İZMİR HABERLERİ

İzmir’de şantiyede ölü bulunmuştu: 5 sanık hâkim karşısında

İzmir'de 7 yıl önce 26 yaşındaki Dorukhan Büyükışık'ın şantiyede ölü bulunmasına ilişkin müebbet hapis cezası istemiyle dava açılan 5 inşaat çalışanı, hakim karşısına çıktı.

Abone Ol

İzmir'de 7 yıl önce 26 yaşındaki Dorukhan Büyükışık'ın şantiyede ölü bulunmasına ilişkin müebbet hapis cezası istemiyle dava açılan 5 inşaat çalışanı, hakim karşısına çıktı. 21. Ağır Ceza Mahkemesince görülen duruşmaya tutuksuz sanıklar H.K, B.Ç, A.G, H.A. ve T.Ç. ile maktulün annesi Nihal ve babası Ethem Büyükışık ile taraf avukatları katıldı. Kimlik tespitinin ardından söz verilen tutuksuz sanık H.K, olay günü gece nöbetinin ardından eve gittikten sonra aranması üzerine inşaat sahasına geri geldiğini söyledi. İnşaat alanına gelince cenazeyi gördüğünü savunan H.K, "Olay günü gece bir ses duydum ve köpeği alıp dolaştım. Kendi alanımda hiçbir şey bulamayınca tekrar görev yerime döndüm. Benim alanım aşağıda ve cenazenin bulunduğu bölgeye gece gitmedim. Görev bölgemde kamera vardı ama arızalıydı." dedi. Cumhuriyet savcısının duyduğu sesin ne olduğunu sorması üzerine sanık H.K, torba atılma sesi gibi olduğunu söyledi. Mahkeme başkanının, cenazenin bulunduğu alanın kimin sorumluluğunda olduğunu sorması üzerine H.K, "H.A'nın olması lazım." diye yanıt verdi. Makine operatörü sanık B.Ç. de şantiyede kaldığını ve olay günü aynı sesi kendisinin de duyduğunu söyledi.

Cenazeyi ben de sabah gördüm

Kaldığı konteynerin yanındaki köpeği gece serbest bıraktığını anlatan B.Ç, "'Pat' diye bir ses duydum ve bekçi H.K'ye sesi söyledim. O da duyduğunu söyledikten sonra köpeği alıp 20 dakika sonra geri geldi. Cenazeyi ben de sabah gördüm ve savcıya ifademi verdim." dedi. Gece bekçilerinden A.G. de mesaisi bittikten sonra evine gittiğini ve aynı şantiyede çalışan damadının olayı söylemesi üzerine birlikte şantiyeye gittiklerini anlattı. İnşaat sahibinin diğer bekçileri aramasını söylemesi üzerine aradığını belirten A.G, daha sonra evine döndüğünü kaydetti. Mahkeme başkanının, "Olayın ne olduğunu bilmeden damadının bir şey olduğunu söylemesi üzerine kimseyi aramadan, sormadan hemen geri mi gittin?" sorusunu A.G, yanıtsız bıraktı.

Biz, çocuğun düştüğü alanı orada jeneratör olduğu için görememişiz

Bekçilerden H.A. da olay günü ses duyduğunu belirterek, "Bizimle çalışan arkadaşlardan birine söyledim. Arkadaşım köpeği alıp gezdirdi. Biz, çocuğun düştüğü alanı orada jeneratör olduğu için görememişiz. Emniyetten bizi aradılar, 'Cinayet var.' dediler. Biz de olay yerine geldik." ifadelerini kullandı. Cumhuriyet savcısının bağırma sesini sorması üzerine H.A, "Bir insanın canı yanarsa bağırır. Bağırdığını duydum ama sonra ses kesildi." diye konuştu.

Cenazeyi göremedim ilk başta

Sanık bekçilerden T.Ç. de nöbet yerinin şantiyenin en üst kısmı ve olay yerine uzak olduğunu söyledi. O akşam rahatsız olduğunu anlatan T.Ç, "Herhangi bir ses, olay yaşamadım o gece. Rutin, sıradan bir akşamdı. Sabah görevim bitince eve gittim. Telefonla aradılar. 'Şantiyede birine bir şey olmuş.' dediler, ben de şantiyeye geldim. Geldiğimde polisler olay yerindeydi. Kime ne oldu diye merak ettim. Cenazeyi göremedim ilk başta. Tanıdık birisi mi diye baktım." ifadelerini kullandı.

