkanlarımızı kutluyorum. 7.5 aylık dönemde çok güzel şeyler yaptık. Yanlışlarımızı süratle düzelttik, güzel şeyleri yaygınlaştırdık. Ortak politikalar geliştirdik. Yerel yönetimlerde ilkleri yapıyoruz. Bu yaptıklarımızı da anlatmamamız gerekiyor. Sıradan bir şey yapmıyorsunuz, halk size bir yetki verdi. Bunu yaparken önünüze engeller çıkabilir, bunun hiçbir önemi yok. Kararlılıkla önümüze çıkan bütün engelleri aşmak zorundayız.

‘ENKAZ EDEBİYATI YAPMADINIZ’

Size bir teşekkürüm daha var. Başka partilerden devir alanlara özellikle sesleniyorum. Çok zor bir tabloyu dev aldınız. Borç batağını gördünüz. Hiçbir arkadaşımız enkaz edebiyatı yapmadı. Bunun için de size teşekkür ediyorum. Bu anlayış ‘ben görevimi yapamıyorum’ algısı oluşturur. Bunu yapmadınız, bu çok önemli. Teşekkür etmek de genel başkan olarak benim görevim. Bir başka teşekkür daha edeceğim. İsraf haramdır diyoruz. İsraftan özenle kaçındınız. Tasarruf yaptınız. Bir belediyeyi hakkıyla hukukuyla nasıl yönetileceğini tüm vatandaşlara gösterdiniz. Güven veren bir belediye başkanı israftan şatafattan kaçınandır. İsraftan ve şatafattan kaçınırsanız halkın içinde daha rahat dolaşacaksınız. Bir teşekkürüm daha var size. Şeffaf belediyecilik yaptınız. Meclis toplantılarının şeffaf bir şekilde yayınladınız. Düne kadar şeffaflık yoktu, ihaleyi kaça yaptın diye soruyor buna bile yanıt alamıyorduk. Bu şeffaflığı siz başardınız bunun için de size teşekkür ediyorum.

Katılımcılık, birlikte yönetim, kimseyi dışlamadan yapılan yönetim, bunu çok önemseyeceğiz. Muhtarlarla, STK’larla, meslek kuruluşları ile bir araya geleceğiz. İstanbul Büyükşehir Belediyemiz, yüz binlerce insanın görüşü alınarak projeler yapmaya başladı. Ben yaptım oldu, her şeyi ben bilirim  mantığından kurtulmak demektir. Belediye başkanlarımız bu yeni uygulamayla yerel yönetimler anlayışında yeni bir sayfa açmış oldular.

17 YILDA CEPLERİNİ DOLDURDULAR 

Malum bir ekonomik kriz yaşıyoruz. Bu krizin toplumsal boyutu var. Aç yatan yüz binlerce çocuk var bu coğrafyada. 17 yıldır bu ülkeyi yöneten bir avuç insan sadece cepleri için çalıştı, vatandaş için değil. Kendisini yakan, intihar eden, toplu intihar sürecine giren insanlar var artık. Bizim Belediye başkanlarımız sosyal yardımlarda belli bir çerçevede hayata geçirmeye başladılar. En azından ekonomik krizin yükünü azaltmak için bir arayış içine girdiler.

Belediyelerimiz sosyal belediyecilik yapıyor, kaynağı nereden geliyor, israfı önlemekten geliyor. İsrafı kesip binlerce insana, öğrenciye sosyal yardım yapıyor. Toplumsal barış açısından son derece önemli çalışmalar bunlar. Bugün itibariyle 847 bin kişi, bin TL’nin altında aylık alıyor. Ben bunu söyleyince ayaklandılar, yok öyle bir şey dediler. Ben demiyorum SGK’nın Eylül 2019 istatistiğinde var bu bilgi 21. Yüzyılın Türkiye’sinde bu. 17 yıldır ülkeyi yönetenler ülkeyi ne hale getirdiler. Ülke için çalışmadılar, yakınları, akrabaları, dünürleri, oğulları, torunları için çalıştılar. Biz kimin için çalılıyoruz ‘bu ülke için’. Hiçbir ayrım yapmadan tüm vatandaşlar için çalışıyoruz. Bizim belediye başkanlarımız halka doğruları söyleme geleneğini kararlılıkla sürdürmesi lazım. 