Oğlumuzla mükemmel bir iletişimimiz vardı

Dorukhan'ın annesi Nihal Büyükışık da son güne kadar oğluyla beraber olduğunu söyledi. Büyükışık, şunları kaydetti:

"Dorukhan, bize haber vermeden evden gece çıkmış. O gün sabah telefon sesine uyandık. Eşim telefonla konuşurken arabayla ilgili bir şeyler söylendiğini duydum ve hemen Dorukhan'ın odasına girdi çünkü arabamızı oğlum kullanır her zaman. Eşim benden önce olay yerine gitti. Sonra beni aradı ve 'Bulunduğun yerde kal.' dedi. Bu sırada oğlumu aradım ama cevap alamadım. Eşim gelip beni siteden aldı ve 'Dorukhan'ı kaybettik.' dedi. Ben yürüyüşte kaybettik sandım, 'Onu bulurum.' dedim. Ben ona sonsuz güvendim. Sanıklardan şikayetçiyim. Bizim oğlumuzla mükemmel bir iletişimimiz vardı." Mahkeme başkanının son aylarda oğlunun psikolojik durumuna ilişkin sorusu üzerine Büyükışık, bir sınav nedeniyle oğlunun stresli günler geçirdiğini, psikologdan destek aldıklarını anlattı. Canının çok yandığını dile getiren Büyükışık, "O gün neden bir ambulans çağrılmamış, deliller toplanmamış, neden yok sayılıyor? Vicdanlarına sesleniyorum, ne olduysa o geceyi itiraf etsinler." diye konuştu.

Bu kamera görüntülerini kaybettiler

Baba Ethem Büyükışık da olaya ilişkin 6 ana soruşturma ve kovuşturmanın devam ettiğini söyledi. Oğlunun yürüyüş yapmak için gece evden çıktığını belirten Büyükışık, şunları kaydetti:

"Dorukhan'a bir iş teklifi yapılmıştı ve kabul etmişti. Pazartesi Ankara'ya gidecekti. Oğlumun o dönemde bir psikolojik sıkıntısı yoktu. Bölgeye spor yapmak maksadıyla gitmişti. Cinayetten 13 gün sonra şüpheli polise teslim edilen görüntülerde oğlum görünüyor. Görüntünün dosya bilgileri silinmiş. O tarih ve saat de sonradan yapıştırılmış durumda. Dorukhan, buradaki sanığın kaldığını söylediği konteynerin dibine arabasını park etmiş. İki kamera, H.K. ile diğer B.Ç. arasında ne geçtiğini kaydetmiş. Bu kamera görüntülerini kaybettiler." Büyükışık, olay yerine gelen polislerin 19 kamera kaydını almadıklarını savunarak, bu kayıtların da daha sonra yok edildiğini öne sürdü. Oğlunun işkence gördüğünü iddia eden Büyükışık, şantiyede aydınlatmanın tam olduğunu, oğlunun öldürüldükten sonra olay yerine bırakıldığını savundu.

Savunmaların ardından söz alan cumhuriyet savcısı, dosyadaki eksikliklerin giderilmesini ve sanıkların mevcut hallerinin devamını talep etti. Sanıkların mevcut hallerinin devamına karar veren mahkeme heyeti, duruşmayı erteledi. Duruşmanın ardından adliye önünde açıklama yapan baba Ethem Büyükışık, adalet aradıklarını belirterek, "Duruşmada 5 sanığın tutuklanmalarını istedik. İleride sanık sayısının daha da artacağını düşünüyoruz. Mahkeme salonlarında hesap verdiklerini görmek istiyoruz." dedi.

Ne olmuştu?

İzmir'in Narlıdere ilçesinde 13 Mayıs 2018'de Dorukhan Büyükışık'ın (26), inşaat şantiyesinde cansız bedeni bulunmuş, olayın intihar olduğu değerlendirilmişti. Yürütülen soruşturma kapsamında ailenin şikayeti üzerine olay yerine gelen polisler hakkında "görevi kötüye kullanmak" iddiasıyla hazırlanan iddianame, 2. Asliye Ceza Mahkemesince kabul edilmişti. Ayrıca, şantiye sahasında görevli bekçiler H.K, H.A, T.Ç. ile inşaatta çalışan B.Ç. ve yakın şantiye sahasında bekçi A.G. hakkında "kasten öldürme" suçlamasıyla müebbet hapis cezası istemiyle iddianame hazırlanmıştı.