Her mahalleye kreşler açacağız. Kadın kooperatiflerini destekleyip teşvik edeceğiz. Kent estetiğine daha fazla önem vereceğiz. Kentlinin entelektüel ihtiyaçlarına cevap verecek çalışmaları artırmamız lazım. Bu işleri yaparken tek güvencemiz bize oy veren vatandaşlarımızdır.” Dedi.

KAYYUMLARA TEPKİ GÖSTERDİ

Tüm yasal süreçleri tamamladınız ve belediye başkanı oldunuz ama bir gün sonra, vali bir yazı yazıyor ve koltuğunuzdan oluyorsunuz. Bu demokrasi değildir, demokrasiye inen, halkın iradesine inen darbedir. Hangi partiden olursa olsun. Her siyasi partinin ortak ilkeleri vardır. Demokrasi, insan hakları gibi. Eğer siz beğenmediğiniz bir partinin belediye başkanını alıyor, yerine birini atıyorsanız. O zaman iktidara sormak gerekiyor: ‘Sandığı niye getiriyorsunuz o zaman?’Hadi belediye başkanını aldınız, belediye meclisi var. Oradan birini belediye başkanı seçin. Buna bile izin vermediler.

Seçimlerde söyledim ben, kızdılar. Bu ülkede kimsenin can ve mal güvenliği yok. Ben bunu söylediğimde kızıyorlar. Bunu bütün dünya biliyor. Kişi başına düşen gelirimiz ortada. Bu gerçekler maalesef bizim canımızı acıtıyor. Bu ülkeye sosyal demokrasiyi getirelim. Rakiplerimiz için de demokrasi isteyelim.   

KİMSENİN ŞÜPHESİ OLMASIN

CHP Genel Başkan Yardımcısı Seyit Torun ise; “Genel ekonominin düzeltilmesi belediyelerin işi, görevi veya gücü dâhilinde değildir. Belediyeler işsizliği de önleyemez, doları da düşüremez. Bunları çözmek için daha çok çalışmak ve iktidara gelmek zorundayız. Bu hayat mücadelesini de haysiyet mücadelesini de kazanacağız. Kimsenin şüphesi olmasın.” Diye konuştu.

OYLARIMIZ ARTIYOR

Torun “CHP’li belediyelerimizin yaptıkları halkımızın desteğini daha da artırıyor. Büyükşehir belediyelerinde etki araştırmaları yapmaya başladık. Saray da benzer araştırmalar yapıyor. Onlar da biz de aynı şeyi görüyoruz. CHP Belediyelerinin olduğu bölgelerde oylarımızdaki artış eğilimi sürüyor. Başkanlarımıza yönelik teveccüh giderek artıyor. Ankara’da, İstanbul’da, İzmir’de, Adana başta olmak üzere hemen her yerde kayda değer yükselişler var. Saray bu gerçeği görüyor. Gördükçe paniğe kapılıyor. Bunu durdurmak için muhalefet belediyelerini her alan da haksızca, hukuksuzca baskı altına almaya çalışıyor. Saray HDP belediyelerini kayyumlarla ele geçirirken, CHP belediyelerini yetkisiz, etkisiz, olanakları olmayan eli kolu bağlı birer kuklaya dönüştürmek istiyor. Saray, yerel yönetimler üzerinde seçmenlerin iradesini hiçe sayan bir vesayet kurmaya çalışıyor. Saray her gün belediyelerimizi yetkisiz, kaynaksız bırakıp kuklalaştıracak yeni adımlar atıyor”dedi.

Editör: Haber Merkezi